İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Meclis toplantısında CHP'li üyelerin eleştirilerine cevap verirken hayli gergindi. İddiaları cevaplandırmak için tekrar tekrar kürsüye çıkan Başkan Topbaş, muhataplarını insafsızlıkla, haksız ithamlarda bulunmakla suçlarken "Bu benim üçüncü ve son dönemim" dedi. Birileri için bu cümleyle bombayı patlattı. Benim için sürpriz olmadı, bomba haber de değildi. Topbaş, asıl bu açıklamasıyla bombanın pimini çekti.

"Canınız çok sıkılırsa çizmeleri giyeriz" sözlerini sarfederken çok gergindi Topbaş. Gerginliğin tamamının CHP'lilere olmadığını, içinde çok şey biriktiğini anlamak hiç de zor değil.

Kadir Topbaş, uzun zamandır parti içinde bile tartışma konusu oluyordu. AK Parti destekçisi gözüken ama gerçekte partiye ve davasına hizmet edip etmediği tartışmalı bazı isimler açık açık Topbaş'ı hedef alıyor, sosyal medya ve köşe yazıları üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Daha ne bekliyorsunuz?" tarzı mesajlar gönderiyordu.

Konu elbette FETÖ... Kadir Topbaş'ın damadının hukuki durumu ve kendisinin uğursuz 15 Temmuz'da ABD'de bulunması, birkaç gün sonra İstanbul'a dönmesi... İBB sivil savunma sekreteri 79 yaşındaki Mehmet Tunç'un, 15 Temmuz gecesi darbecilere belediyenin tüm kapılarını sonuna kadar açması da var tabii...

* * *

Kadir Topbaş, 2004 yılında birçok aday adayı elenerek bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterildi. Erdoğan'ın okuduğu şiir nedeniyle aldığı mahkûmiyet yüzünden boşalttığı koltuğa tesadüfen oturan Ali Müfit Gürtuna'nın kalıcı bir siyasi figür olamayacağı, belediyeyi iki mülkiye müfettişiyle yönetmesi yüzünden AK Parti ile de yollarının kesişmeyeceği ortaya çıkmıştı. Bazı ilçe belediye başkanları yanında İBB'nin önemli kurumlarında başarılı hizmetler vermiş bazı isimler bile İstanbul'u yönetmeyi arzuluyordu. Özellikle birkaç yıldız bürokrat, ciddi ciddi talip olmuştu bu göreve. AK Parti'nin doğal ve tartışmasız lideri, İstanbul'la ilgili tek karar verici olan Recep Tayyip Erdoğan, Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı tercih etti.

Döneminde birçok işe imza attı Başkan Topbaş. Özellikle "dikey yapılaşma" rekoru kırıldı. Toplumu direk ilgilendiren ulaşım hizmetleri, şehrin çiçeklerle makyajlanması ayrı konu. Ama İstanbul'un orantısız bir şekilde betonlaşması Kadir Topbaş'ın başkanlığı dönemine denk geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin meclis toplantılarında tartışmalı şekilde onaylanan imar planları sonucu oldu bunlar.

Tıpkı, İstanbul'un silüetine hançer gibi saplanan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın okul arkadaşına "bunu traşla" dediği, mahkemenin yıkım kararı verdiği ancak ilçe belediyesinin ipe un serdiği Zeytinburnu'ndaki 16/9 kuleleri gibi. O ve diğer kulelerin hepsinin altında İBB'nin kabul ettiği tartışmalı imar planları var.

* * *

Başkan Topbaş, özellikle FETÖ konusunda ağır eleştirilere hedef oluyordu ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, "şehircilik" açısından Topbaş ve ekibiyle aynı frekansta olmadığını defalarca ve açıkça dile getirmişti. İçinde "İstanbul'a ihanet"in de geçtiği cümleler kurarak hem de. Hiç birisi de etkili olmadı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın devreye girmesiyle "dikey yapılaşma"ya son verildi.

İstanbul'un referandumda "hayır" demesinin tek sorumlusu elbette Kadir Topbaş değil. Yüzde 35'lerden başlayan "evet" oylarının yüzde 48'lere çıkarmasındaki en büyük pay kuşkusuz Recep Tayyip Erdoğan'ın. 15 Nisan'da bile ilçe ilçe dolaşan Erdoğan, İstanbul'daki AK Parti ekibinin başarısız olduğunun farkında. Büyükşehir Belediyesi, İl Başkanlığı, İlçe Başkanlıkları ve ilçe belediyelerinin yeterli sinerjiyi oluşturamadığını gayet iyi biliyor. Büyük bölümünün işine gücüne (!) baktığını da... O yüzden İstanbul'a ağırlık verdi Cumhurbaşkanı Erdoğan.

* * *

İBB Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın "son dönemim" diyerek bir daha aday olmayacağını (veya gösterilmeyeceğini) açıklaması, aynı zamanda bir turnusol kağıdı da olacak. Bu yüzden "bombanın pimini çekti Topbaş" diyorum. Görevinin bitimine 2 yıla yakın bir süre varken, bu açıklamanın kendisi için ne kadar riskli olduğunun bilincinde Başkan Topbaş. Bu saatten sonra belediye bürokratlarına da, parti grubuna da hükmetmek eskisi kadar kolay olmayacak. Ama, bu arada Başkan Topbaş, koltuğunda kimlerin gözünün olduğunu da görme şansına sahip olacak.

Bazı ilçe belediye başkanlarının, il yöneticilerinin ve hatta İstanbul'da yerel yöneticilik yapmış bazı milletvekilleri ve eski bakanların üzerinde olacak Topbaş'ın gözü. Elbette partililerin de... Bir yandan Erdoğan'ın, gözbebeği İstanbul'u kime emanet edeceğini kestirmeye çalışacak, diğer yandan kimin yıldızının parladığını gözlemleyecek geniş bir "partili" kitle var. Geleceğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilişkileri şimdiden iyi kurmak için yarışacak "siyaset simsarları" da dahil bunlara... İşi, geçim kaynağı "siyaset" olanlar 2 yıl içerisinde çok yorulacak.

Geçmiş tecrübelerim ışığında aday adaylarına da bir tavsiyem var: Starttan erken çıkan, çabuk yıpranır ve bu yarışı kaybeder...