Sevgili yolcu,

Zor zamanlar yaşıyoruz. Duygularımız karmakarışık. Sakin kalmak istiyoruz ama sakin kalmakta güçlük yaşayabiliyoruz. Bir yandan başkalarına yardımcı olabilmemiz için önce kendimizi sakinleştirmemiz gerekiyor. Bu olumsuz duygular içindeyken, sinir sistemimizi bir nebze de olsa nasıl sakinleştirebiliriz bunu konuşmak istiyorum seninle.

Bu ara sık duyduğum bir kelime ‘’Normalleşmek!’’. Kime göre, neye göre normalleşmek! Bir gerçek yaşadık. Acı bir gerçek. Kimimiz birinci dereceden yaşadı kimimiz ikinci veya üçüncü derecede yaşadı. Şu an burada acıyı derecelendirmek dahi ağır hissettiriyor. Bana sorarsan ben de tatsız ve yorgun hissediyorum hatta normal uyku rutinimden fazlaca uyuyorum. Şunu biliyorum uyku ihtiyacım bir yok saymak değil. Bu gerçeğe adapte olmaya çalışıyorum.

Hiçbir şey olmamış gibi yaşantı kaldığı yerden devam etmiyor. Etkisi yıllar boyunca sürecektir. Acı çekiyor olabiliriz, bu çok insani. Acı kötü bir şey değildir. Gerçeği değiştirmeye çalışmazsak iyileşebiliriz. Sadece biraz duralım.

Herkesin yası yaşama biçimi farklıdır. Birbirimizden farklıyız. Zaten her şeyin herkesin aynı olduğu bir yerde ‘kendilik’ diye bir öz olmazdı diye düşünüyorum. Hepimizin acı ile baş etme yolları farklıdır. Bu konuda birisini yadırgayamaz birisini sorgulayamaz ve suçlayamayız. Yaşadığımız afete birinci dereceden tanık olup, kayıplar yaşamış bir çocuk veya yetişkin beklenmedik derecede normal davranışlar sergilerken; bir başkası içine kapanabilir.

Sosyal medya, televizyon yayınları afet bölgesinden enkaz görüntüleri, gözyaşları, haykırışlar… Başta da söylediğim gibi gerçek bir acı var. Şunu düşünmeni istiyorum, saatlerce bu görüntüleri izleyerek, aldığın nefesten, sıcak ev ortamından, çocuğuna sarılmaktan utanır duruma geldiysen eğer ve tüm bu duygu karışıklığının gerisinde kalıyor ise çocuğun eşin ailen; bu bir empati midir? Anlık vicdani ve dürtüsel bir davranış sergiliyor olabilir misin?

Peki ne yapabiliriz?

Etkisi uzun yıllar sürecek bir acı yaşıyoruz. Bu süreçte yardım etmek iki tarafı da iyileştirici etkiye sahip.

‘’Senin için bir şey yapabilir miyim?’’ cümlesi yanında olduğumu hissettirecektir. Ve sadece dinlemek, elini tutmak, sarılmak.

‘’Seni anlıyorum.’’ Cümlesi bu acıda bir anlam ifade etmeyecektir çünkü afeti birinci dereceden yaşayan, bir gün önce evinde sevdikleri ile uykuya dalıp saatler sonrasında ailesini sevdiklerini yuvasını kaybetmiş birisini gerçekten anlayamam bu konuda empati dahi kuramam. Yapabileceğim en iyi şey ihtiyaçları gözlemleyip, ihtiyaçları doğrultusunda yardım etmek ve yanında olmak olacaktır.

Yaşadığımız duyguyu birileri ile konuşmak, yalnız kalmak yerine yakınlarımız ile temasta ve iletişimde olmak, doğaya çıkıp bedeni topraklamak, kendimizi bir battaniyeyle sıkıca sararak kasları gevşetmek, soğuk havada dışarı çıkıp yürüyüş yapmak, soğuk su ile el yüz ayak yıkamak bizi sakinleştirecek ve güvende hissettirecektir.

İyi olalım ve acı afetten sağ kalanları birlikte yaşatalım. Keza uzun bir iyileşme süreci bekliyor hepimizi.

Beni dinlediğin için teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kal.