
Genel Bilgiler
Adalar, tarih boyunca çeşitli kaynaklarda ve dönemlerde çeşitli adlarla anılmıştır. Bunların en yaygını Batı kaynaklarının kullandığı “Prens Adaları” ya da “Prensler Adaları”dır. Bu ad adalara, Bizans döneminde soyluların, prenslerin, patriklerin hatta imparatorların sürgün yeri olarak kullanıldıkları; kimi kaynaklara göre de, Bizans İmparatoru II. Justinus 567’de Büyükada’da görkemli bir saray ve manastır yaptırdığı için verilmiştir. Antik dönemde adalara Dimonisi veya Demonisi (Cin Adaları) denmiş, Aristoteles “Demonisi”nin Heybeliada’da ilk kez bakır madeni işleten birinin adı olduğunu ve adaların giderek onun adıyla anıldığını ileri sürmüş, kendisi ise Kalkedon (Kadıköy) Adaları demiştir. Yunan filozof Artemidoros, Pitiusa (Çamlı), Romalı tabiat bilgini Plinius, Propontidas (Marmara Adaları) derken Bizanslılar burada yaşayan keşişlerden dolayı Papadonisia (Papaz Adaları, Keşiş Adaları) demişler; tarihçi Hammer, Les İles des Saint (Evliya Adaları), Thomas Allom Demonesca, Türkler, topraklarının renginden dolayı Kızıl Adalar diye adlandırmışlardır.
İklim ve Bitki Örtüsü
Adaların iklimi ana çizgileriyle İstanbul kentinin aynıdır. Ancak konumları nedeniyle bazı özellikler de gösterir. Sıcaklık birkaç derece daha fazladır. Kışın kar pek az görülür. Yazın da İstanbul’un diğer bölgelerine oranla daha az yağış alır. Sise az rastlanır ve çabuk dağılır. Sonbahar, genellikle ilkbahardan daha sıcak geçer. İlkbahar aylarının özellikleri birkaç hafta içinde sona erer ve yaza geçilir. Rüzgâr rejimi de genelde İstanbul’un aynıdır, ama adaların konumları bu rüzgârların etkilerini yumuşatır. Karşı kıyıda bulunan Aydos, Kayış Dağı, Alemdağı, Küçük ve Büyük Çamlıca tepeleri, Kınalıada hariç diğer adaları poyraz rüzgârından korur. Kışın daha çok Karayel eser. Batı rüzgârı mayıs ayından itibaren aralıklarla esmeye başlar. Batı-karayel adalar çevresinde fırtınalara yol açan en tehlikeli rüzgârlardır. Sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında zaman zaman esen lodos, adaları ısıtır. Sıcak mevsimlerde ise, yerel bir rüzgâr olan meltem havayı serinletir. Bu iklim ve rüzgâr özellikleri adaları sevilen bir yazlık ve dinlenme yeri yapar.

Adalar zengin ve çeşitli bir bitki örtüsünü sahiptir. Makiler ve çamlar hakim doğal örtüyü oluşturur. Akdeniz ikliminin tipik bitkisi olan makiler, ilkbaharda birden rengarenk çiçeklenir ve hoş kokular yayar. Taşmeşesi, süpürge çalısı, sakız, kocayemiş, katırtırnağı, mersin, bodur ardıç, laden ayrıca yabani zeytin, kekik, lavanta, adaçayı, zakkum sık rastlanan türlerdendir. Adalar deyince hemen akla gelen çamlar, makilerden sonra en yaygın bitki ve ağaç türüdür. En çok Heybeliada’da görülen çamlar, kızılçam da denilen “Pinus Brutia”lar grubundadır. Büyükada’nın kuzey kesimlerinde fıstık çamları, manastır ve mezarlıklar çevresinde serviler, yollarda akasyalar, ıhlamurlar, bahçelerde çeşitli süs ve meyve ağaçları bulunur. Adaların karakteristik bitkilerinden biri de mimozadır. Mimozalar yanında, adaların gülleri, şebboyları, petunyaları, lale ve sümbülleri, glayörleri, beyaz sarı pompon gülleri, ortanca ve kasımpatıları ünlüdür.

Meskun adalarda av hayvanı kalmadığı gibi artık tavşan da yoktur. Tavşan Adası, Sivriada ve Sedefadası’nda adatavşanı bulunur. Bölge kuş açısından zengindir. Martılar, kargalar, karabatak, ispinoz, serçe, kızılgerdan (narbülbülü), kaya güvercini, sığırcık, saksağan, saka vardır. Av kuşlarından, mevsiminde keklik, bıldırcın, çulluk, yabani kaz görülür. Tarih boyunca balıkçılığın ana uğraş olduğu ünlü adalarda 1950’ler, hele de 1970’lerden sonra balık cinslerinin büyük kısmının nesilleri hızla tükenmiştir.
Devamı yarın…