Bu haftaki yazımı gerçekten hiçbir şey göründüğü gibi değildir başlığındaki gibi bir konuyu ele alacağım.

Irmak Ünal’ı eminim Türkiye’de çok az kişi vardır tanımayan.

Kendisi televizyon ve sinema dünyasının duayen isimlerinden biri olan ünlü oyuncu Cihan Ünal'ın kızı.

Yıllar boyunca sanatla iç içe bir ortamda büyüdü.

Ancak 4 yıl önce ani bir kararla oyunculuk kariyerine ara verip Bali'ye yerleşti ve bambaşka bir hayata oralarda adım attı.

Irmak Ünal iki çocuğuyla birlikte Bali'de hayatına yeni bir düzen kurdu. Güzel ve başarılı oyuncu, oyunculuk hayatına ve Türkiye’deki ünlü yaşantısına ara vererek Bali’de yoga eğitmeni olarak devam etti.

Güzel oyuncu Bali’deyken sosyal medyayı oldukça aktif kullandı.

Hatta Türkiye’de yaşadığı zaman neredeyse sosyal medyayı hiç kullanmayan oyuncu Bali’de her anını paylaşıyordu. Bu paylaşımları gören herkes eminim şu cümleyi kullandı “ oh ne güzel hayat eller havaya”

Ama hiçbir şey göründüğü gibi değil diye bir söz vardır. İşte bu söz Irmak Ünal’da vücut buldu.

47 yaşındaki güzel oyuncu Irmak Ünal, bu hafta sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Bu sefer yaptığı paylaşım her zaman Bali’de yaptığı neşeli, eğlenceli bir paylaşım olmadı.

Ünlü oyuncu kanser olduğunu duyurdu.

İşte kendi sözleriyle bu paylaşımı;

"Sonuçların meme kanseri" kelimelerini duyduğumda, yeni yılın ilk günüydü… ne sürpriz! ve ben bunun beni hem tamamen yıkıp, hem de yeniden inşa edeceğini bilmiyordum. Bu yolculuk hem çok gerçek, hem çok zor, hem de anlatması güç bir şekilde dönüştürücü…

Erken teşhis gerçekten hayat kurtarır. Bilgi, korku değil güç demek. Ve ben, yol boyunca bana hem bilimin hem kalbin ışığıyla rehberlik eden inanılmaz bir doktor ekibiyle çevrili olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Tabii dürüst olayım…Benim spiritüel tarafım bazen bilimle çatışıyor. Doktorlarımın daha önce hiç duymadıkları sorularla uğraşmak zorunda kaldıkları kesin ve içimdeki uzaylıyla da! Ama yine de bana sabırla, mizahla ve sonsuz bir motivasyonla yaklaştılar. Yaklaşmaya devam ediyorlar….Bu, benim için tıbbın en saf hali. Ne kadar ameliyathane kapısında "vay be bir başımayım, yapayalnız gidiyorum" desem de asla yalnız değildim. Önce Allah’ ın varlığını hep hissettim ve yol arkadaşlarıma tüm kalbimle teşekkür etmeliyim”

Gördüğünüz gibi hastalığına tam anlamıyla motif olmuş moralini yüksek tutup inancını yitirmiyor. Ben gönülden inanıyorum Allah’ın izniyle de iyi olacağına.

Irmak Ünal’ı ben de bir gazeteci olarak tanırım kendisiyle yaptığım özel röportajlarım var. Bilen bilir herkesle kolay kolay röportaj yapmaz. Genelde magazin haberlerinde yer almazdı. Ama bana çok güvenir ve severdi bu yüzden arada da olsa röportaj verdiği nadir gazetecilerden biriydim.

Ben de haberi duyunca bir gazeteci olarak değil bir insan olarak kendisine bir mesaj attım.

“Irmak hanım çok geçmiş olsun.

Sizin yeriniz bende her zaman ayrıdır. Duruşunuzla, kişiliğinizle sizi her zaman seven bir gazeteci oldum. Size yazmak ve geçmiş olsun dileklerimi iletmek istedim. Eğer sizin için yapabileceğim bir şey olursa her zaman yanınızda olduğumu lütfen bilin. Her şey inşallah sizin için güzel olacak ben inanıyorum.”

Kendisi de kısa bir cevap verdi.

“Çok teşekkür ederim. Allah herkese sağlık versin.

Ben de bu haftaki yazıma son verirken başta Irmak Ünal olmak üzere hastane kapılarında şifa arayan herkese sağlık diliyorum.

Allah yâr ve yardımcıları olsun.

Sevgiyle kalın.