Türk atçılık camiasının derbisi Gazi Koşusu, geçtiğimiz pazar günü Veliefendi Hipodromunu'nda koşuldu.
O gün, 2.5 dakikalık bu "prestijli" yarışı izlemeye gelen 30 bin kişinin aklında; en pahalı kıyafetlerini giyerken, en şık şapkalarını takarken bile sadece iki soru vardı:
Kupayı kim kazanacak?
Boldpilot'un rekoru kırılacak mı?
Cumhuriyetimizin 100. yılında, 97.'si yapılan koşunun bu seneki galibi; Urfa Aslanı ile Mehmet Kaya oldu. Derecesi ise 2.30!
Bu demek oluyor ki efsane at "Boldpilot'un rekoru bu sene de kırılamadı." Neden efsane diyoruz Bold Pilot için? Öncelikle 2.26'lık rekoru ve tabii ki, bir attan daha fazlasını ortaya koyan karakteri için..
Mesai arkadaşlarının "Boldi" dediği Bold Pilot neden "efsane"?
"Bold Pilot (d. 21 Nisan 1993 - ö. 30 Nisan 2015), Özdemir Atman'ın yetiştiricisi olduğu Atman Ekürisi'ne ait İngiliz orijinli, Türk yarış atıdır."
Bu, hakkında Wikipedia'da yazılanların başlangıcı ve devamında da aldığı kupalar var. Fakat Boldi'yi efsaneleştiren bilgiler sadece bunlar değil.
O sadece kupalarıyla hatırlanmıyor ki!
~ 70. Gazi Koşusu'nda 2.26,22'lik rekoru ve bu derecenin 27 senedir geçilememesi
~ 96 Enternasyonel Boğaziçi Koşusu'nda sakatlığı ve "hiç şans verilmemesine" rağmen, favori gösterilen "Alman atı Galtee"ye karşı yarışı galip bitirmesi
~ Tay Deneme Sınavı'nda sırt üstü yere düştüğü halde, "izleyenleri kendine hayran bırakarak" hiçbir şey olmamış gibi kalkıp, yarışı rahat bir şekilde kazanması
~ Yağmurlu havaları sevmeyen, huysuz ve inatçı bir karaktere sahip olması; fakat zamanla izleyiciyle arasında bağ kurarak, tribünleri ve kendisini "hizaya" sokması
~ Onu izlemeye gelen binlerce insanın, sırf o huysuzlanıp sakatlanmasın, startingbox'a rahat girsin diye hep bir ağızdan "Şışşşştttt Bold Pilot geliyor" diye birbirini uyarması ve tribünlerin, o box'a girene kadar adeta sessizliğe gömülmesi
~ Çoğu koşusunda son düzlük dönülene kadar kendini tutması, sonrasında da deparla kimsenin yetişemeyecegi bir hızla finish'e ulaşması.. Galibiyetiyle "geriden gelinse dahi" kazanılabileceğinin "umudu" haline gelmesi,
~ Kupaları sayesinde Triple Crown “Üçlü Taç” ünvanına sahip, Türkiye'deki 8 attan biri olması
~ Sahibi Özdemir Atman'a, gelen teklifler üzerine "Merkez Bankası'nı verseler satmam" dedirtmesi
~ Halis Karataş'a "Ben onu tanınan bir at yapacaktım ama o beni tanınan bir jokey yaptı" dedirterek, jokeyine sadece başarı değil, aşkı da getirmesi
~ Hakkında çekilen filminin tek "star"ı olması ve milyonları heyecanlandıran hikayesiyle, bugün dahi çok ama çok sevilen bir at olarak hatırlanması…
1 + 1 = 1
Filmi izleyenler bilir; azmin, iradenin ve başarmanın tadını iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Boldi ve Halis'in hikayesindeki naiflik ve sadelik sizi etkiliyor. Huysuz bir atı, sabırla sakinleştirebilmek, ehlileştirmeden de kazanabilmesini sağlamak yalın bir dille anlatılıyor. Filmi izledikçe, birbirleri için atan kalplerin sadece insanlara özgü olmadığını anlıyorsunuz.
"Bizim İçin Şampiyon" filminde, başarılarının da basit bir tarifi var aslında:
"İki canlı birleşecek ama sonuç asla 2 olmayacak. Bir artı bir, eşittir bir olacaksınız! Aynı aşk gibi..."
"Şampiyon olmak demek bir gün kaybedeceğini bildiğin halde koşmak demektir"
Filmde geçen bu replik gibi, 90lı yıllarda tüm yarışseverlerin "umudu" da olan Boldi, 2015 yılında öldü. Geride sayısız kupa, onun sevgisiyle atan kalpler ve "Hala her sabah uyandığımda hava yağmurlu mu diye camdan dışarı bakıyorum" diyen Halis Karataş'ı bıraktı.
Seneye Gazi Koşusu’nda bakalım Boldi'nin rekoru kırılabilecek mi? Yoksa yine hafızalarda şu ses mi yankılanacak?
"Dış kulvardan Bold Pilot geliyorr. Bold Pilot geliyorr. 2 boy da fark yapiyor veee Bold Pilot isimli safkan, jokeyi Halis Karataş'la yarışı kazanıyor."