Resmi adıyla Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin Başkanı Mesud Barzani'nin Türkiye ziyareti "bayrak" tartışmasıyla geldi gündeme. Barzani, Fransa dönüşü geldi Türkiye'ye ve önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından İstanbul'da, Başbakan Binali Yıldırım tarafından Ankara'da kabul edildi. "Bayrak" tartışması ise, daha önce defalarca Türkiye'de resmi temaslarda bulunmuş Barzani'nin bayrağının ilk kez İstanbul ve Ankara'da havaalanlarında göndere çekilmesiyle başladı. Barzani'nin bayrağı, daha önceki temaslarda da Başbakanlık'ta Irak bayrağıyla beraber kabul görmüştü. Bayrağın göndere çekilmesinin tepki çekmesinde, Barzanistan'ın (Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi) resmi haber ajansı Rûdaw'ın bunu büyük bir zafer gibi haberleştirmesi de etkili oldu.

Irak'ın "isyancı", "terörist" grubu iken, bugün ABD sayesinde özerkliğini kazanmış, bu yaz da bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanan Barzani cephesinde bunun bir "zafer" edasıyla sunulmasını yadırgamamak lazım. Onlar açısından bakıldığında önemli bir kazanım çünkü. Bunu ancak, Barzani'nin Irak'ta "terörist" olarak görülürken, T.C. pasaportuna muhtaç olduğu yılları hatırlayanlar anlayabilir.

* * *

Neyse, asıl konu bayrak ve o bayrağın göndere çekilmesi değil. Ayrılıkçı tüm grupların ilk işi kendilerine bir çatı isim ve bir de bayrak dizayn etmektir. Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan fakat "bağımsız devlet" fikri İngilizler tarafından oluşturulan, ABD eliyle yürütülen Barzanlar da aynı yolu izledi. Daha bir asırı bulmayan bir "hareket" bugün "devlet" olmanın eşiğinde.

Barzani, Türkiye temaslarının ardından "Cumhurbaşkanı Erdoğan'la herşeyi konuştuk" dedi. Rakka operasyonu da mutlaka gündeme geldi. Bu konuda Barzani'nin Türkiye'den önce Batı dünyasının sözünü dinleyeceğini biliyoruz. Çünkü, Türkiye'ye sadece "pasaport" borcu olan Barzani, asıl gücün ABD, Rusya ve İngiltere olduğunun farkında. Onların istemediği bir yol çizmesinin de mümkün olmadığını gayet iyi biliyor. En büyük rakibi Talabani ve grubunu da zaten ABD'nin müthiş desteğiyle bir kenara itmeyi başarmıştı.

Gelelim, Rakka, Barzani ve Batı'nın perde arkasında pişirdiğine...

* * *

ABD, uzun süredir Türkiye'yi Suriye PKK'sını tanımaya zorluyor. Obama yönetimi, Türk askerini Suriye'ye çekip o dönemde bizim pek "terör örgütü" gözüyle bakmadığımız El Nusra dahil, El Kaide türevi örgütler yanında IŞİD'le savaşmamızı istiyordu. Kilis'e atılan bombaların ardından bizim için o topraklara askeri harekat düzenleyip, IŞİD'i sınırlarımızdan uzaklaştırmak kaçınılmaz oldu ve El Bab'a kadar uzanan bir koridorda aylardır savaşıyoruz.

El Bab'ın ardından Menbiç ve Rakka'ya da cephe açacağımızı net bir şekilde deklare ettik. ABD ve Rusya buna pek sıcak bakmıyor. Suriye PKK'sı da Menbiç'ten çıkmak istemiyor. Süleyman Şah Türbesi'nin eski arazisininin bulunduğu bölgeden çıkmak istemiyor Suriye PKK'sı. Çünkü, burası Türkiye'nin Ankara Antlaşması ile "egemenlik alanı" sayılan bir bölge. Anlamı büyük Suriye PKK'sı için Menbiç'in. "Türkiye'nin söz sahibi olduğu bir toprak parçasını elinde bulundurmak" gibi önemli bir kazanım olarak görüyorlar Menbiç'te bulunmayı. Gerçekten de öyle...

* * *

Ankara'yı bir türlü Fırat'ın batısındaki PKK varlığına ikna edemeyen, Rakka operasyonunda Suriye PKK'sının da "müttefik kuvvetler" içerisinde yer almasını kabul ettiremeyen ABD, yeni planlar peşinde. Barzani'nin PKK için "Truva atı" olduğu bir plan.

Hatırlayalım... ABD, Türkiye'nin harekat hazırlığına karşı "kırmızı çizgimiz" Menbiç'i zırhlı birlikleriyle kuşatmaya aldı. Böylelikle Türkiye'ye "Suriye PKK'sı ile Menbiç'te çatışmak için önce bizimle kapışmalısın" mesajını kaba bir şekilde verdi Pentagon. ABD'li Cumhuriyetçilerin önde gelen isimlerinden Senatör John McCain'in Ankara ziyareti öncesi Suriye PKK'sının bulunduğu bölgeye yaptığı ziyaret böylelikle daha da anlam buldu.

ABD, Rakka'ya Suriye PKK'sını da bir şekilde götürmeye kararlı. Bunu ABD bayrağı altında ve ABD üniformasıyla yapma ihtimali de var ama Suriye PKK'sının net bir şekilde varlığını hissettirmek istiyor. Müzakere masası ve savaş sonrası için... Türkiye'nin bunu da kabul etmeyeceğinin farkında Washington. Şimdi son kozlarını devreye sokup, PKK'nın Barzani bayrağı altında Rakka'da savaşması için formül arıyorlar. Barzani "Büyük Kürdistan lideri" gözükmek için buna dünden razı. PKK'nın da eli mahkûm. Ama, Barzani'ye uzun süredir destek veren Türkiye'nin bunu "görmezden" gelmesi gerekiyor.

Kısaca, Barzanistan bayrağının Türkiye'de göndere çekilmesini konuşurken, o bayrağın altında PKK'nın Rakka'da bize "müttefik" olması gibi bir risk var.

Bence Barzanistan bayrağını bu açıdan konuşmak daha ufuk açıcı...