Osmanlı’dan sonra Türkiye’de ilk kez Türkçülük hareketini başlatan Nihal Atsız’dır…
Büyük bir tarihçi, büyük bir şair ve yazar olmasına rağmen maalesef bugün bile ders kitaplarına giremediği, hatta üstü örtülü sansür uygulandığı için çok bilinmiyor.
Nihal Atsız, çok güç şartlarda Türkçülük ve Turancılık kavgası verdi.
Saygıdeğer hocamız Dr. Sakin Öner’in çok güzel ifade ettiği gibi, “3 Mayıs 1944’teki Türkçülük şahlanışı olmasaydı, bugün Türk milliyetçiliği fikri, bölücü vatan haini güçlerin önünde sarsılmaz bir kale gibi duramazdı. Türk siyasetini bütünüyle kuşatan ve yönlendiren bir fikir olamazdı.”
Bu yıl sevindiren taraf şu oldu ki, 3 Mayıs Türkçüler Günü daha bir coşkuyla, daha bir geniş katılımlı kutlandı. Nihal Atsız’ın mezarı başında yapılan anma töreni, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yapılan Türkçüler yürüyüşü gelecek için umut oldu.
Hatta daha önce adını anmaktan çekinen kişiler bile sosyal medyada ve değişik ortamlarda Türkçüler Gününü kutladı…
Bugün ülkemizde hâlâ milliyetçilik öcü gibi gösteriliyor.
Milliyetçilik veya Türkçülük denince Hitler’in Almanya’da yaptığı gibi faşist bir yapılanma algısı oluşturulmaya çalışılıyor.
Türk milliyetçisiyim deyince her ağızdan bir ses çıkıyor ama Arap milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği, hatta her türlü etnik milliyetçilik özendiriliyor, takdir ediliyor.
Türklüğü bölücülük olarak algılayan gerçekte hasta ruhlu bir kesim var…
Bazıları da “Ben Osmanlı torunuyum” diye güya Türklüğü ikinci plana atmaya gayret ediyor.
Bilmiyor ki, Osmanlı, Türk milletinin içinde bir soydur ve sadece bir aile mensuplarına verilen isimdir…
Gerçekten Osmanlı torunu isen zaten Türksün ama bunu söylemeyecek kadar da yüreksizsin…
İşte Nihal Atsız, bütün bu oluşumlara karşı Türküm diyebildiği için büyük dava adamı oldu…
Türklüğü, Türk milliyetçiliğini bugünlere taşıyan dava adamlarını yeni neslin de tanıması ve bilmesi açısından 1944’te Irkçılık ve Turancılık Davasında yargılanan 23 Türk milliyetçisini tekrar hatırlatıyorum.
Nihal Atsız, Nejdet Sançar  (Atsız’ın kardeşi), Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Hüseyin Namık Orkun, Hasan Ferit Cansever, Reha Oğuz Türkkan, Fethi Tevetoğlu, İsmet Tümtürk (Cenap Şahabettin’in oğlu), Cihad Savaşfer, Zeki Sofuoğlu, Muzaffer Eriş, Hikmet Tanyu, Said Bilgiç, Cemal Oğuz Öcal, Cebbar Şenel, Hamza Sadi Özbek, Nurullah Barıman, Fehiman Altan, Fazıl Hisarcıklı, Saim Bayrak, Yusuf Kadıgil, Heybetullah İdil.
Bunların dışında Osman Yüksel Serdengeçti, İlhan Egemen Darendelioğlu, Said Sadi Danişmendgazioğlu, Şevki Ersoy, Ziya Özkaynak, Mehmet Külahlıoğlu ve Necdet Özgelen gibi milliyetçiler de tutuklanıp çeşitli işkencelere maruz kaldıktan sonra serbest bırakıldı.

*****
Türkler neden Bozkurt’u sembol seçti?

Ruslar ayıyı, İngilizler aslanı, Amerikalılar kartalı, İspanyollar boğayı milli sembol saymışlar.
Türkler, neden başka bir hayvan değil de Gök yeleli Bozkurt'u sembol seçti?
Bozkurt'un özelliklerini genel olarak şu şekilde sıralamak mümkündür:
1 - Bozkurtlar atasına bağlıdır. Bozkurt sürüsünden ayrılan bir erkek bozkurt karşılaştığı bir kara kurt sürüsüne girer. Girdiği sürünün liderliğini alır…
2 - Bozkurt özgürlüğüne düşkündür. Dünyada evcilleştirilememiş tek hayvan olma unvanı Orta Asya bozkurtlarındadır. Hayvan yakalandığında tüm hayvanların aksine gırtlak kısmında bulunan öd denen keseyi parçalar ve intihar eder. Bozkurt esareti kabul etmeyen bir varlıktır. Bozkurt'un boynuna tasma takıp bir kafese koyamazsınız. Bozkurt ölümü kabul eder, kendisini parçalar ve intihar eder.
3 - Bir bozkurt sadece yiyeceği kadarını avlar ve yavrusu olan bir hayvana saldırmaz, avlamaz. Bozkurt leş eti yemez. Kendi avını kendisi avlar. Başka hayvanların avladığı leşi yemez.
4 - Bozkurtlar eşlerini kıskanırlar. Bozkurt dişisi asla bir kara kurtla çiftleşmez. Bozkurt yaşamından tek eş seçer. Eşi ölmeden başka eş aramaz.
5 - Bozkurt sürüsü sağdan ve soldan giden öncüler, akabinde de göbekten gelen ana kuvvetle saldırır düşmanına. Bozkurt cesaretli ve ölümüne mücadele eden bir yapıya sahiptir, esareti kabul etmez.
6 - Bozkurtların bir lideri vardır ve sürü o liderin emrinden çıkmaz. Bozkurt liderine bağlıdır, dinlenme anında da lideri etrafında koruma tedbirleri alır. Bozkurtlar avlamaları, toplu yaşama kurallarına uyma vb. açılardan bir sistem içerisindedirler, yani asildirler.
7 - Bozkurtlar teşkilat halinde bir yaşam sürerler. Bozkurt ekip çalışması yapar ve hürriyetine son derece düşkündür.
8 - Karda yürüyen 40 bireylik bir Bozkurt grubunu takip etseniz ancak, beş altı ayak izi görebilirsiniz. O kadar dikkatli ve organizedirler, çünkü grup önde giden lider Bozkurt'un ayak izlerine basarak ilerler. Bozkurtlar asla düzensiz ve plansız hareket etmez, avlanmazlar.
9 - Bozkurtlarda bir yavrunun hem annesi, hem de babası ölse dahi yavru hayatta kalır. Bozkurtlarda grup hiyerarşisi buna müsaade etmez. Diğer grup üyeleri yavruyu evlat edinir ve kendi yavruları gibi büyütürler.
10 -Bizim sembolümüz, Gök yeleli bozkurttur; yani GÖKBÖRÜ. Bu kurt türü sadece Orta Asya dolaylarında yaşamaktadır. Türk milleti Bozkurt'u taşıdığı bu özelliklerden dolayı kendine sembol edindi.
11- Türk milleti asırlarca Bozkurtlaşan şahsiyetler yetiştirmiştir. Bozkurt bu nedenle tarihimiz içinde bayrak olarak da kullanıldı.

***
TEBESSÜM

Nasıl bilirdiniz?

Nihal Atsız’ın cenaze namazından sonra imam efendi teamüle uyarak sordu:
- Hakkınızı helal ediyor musunuz?
Cami avlusu; “Helal olsun! Helal olsun! Helal olsun” sesleriyle dolup taşarken, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’nun sesi yükseldi:
- Üzerimizde onun hakkı vardır hoca efendi! Bizim onda ne hakkımız olacak?

*****

GÜNÜN SÖZÜ
Ben ne faşistim, ne demokratım. Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeye tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir Türk’üm. Siyasi, içtimai mezhebim Türkçülüktür.
Nihal Atsız