Türkiye'de insanların özgür olup olmadığı konusunda sanatçılar arasında atışmalar devam ediyor...
Özgürlük tartışmasında söylenen sözler, verilen örnekler ne kadar hazin bir durumda olduğumuzu gösteriyor.

Türkücü Yavuz Bingöl, kendi çapında Türkiye'nin özgür olduğunu anlatırken aynen şu ifadeleri kullandı; "Yurt dışına gidin; orada yapamadığınız her şeyi burada yapabiliyorsunuz. Orada yere tüküremezseniz, burada tükürüyorsunuz, kırmızı da geçemezsiniz, burada geçiyorsunuz."
Yere tükürmenin, kırmızı ışıkta geçmenin özgürlük olduğunu savunan bir zihniyetin hakim olduğu yerde, özgürlüğü tartışmak doğuştan kör birine renkleri anlatmaya benzer...
Özgürlüğün temel şartı, yasal ve ahlâkı kurallara herkesin uymasıdır...

Önce kurallara uymamayı, başkasının hakkını gasp etmeyi özgürlük olarak gören zihniyetten kurtulmak lazım...
Hele hele topluma örnek olması gereken, sanatçı kimliği ile konuşan kişiler, sokağa tükürmeyi özgürlük olarak görürse...
Sokaktaki vatandaş, insanların yüzüne tükürmeyi özgürlük olarak düşünür...

Türkiye'nin temel sorunu kurallara uymamayı marifet sanan, daha da beteri kurallara uymayanları ödüllendiren zihniyettir...
Aynı zihniyet sanatçı olduğunu söyleyende de var, politikacıda da var, aydın olduğunu iddia edende de var...
Kurallar maalesef garibanlara işliyor... Gariban kırmızı ışıkta geçince ceza yer... Ama sanatçı veya politikacı veya bürokrat kırmızı ışıkta geçmeyi özgürlük olarak görür...
Garibanın asgari ücret maaşından kuruşu kuruşuna vergisi kesilir... Üç kuruş eksik kalırsa yakasına yapışılır...
Ama vergisini hiç ödemeyen zenginlere kimse dokunmaz... Hatta garanti olsun diye aflarla kurtarılırlar...
Yurt dışında herkes kurallara uyuyor... Uymazsanız bedelini ödersiniz...

Yurt dışında tıpış tıpış kurallara uyanlar, Türkiye'de kural tanımıyor. Biliyorlar ki, Türkiye'de kural tanımamanın bedeli yoktur... 
Bedeli olmayınca kırmızı ışıkta da geçersiniz, yere de tükürürsünüz... Üst kattan sokakta yürüyen garibanın üstüne kova ile su da boşaltırsınız...
Yavuz Bingöl çok haklı! Türkiye gerçekten fazla özgür bir ülke...
HiçHiH kimse yaptığının bedelini ödemiyor...

*****
Boynuma tasma taktırmam

Çelimsiz ve aç bir kurt, soğuk bir sabah, köyün yakınlarında karnını doyurabilmek için dolaşırken, besili ve karnını iyice doyurmuş bir köpekle karşılaşır.
Kurt; "Söylesene dostum, nasıl böyle tombul olabiliyorsun?" diye sorar.
Köpek: "İnsanlar beni besliyorlar" diye cevap verdi.

"Hepsi bu kadar mı?" diye şaşıran kurt, alaylı bir ifadeyle sorar; "İşin çok zor olmalı öyleyse." 
Köpek, "Hayır hayır, yaptığım tek şey, geceleri bahçeyi beklemek."
Kurt: "Bunun için mi sana yemek veriyorlar? Eğer hepsi buysa ben de sana arkadaş olurum. Sen, dışarıda yiyecek bul­manın ne demek olduğunu bilemezsin."
Köpek: "Sahibim şüphesiz seni de besler."

Kurt, köpeğin haline imrendi ve ağzını şapırdattı. Beraberce, köpeğin bekçilik yaptığı yere doğru gittiler.
Bahçeye girer girmez kurt, köpeğin boynundaki bir ize dik­kat kesildi.
 "Baksana dostum, boynundaki tüylere ne oldu?" diye sordu. 

Köpek, "Zincir tüylerimi döktü. Görüyorsun, günün ve gecenin büyük bir bölümünde ben zincirle bir kazığa bağlıyım."
Bu duruma çok şaşıran kurt, "O halde hoşça kal zavallı dostum. Fikrimi değiştirdim. Ben, ne senin gibi boynuma tasma takarım, ne de karın tokluğuna birilerini efendi seçerim. Aç kalırım, soğuklara, kara, kışa, tipiye, borana dayanırım. Doğup, yaşadığım dağlara dönerim, özgür avlanır, özgür yaşarım. Kurtluğumdan, özgürlük aşkımdan asla taviz vermem. Ben dağda özgür doğdum, dağlar beni özgürleştirir, özgürlüğüm için her şeye feda ederim" diyerek hızla ormana doğru uzaklaştı.

***
TEBESSÜM
Diktatör

Diktatörün biri, halkın durumunu görmek için kıyafet değiştirerek bir meyhaneye gider. Adamın biri, çok zengin bir sofrada keyif yapmaktadır. Yanına gidip sorar:

- Böyle içebilmek için iyi kazanıyor olmalısın. Günde ne kadar kazanıyorsun?
- 2 bin.

- Peki, büyük liderimiz, vergileri biraz daha artırırsa ne kadar kazanırsın?
- 4 bin.

- Kemerleri biraz daha sıkarsak, çalışma koşullarını ağırlaştırırsak?
- En az 5 bin.

Diktatör sinirlenmeye başlar.
- Peki ya insanları ölümüne çalıştırırsak?
- O zaman 10 binden aşağı kazanmam! 
- Ne iş yapıyorsun sen yahu?
- Tabutçuyum! 

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Güzel söz sıcak demir gibidir; vaktinde söylemezsen soğur taş gibi olur. 
Cengiz Aytmatov