Müteahhit kimdir? (Ana işi proje bazlı üstlenen)

Etimolojik (dilbilimsel) anlamda “müteahhit” kelimesi, Türk Dil Kurumu tarafından yüklenici, kendi adına veya sözleşmeciden devraldığı inşaat işini yapmakla yükümlü gerçek kişi” şeklinde tanımlamıştır. Bu tanım ve çağımızda yaygın yerleşik kullanım alışkanlıkları nedeniyle “müteahhit” kelimesinin inşaat işi ile özdeşleştiğinin kabulü ve işbu yazının konusu olan “eser veya hizmet sözleşmesi karşılığı hizmet müteahhitliği” kavramının “yüklenici” kelimesi ile özdeşleştirilerek değerlendirilmesi makul yaklaşım olacaktır. Bu yaklaşım 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Eser Sözleşmesi başlıklı 470. maddesinde de karşımıza çıkar.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu / MADDE 470: Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

 “Eser Sözleşmesi” ve “Yüklenici” kavramları, aynı kanunun 470’den başlayan ve 486’ya kadar devam eden maddelerinde ele alınarak düzenlenmiştir. Bu tanımlamalar ve düzenlemelerden elde edilebilecek makul çıkarım ise şudur: Müteahhit (Yüklenici) işi bizzat yapan veya kendi idaresi altında yaptıran kişidir. Farklı gerekçelerle işi bir başkasına da devredebilir ve işin devredildiği bu kişiye taşeron denir.

 Örnek: Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bir köprü ihalesi açmış ve köprü yapım işini A firmasına vermiş ise, A firması Müteahhit (Yüklenici) firma olur.

Taşeron kimdir? (Ana işe bağlı tali işi proje bazlı üstlenen)

 Taşeron tanımının temel ve kritik özelliği, taşeronun işin tümünü değil sadece belirli bir bölümünü üstlenmesidir. Taşeronluktan söz edebilmek için mutlaka bir yüklenicinin varlığı gerekmez, işin bir bölümünü asıl iş sahibinden alan kişi ya da kuruluş da taşeron sayılır. Kritik ve belirleyici nokta, asıl iş sahibinin işin tümünü devredip etmediğidir. Yani, asıl iş sahibi işin tümünü bir başkasına yaptırıyorsa müteahhitlik (yüklenicilik), işin bir kısmını kendisi yaparken diğer bir kısmını başkasına yaptırıyorsa taşeronluk söz konusudur.

Bazı Yüksek Mahkeme kararlarında “işin tamamının devredilip devredilmediği” veya “işin anahtar teslimi verilip verilmediği” konusunun, müteahhit ile taşeron ayrımı açısından başlıca kriter olduğu vurgulanmaktadır. Yüksek Mahkeme, taşeron ilişkisinden söz edebilmek için “işi veren kişinin kendisinin de işin asıl bölümünde işçi çalıştırmasını” zorunlu görmektedir. Bu bağlamda, taşeron ilişkisinden söz edebilmek için işin bir kısmının devir edilmiş olması ve devir edenin de aynı işte işçi çalıştıran işveren niteliğinde olması gerekmektedir.

 Örnek: Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın köprü yapım işini üstlenen Müteahhit (Yüklenici) A firması, köprünün yapımında ihtiyaç duyulan kaynak işlerini B firmasına devir ettiyse, B firması taşeron firma olur. Aynı durum, Asıl İşveren olan Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın köprüyü kendi imkânları ile inşa etmesi ancak kaynak işlerini B firmasına devir etmesi durumunda da geçerlidir.

 Devamı sonraki yazıda…