Galatasaray Beşiktaş derbisi iki takım için de şampiyonluğun düğümünü çözecek maçtı. Şenol Hoca’nın Necip ve haftalardır yoku oynayan Lens’le oyuna başlaması kafaları karıştırdı.

Maçın hakeminin bütün takdir haklarını Galatasaray lehine kullanması, ilk yarı Beşiktaş’a üç sarı kart göstermesi, Belhanda’nın Burak Yılmaz’a yaptığı kartlık faulde kartı es geçmesi, Beşiktaş’a her pozisyonda kart göstermesi ve hele taca giden topu Galatasaray’a vermesi ve pozisyonun gol olması.... Ne kadar pozisyonu hakem Bülent Yıldırım yaratsa da Beşiktaş’ın pozisyonu bırakması affedilir gibi değil.

Galatasaray’ın haftalardır yaptığı algı maçın ilk yarısında meyvelerini verdi. İlk yarıda atağa çıkarken özellikle Lens’in kaptırdığı toplar Beşiktaş defansını dağıttı. Necip’in orta sahada yeterince verimli oynayamaması takımın bütün yükünü Atiba’ya yükledi.

Beşiktaş ikinci yarıya ilk yarının şokunu atlatamadan çıktı. Necip ve Lens’e Şenol Hoca’nın tahammülü anlaşılır gibi değil. Elli beşinci dakikada Galatasaray’ın kullandığı taç atışını adeta seyreden Beşiktaş ortasaha ve defansının arasından Galatasaray’ın attığı ikinci gol Şenol Hoca’yı ancak uyandırdı. Adriano ve Querasma değişiklerini yaparak Beşiktaş daha çok ileri çıkmaya başladı. 67. dakikada verilen penaltı tam bir Bülent Yıldırım klasiğiydi. vAr olmasa eyyama devam edecekti. İptal edilen penaltı sonrası maç hızlı ve Galatasaray’ın üstünlüğüyle devam etti. En kötü sezonunda bile sahasında derbi kaybetmeyen Beşiktaş, Galatasaray Trabzon’a yenilmeyen Fenerbahçe’nin takdiri hakkettiğini düşünüyorum. Maça Şenol Hoca’nın kadro tercihi ve hakem Bülent Yıldırım tercihi etki etti. Beşiktaş’ın yakaladığı şansı Aslantepe’nin çimlerine gömdü. Umutlarını başka bahara bıraktı. Galatasaray şampiyonluk yarışında büyük bir avantaj sağladı.