Söz kadın haklarından açılınca hiçbirimiz mangalda kül bırakmayız...
Gerçek hayatta ise durum çok farklı...
Kadınlara karşı önyargımızı, kafamızda oluşan duvarı bir türlü yıkamadık...
İnsanlıkla bağdaşmayan kadın cinayetlerini, kadına karşı şiddeti hepimiz lanetliyoruz...
Ama engelleyemiyoruz da...
Sokakta kadına şiddet var... Otobüste giydiği kıyafet yüzünden kadın tekmeleniyor, kıyafeti yüzünden kadın parktan kovuluyor...
Kadınların nasıl giyineceğini, kadınların nerede oturacağını, nereye gideceğini erkekler belirlemek istiyor...
Siz hiç erkeklerin kıyafetine karışan, erkeklerin nasıl giyinmesi gerektiğini konuşan kadına rastladınız mı?
Kadın çarşafla dolaşıyor, yanındaki kocası şortla... Böyle anormallik olabilir mi?
Dahası var...
Kadınlar üzerine program yapılıyor, konuşmacılar erkek...
Kadın hakları veya kadınların durumu ile ilgili bir düzenleme yapılacak, komisyonun başında yine erkek var...
Kadın kıyafeti üzerinden siyaset yapılıyor...
Kadının çalışması, anneliği üzerinden rant oluşturuluyor...
Anneler gününü bile ticarete çevirdik...
Her yerde ayrımcılık diz boyu...
Camiye gidiyorsunuz, kadınların abdest alma yeri ile namaz kılacakları yer bir köşeye sıkıştırılmış...
Hatta bir camide kadınlara bodrum katında, karanlık, köhne bir yer ayrıldı. Namaz kılmaya gelen kadınlar burası cami değil diye geri dönüyorlar...
Daha da hazin tarafı, her konuda kadınlar bir kenara itilmiş iken...
Kadınların birçoğu bu duruma sessiz kalıyor...
Bir kadının tekmelenmesine, bir kadının kocasından şiddet görmesine, bir kadının camide bile ikinci sınıf muamele görmesine bütün kadınların tepki göstermesi gerekirken...
Birçoğu susuyor... 
Hatta, tepki gösterenleri bile yine kadınlar susturuyor...
Kadın, kadına karşı...
Kadınlar bilinçlenirse, dünya daha güzel olacak.

***

Seni çok sevdiğimi unutma

Japonya'daki depremden hemen sonra kurtarma çalışmaları sürmektedir.
Bir evden geri kalan yıkıntılar arasında bir kadın bedeninin bir kısmı görünmektedir. Hemen oraya gidip sağ mı diye bakmak isterler.
Duvarların arasından tam olarak ulaşamadıkları kadın garip bir şekilde durmaktadır: Vücudunu öne çıkarıp kafasını da iyice ileri uzatmış, kollarını dua eder gibi çember şeklinde uzatıp birleştirmiştir. Kurtarma ekibinden biri, zorlukla ve kısmen de olsa kadına ulaşmayı başarır. Ancak dokunduğu kadının soğuk bedeni, onun çoktan öldüğünü göstermiştir. Başka binalarda kurtarma çalışmalarına devam ederler.
Ama kadına dokunan adamın içi rahat değildir nedense. Bir süre sonra oraya döner ve yıkık duvarlar arasından kendine yol yaparak kadının yanına iner.
Bir de ne görsün! Kadının kucağında bir bebek vardır. Hem de hiçbir şey olmamış gibi huzurla uyuyan bir bebek.
Adam battaniyeye sarılı ve annesinin üzerine kapaklanarak kurtardığı çocuğu enkazdan çıkarıp arkadaşlarına uzatır.
Tam o sırada bir şey düşer battaniyeden.
Bir cep telefonudur düşen.
Bakarlar, telefonun ekranında gönderilmemiş bir mesaj yazılıdır:
"Eğer kurtulursan, seni çok sevdiğimi unutma."

*****

TEBESSÜM

Kürk

Hali vakti yerinde bir ailenin genç kızı eve geldiğinde, annesini ayna karşısında yeni kürküne hayran hayran bakarken bulur. Çevreci genç kız sinirli bir sesle:
- Anne! Sen şu üstündekini giyip gösteriş yapacaksın diye, zavallı, savunmasız, masum bir yaratığın ne acılar çektiğini biliyor musun?
Annesi:
- Sus kızım! Sen baban hakkında ne biçim konuşuyorsun bakiyim! 

****

GÜNÜN SÖZÜ

Kadına saygılı ol. Çünkü o insanoğlunun anasıdır...
Hz. Ali (RA)