Kiraz mevsimi geldi. Hani Sait Faik’in anlattığı o güzel mevsim;

                                …..

Kiraz mevsimi, kiraz

Küfelerle dolu pazar.

Zambaklar geçiriyor bir kadın.

Bir kadın bir bakraç yoğurt

götürüyor

Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını

Belediye kahvesinde hakla o eski,

o yalancı

O biçimsiz bizans şarkısı.

Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem

Nasıl etsem, nasıl yapsam da

Meydanlarda bağırsam

Sokak başlarında sazımı çalsam

Anlatsam şu kiraz mevsiminin

Para kazanmak mevsimi değil

Sevişme vakti olduğunu...

Yıllar önce okuyup sevdiğimiz bir şiirin aklımızda bıraktığı görüntülerle yıllar sonra karşılaşabiliyormuşuz. Burada kiraz ve zambaklar yan yana satılıyor tezgahlarda. Pazar yerine sığmıyor dere kenarlarından toplanmış zambakların kokusu. Çiçekler, kirazlar, kaysılar, insanların küçük bahçelerinden toplayıp getirdiği taze sebzeler, dutlar yaşamın her şeye rağmen büyük bir coşkuyla devam ettiğini fısıldıyor ruhumuza.

En iyi kiraz Kaz Dağlarının kalbine en yakın köylerden biri olan  Bayramiç Serhat köyünde yetişiyor.    En çok ‘’istanbullu’’ bu köyde yaşıyor. İstanbullu dışarıdan gelerek buraya yerleşen insanlara verilen isim. Kırk ya da elli hane İstanbulludan söz ediliyor.

Serhat köyü orman içinde bir köy. Etrafında küçük pınarlar, dereler var. Tarım arazisi ormanla yan yana küçük alanlardan oluşuyor. Kiraz ağaçları ulu cevizlerle, kestanelerle, çamlarla ‘’bir orman gibi kardeşçesine’’ yan yana yaşıyor. Kaz dağlarının doruklarından gelen pınarların, derelerin soğuk sularıyla sulanıyor bahçeler. Çiçeklerden bir halıya basıyorsunuz, başınızın üzerinde pembe beyaz kirazlar. Biraz ötenizde akan derenin sesi geliyor belli belirsiz. Kuşlar hiç susmuyor. Birkaç satır yazıyla, bir iki fotoğrafla buraları anlatmak çok zor.

Kiraz işçiliği en zor meyvelerden biri. Bir kişi tüm gün boyunca 40-50 Kg kiraz toplayabiliyor. Toplama maliyeti bir kilo kiraz için 2-3 lirayı buluyor. 6-7 lira fiyat ile toptancıya verilen kiraz sizin sofranıza yirmi lira gibi bir fiyatla geliyor. İnsanlar genç, ihtiyar, çocuk bütün aile beraber topladığı halde yeterince para kazanamıyor. Kısacası saatlerce merdiven üstünde, ağaç tepelerinde yapılan zorlu işçilikten insanlara kıt kanaat  geçinecek para anca kalıyor.

Şunu da söylemeliyim; budamadan kalan kiraz odunları üzerinde demlenen çayın tadı inanın bir başka oluyor.