Bencillik evrenseldir cümlesi Adam Smith’e aittir ve Ulusların Zenginliği adlı kitabında muhteşem bir önermedir.

Bu cümle bence yaşamı, ekonomiyi, insanları, savaşları açıklayan ve anlamsal olarak sürekli derinleşen bir cümledir.

Bir önceki yazımızın konusu paylaşım savaşıydı. Aslında Dünya üzerinde tek bir savaş vardır ve bu savaşı yaratan insandır. Bugüne kadar gerçekleşen savaşların nedeni bencillik evrenseldir önermesiyle açıklanabilir.

Hayatın içinde her an savaş vardır. İnsanların olduğu ortamda ya da iki insan yan yana gelince başlar bu savaş. Bütün canlılar birbirlerine karşı üstünlük kurmayı ister ve amaçlar. Moda deyimle kadın ya da erkek fark etmez iki insan yan yana geldiğinde otomatikman bir “alfa olma” savaşı, üstünlük kurma mücadelesi başlar.

Paylaşım savaşının temelinde de bu duygu yatar. İnsanlar liderliği alıp hükmetmeye çalışarak kendilerini güvenceye almaya çalışır. Binlerce yıl süren evrimin bizlere kattığı yaşamı devam ettirme, soyu sürdürme güdüsüdür bu.

Ülkeler ve uluslar arasında gerçekleşen savaşlar da insanlar arasında yaşanan mücadelenin bir iz düşümüdür ve temelinde aynı duyguyu barındırır. Alfa olma, hükmetme ve bu yolla daha fazlasını elde etme.

Sadece ekonomik alanda değildir bu savaş. Kadın erkek ilişkilerini de belirler. Erkek mümkün olduğunca çok kadın elde edip çok çocuk sahibi olarak iktidarını sürdürmeye çalışırken kadın en akıllıyı, en yakışıklıyı, en güçlüyü seçerek çocuğunun “yenilmez” olmasını ister.

Yazı, sanat, edebiyat ortamının yönlendiricisi “sol” görüşün sürekli aşağıladığı, alay ettiği Liberalizm aslında insan doğasına en uygun yöntemdir. Tabi tam rekabet piyasası kurallarını tam anlamıyla eksiksiz olarak uygulamak şartıyla.

Liberalizmin temelinde tarafsızlık ilkesi vardır. Bu “tarafsızlığı” aslında laiklik açıklaması için de kullanabiliriz. Örneklemek gerekirse devletin var olma insanlardır ve devlet kendini var eden insanlara karşı eşit davranmak zorundadır. Devlet birilerine kömür yardımı yapamaz. Para yardımı yapamaz; yaparsa da bu yardımları eşit olarak bütün vatandaşlarına yapmalıdır. İnsanların eşit şartlarda olduğu yerde devlet birine kömür ya da para verirken yardımları, hibeleri eşit olarak bunu bütün topluma yaymalıdır. Eğer bunu yapmıyorsa birilerinin oyunu satın almaya çalışıyor; halkın birikimlerini ya aptallıktan ya da kötü niyetten birilerine peşkeş çekiyor demektir.

Devletin parası yoktur. Halkın parası vardır. Ülkenin elde ettiği gelir hizmet olarak ülke insanlarına eşit olarak dağıtılmalıdır. Bunu gerçekleştirmek de seçilmiş hükümetin görevidir. Holdinglerin, şirketlerin beş yüz milyonu geçen borcu siliniyorsa burada başka bir hesap var demektir.

Bilimsel yaklaşım da “inancın” yeri yoktur. Komünizme, Liberalizme ya da farklı bir sisteme ideolojiye iman edemezsiniz. Araştırıp öğrenmek zorundasınız. İman ettiğiniz noktada sizden farklı düşünenlerle savaşınız başlar ve Dünya üzerinde bu savaş yıllardır sürüyor.

Hümanizmle soslanmış ve vahşi kapitalizm karşısında insanlığı savunuyormuş gibi yapmak insanlığa yapılan en büyük haksızlık ve kötülüktür.

İnsanın ya da insanlığın tek çıkar yolu rekabet ile ilerlemek ve gelişmektir. Örneğin okuduğunuz, şu anda elinizde tuttuğunuz gazeteyi ayakta tutmanın yolu her gün daha iyisini hazırlamaktan geçer. Eğer bunu gerçekleştiremezsek piyasa kurallarının etkisiyle yok olup gideriz.