Suudi Arabistan’ın başını çektiği Arap ülkelerinin birçoğu Türk mallarına boykot uygulamaya başladı.

Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Fas, Cezayir ve Tunus gibi ülkeler Türkiye’ye karşı hain cephede birleşti.

Bu ülkelerin yetkili ağızları, Türk mallarının kullanılmaması için çağrı yapıyor, Türk mallarının ülkeye girişini engellemek için her yola başvuruyorlar.

Hatta Türk müteahhitlerin işine son veriliyor, yeni iş sözleşmesi yapılmıyor.

Kısacası Türkler ve Türk malları kapı dışarı ediliyor.

Peki, bu düşmanlık, bu hainlik, bu öfke niçin? Anlayanınız var mı?

Mısır ile şu veya bu sebeple bazı sorunlar yaşandı…

Suudi Arabistan, Fas, Cezayir, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri ile hiçbir sorunumuz yoktu. Niye bize karşı şer cephesi açtılar?

Doğu Akdeniz meselesinde Yunanistan ile ittifak yaptılar. Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan’a destek verdiler.

Filistin’de bir çocuğun ayağına taş değse İstanbul’daki tüm taşları toplayıp İsrail konsolosluğuna atıyoruz ama Filistin bile Yunanistan ve Ermenistan destekçisi…

İsrail ise Azerbaycan’a destek veriyor.

Hani Müslüman kardeşliği, din kardeşliği diyorduk, nerede kaldı kardeşlik?

Ülkemizde bazı çevreler ısrarla ve inatla Arap milliyetçiliğini öne çıkarıyor, Araplara uhrevi bir özellik kazandırmak istiyor…

Aynı Araplar bizi arkamızdan hançerliyor, dün Türk düşmanlarıyla işbirliği yaptılar, bugün de Türk düşmanlarıyla işbirliği yapıyorlar.

Şaşırdık mı, tabii ki hayır…

Biz milli kurtuluş mücadelesi verirken, Kurtuluş Savaşında bile Araplar, İngilizler ve Fransızlarla birlikte hareket etti, Türkleri arkadan hançerledi.

Fahrettin Paşa, açlık ve yoklukla boğuşarak Mekke’yi savunurken; Araplar, İngilizlerle işbirliği yaparak Mekke’yi bile İngilizlere teslim ettiler.

İngiliz ve Fransız sömürgesi olmaya rıza gösterdiler, ülkelerinin bütün zenginliklerini İngilizlere ve Fransızlara kendi elleriyle verdiler.

Aynı sömürgeci kafayı devam ettirdikleri için efendilerinin emri doğrultusunda Türk düşmanlığına devam ediyorlar.

Uluslararası ilişkilerde din kardeşliğinin olamayacağını Araplar bize çok güzel anlattı.

Arapların, Türk düşmanlığını hepimiz bir kez daha gördük.

Bugün yaşadığımız bu olaylar umarım bazılarına iyi bir ders olur.

*****

“Türklere ihanet ettik”

Ürdünlü doktor, İngiliz bir arkadaşıyla başkent Amman’ın Kavaysime bölgesinde geziyordu. Köprülere hayran kalan İngiliz arkadaşı, “Ecdadınız gerçekten harika mühendislermiş” dedi.

Ürdünlü doktor; “Hayır bizim ecdadımız değil, onları Türkler yaptı” dedi.

El Sahravi bölgesine varınca tarihî demir yollarını gören İngiliz arkadaşı şaşkın bir şekilde “Ecdadınız gerçekten çok büyük insanlarmış ki demir yolunun önemini görüp inşa etmişler” dedi.

Ürdünlü doktor yine; “Hayır bizim ecdadımız değil, onları Türkler yaptı” der.

Yollarına devam ederler. El Katrane kalesine varınca, kale önünde kente hayat veren su kanallarını ve su deposunu görerek şaşıran İngiliz arkadaşı, “Ecdadınız müthiş zekâya sahiplermiş” der.

Ürdünlü doktorun cevabı aynıdır: “Hayır bizim ecdadımız değil, onları Türkler yaptı.”

Bu duruma oldukça canı sıkılan İngiliz; biraz susar ve derin bir nefes aldıktan sonra “Peki sizin ecdadınız ne yaptı?” diye sorar.

Ürdünlü doktor der ki: “Sizin ecdadınızla işbirliği yaparak Türkleri bölgeden kovdular!”

***** 

TEBESSÜM

Diktatör

Diktatör, askerleri ile yolda giderken askerlerden biri hapşırmış. Diktatör arkasını dönüp “Kim hapşırdı?” diye sormuş.

Askerler korkudan bir şey söyleyememiş. Diktatör bunun üzerine birinci sırayı kurşuna dizmiş.

Yola devam etmişler. Biraz sonra yine bir hapşırık sesi gelmiş.

Diktatör “Kim hapşırdı?” deyince yine korkudan kimse kimin hapşırdığını söyleyememiş.

Bunun üzerine diktatör ikinci sırayı kursuna dizmiş.

Biraz sonra yine birisi hapşırmış.

Diktatör arkasına dönüp sormuş, “Kim hapşırdı?”

Bir asker “Ben hapşırdım” demiş. Diktatör askere dönüp; “Çok yaşa” demiş.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Osmanlı’ya kılıç çekmemeliydim. İhanetimin bedelini ödüyorum.

Şerif Hüseyin