A Milli Takım, Avrupa Kupası yolunda emin adımlarla ilerliyor. "Tamam ya da devam" maçına çıkan Arnavutluk karşısında son dakikalarda gelen golle aldığımız galibiyet, Paris'e daha bir özgüvenle gitmemizi sağladı. Milliler, bu akşam Fransa karşısında grup liderliğini koruyacak bir skorla ayrılmanın mücadelesini verecek. Fransa'yı Türkiye'de deviren ve bize büyük bir coşku yaşatan Şenol hoca ve talebelerine başarılar diliyorum.

Arnavutluk karşısına 3 puan parolasıyla çıkan milliler, Barış Pınarı Harekatı'nın da oluşturduğu atmosferle karşılaşmaya farklı bir motivasyonla çıktı. Sık sık yinelediğimiz ataklar Arnavutluk defansından döndükçe geçen dakikalar millileri germeye başladı. Sonuca ulaşmayan ataklardan dönen topların kalemizde oluşturduğu tehlikeler zaman zaman nefeslerimizi kesti.

Tam bir kaza golüyle hüsrana uğramamak için dua ederken, Cenk Tosun'un son dakikada gelen golü Türkiye'yi sevince boğdu. Futbolcular trübünlerle kucaklaştı adeta ve Mehmetçik selamı vererek kutladılar golü. Bu selam, UEFA'nın da dikkatini çekti ve inceleme başlatacaklarını açıkladılar.

Türkiye'nin kulağı Suriye'nin kuzeyindeki operasyonda iken gözü de Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki Arnavutluk maçındaydı. Karşılaşmanın ardından gördük ki, bazı şartlanmış küçük beyinlilerin gözü Şenol hocanın gravatındaymış.

Neymiş? Şenol hoca, Fenerbahçe sahasına sürekli bordo mavi gravatla geliyormuş, kompleks yapıyormuş falan filan. Bu sadece bir sosyal medya üzerinden yapılan "sosyal linç"le kalmadı. Bazı yorumcular da bu "tuhaf" kervana katıldı. Asıl kompleksin kendilerinde olduğunu hiç fark etmediler bile.

Bu tavır, özellikle yorumcular açısından utanç verici bir cehalet örneğiydi. Aynı kişiler, 74 yaşında milyonlarca Euro alarak milli takımın başına getirilen Rumen hoca Lucescu'ya bu tavrı sergilememişti.

Şenol Güneş, futbol hayatını doğduğu şehir olan Trabzon'da sürdürmüş ve noktalamış başarılı bir kalecidir. Bordo-mavi renklerin gönlünde ayrı bir yeri olması gayet normaldir.

Ancak hepimiz biliriz ki, gerek kulüplerde, gerekse Milli Takım'da kıyafetler sponsor firmalar tarafından seçilir ve yöneticilere sunulur. Şenol hoca karşılaşmaya, Milli Takım'ın kıyafet sponsoru firmanın seçtiği kıyafetle çıkmıştır. Burada gravatın rengine kilitlenip, Avrupa Kupası'na katılma yolunda öğrencileriyle birlikte başarılı bir yolculuk sergileyen Şenol Hoca'yı hedef tahtasına oturtmak, spor basını tarihine de "kara mizah" örneği olarak geçecektir. Tıpkı, 2002 Dünya Kupası'nda ülkemize dünya üçüncülüğü yaşatan Şenol Güneş'in kıyafetini tartışanlar gibi...

Şenol Güneş, bu "seviyesiz" ve "aptalca" tartışmadan etkilenmeyecek kadar da olgunluk gösterecek bir eğitimcidir aynı zamanda.

Bu akşam oynanacak Fransa karşılaşmasında Şenol Güneş yönetimindeki A Milli Takım'a başarılar diliyor, gravatla harakiri yapanlara da "susun artık" diyorum.