Televizyonlarda, sosyal medyada sokağa çıkma yasağı sonrasında yaşananları şaşkınlıkla izledik. Marketlerdeki izdihamı, sokaktaki onlarca kişinin karıştığı kavgayı, insanların paniğini hepimiz gördük. Şaşırdık, üzüldük. Gerçek mi bilmiyorum ama müthiş bir kara mizah örneği okudum; neden az ekmek yaptınız diye fırıncıları dövenleri diğer insanlar şimdi ekmeği kim yapacak diye dövmüşler.  Günlerdir uygulanan tedbirlerle alınan yol birkaç saat içinde bizleri başladığımız noktanın çok ama çok gerilerine götürdü.

İstanbul’da değil de bu günlerde Bayramiç’te olduğumdan dolayı kendimi şanslı sayıyorum. Tarıma ve doğal yaşama ilgim arttıkça burada yani Bayramiç’te daha çok vakit geçirir oldum. Burası Kaz Dağlarının; Homeros’un söyleyişiyle ‘’bin pınarlı İda’nın’’ kuzey eteklerine kurulmuş on dört bin nüfuslu Çanakkale iline bağlı bir ilçe. Havadaki oksijen yoğunluğuyla dünya üzerindeki sayılı yerlerden biri. Çam ve kestane ormanları arasında binlerce soğuk sulu pınarın aktığı yer. Doğası nedeniyle büyük şehirlerden tersine göçün en yoğun yaşandığı bölge.

Bazıları işlerini güçlerini bırakıp tarım alanında yatırım yapmak için gelmiş bölgeye ve çok başarılı işlere imza atmışlar. Elma, kiraz, ayva yetiştiren mi ararsınız, arıcılık yapan mı? Bazıları emekliliklerini geçirmek için seçmiş burayı. Sağlık sorunları yaşayanların da ilk tercihlerinden biri burası olmuş. Buraya gelince insülin kullanmama gerek kalmıyor, şekerim kendiliğinden düşüyor diyen diyabet hastası insanları sıkça duyuyorsunuz burada.

Corona salgını ile ilgili ilk tedbirler alındığında buradaydım. Kahvehaneler, lokantalar bir anda kapandı. Köylerde uygulamalar zorlaşır tedbirler gevşer diye düşünürken oralarda da hiç aksama olmadan uygulandığını görmek beni çok sevindirdi. Bir anda köylerde sokaklarda insan kalmadı.

Bayramiç’te bu sıkıntılı süreci bilimsel, doğru ve akılcı bir şekilde yöneten genç belediye başkanı Mert Uygun’u kutlamak gerekiyor. İlçenin birçok noktasına el dezenfektanları konulmuş, elinizden yere dökülen dezenfektan sıvısın altına serilen paspasla ayakkabılarınızı da dezenfekte etme olanağı yaratılmış. O kadar alışmışız ki göstermelik yapılan işlere bir iki gün sonra hiç dezenfektan kalmaz bu kutuların içinde diye düşündüm ama bir kere bile boşalmışına rastlamadım. Belediye ekipleri sürekli takip edip dolduruyor ve yüzlerce insan sürekli kullanıyor.

İlçenin pazar yerinin etrafı bariyerlerle kapatılmış. Bariyerlerin etrafında oluşacak sıralar için sosyal mesafe çizgileri çizilmiş, insanlar pazar yerine dezenfekte tünelinden geçirilerek alınıyor. Tünelden insanlar geçerken üstlerine otomatik olarak dezenfektan sıvı püskürtülüyor, aynı tünelden pazarın çıkışında da var. Alışverişinizi bitirip evinize dönmeden öncede temizleniyorsunuz. Tünelin önünde iki görevliden biri ateş ölçüyor, diğeri maskeleri yoksa insanlara maske dağıtıyor. Ateşi olan kişi asla içeri alınmıyor. Pazar yerine belirli sayıda insan alınıp, dışarı çıkan kişi sayısı kadar içeriye giriş sağlanıyor. Pazarda bir tane maskesiz insana veya satıcıya rastlamak mümkün değil.

Meyve bahçelerini ilaçlamada kullanılan yöre halkının ‘’turbo’’ dediği ilaçlama makineleriyle bütün ilçe sürekli ilaçlanıyor. Lokantaların ve işyerlerinin kapanmasıyla açlıkla karşı karşıya kalan sokak hayvanları da ihmal edilmemiş; belediye çalışanları sürekli sokaklarda mama dağıtıyor. Sizce belediye başkanı Mert Uygun’u bu duyarlı yaklaşımından dolayı bir kere daha kutlamak gerekmiyor mu?

Süreç doğru yönetildiği için insanlarda, kaygı, huzursuzluk, korku yok. Sıra kavgası yok. Ben markete, pazara maskesiz gireyim cahilliği hiç yok. Muhtemeldir ki bazıları burun kıvırarak buranın küçük bir ilçe olduğunu söyleyecektir. Evet burası küçük bir ilçe, bütçesi de küçük, çalışanı az ama lütfen başarılan işe bakın.

Ayrıca Bayramiç halkını da kutlamak gerekiyor. Bu denli uyumlu, akılcı ve tutarlı davrandıkları için. Bunca karmaşanın ve huzursuzluğun olduğu dönemde sergiledikleri davranışlarla insanlarda uyandırdıkları saygı ve sevgiyi artırmayı başardılar.

Yetkililerden aldığım bilgilere göre Bayramiç’te şu ana kadar Corona hiç görülmemiş. Hep böyle kalmasını, ülkemizin her yerinden silinmesini dileyerek bir kere daha söyleyelim;

 ‘’ Bayramiç’te hiç Corona  yok’’