Kovid-19 tüm dünyayı teslim almış gibi.
Ülkemizde ise her zamanki gibi işler tersinden yürüyor…
Kimileri gerçekten “Bana ne virüsten!” der gibi hiç umursamıyor.
Kimileri umursamadığı için de virüs daha çok can yakıyor.
Gerçek vaka sayılarının ve muhtemelen ölüm sayılarının açıklanmaması bir yana, alınan tedbirlerin tutarsızlığı daha da garabet…
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulanıyor ama neyin nasıl olduğunu iki hafta geçtiği halde çoğu kimse hâlâ anlamamış…
Sokağa çıkma yasağını bile tam anlatamadık ve halk anlayamadı ise varın gerisini siz düşünün…
Virüsle ilgili tüm insaf vatandaşa bırakıldı. Dillere dolanan maske mesafe kuralı… Onun dışında virüsle ilgili alınan önlem yok gibi…
Hafta sonu akşam sekizden sonra sokağa çıkmak yasaklandı.
Peki, sekiz öncesinde sorun yok mu?
Okullar kapatıldı, alışveriş merkezleri açık, ulaşım araçları tıka basa dolu, camiler bile açık… Sadece okullardan mı virüs bulaşıyor?
En garibi lokantalarda masada oturmak yasaklandı. Ama lokantadan yemek alırken uzun kuyruklar oluşması ve kapı önünde hep bir arada yemek yenmesinde sıkıntı yok sanırım!
Alışveriş merkezlerinde paketle yemek alıyorlar, alışveriş merkezinin içinde piknik yapar gibi yemek yiyorlar… Lokantaları niçin kapattınız o zaman?
Lokantalar, kafeler, okullar kapatıldı; birçok insan işsiz… Diğer işyerleri açık, herkes işini yapıyor, bu işte bir adaletsizlik yok mu?
Toplumun belli bir kesimi işyerini kapattı, işsiz; salgının bedelini ödüyor… Diğerleri çalışmaya devam ediyor, bana ne virüsten diyor...
Efsane alışveriş denilerek başlatılan kampanyalarda alışveriş merkezlerindeki yoğunluğu hepimiz gördük…
Virüs sadece okullar, lokantalar ve kafelerden mi bulaşıyor?
Tedbir alınacaksa en azından kısa bir süreliğine daha ciddi tedbirler alınamaz mı?
Sokağa çıkma yasağı getirilirse ekonominin durumu ne olacak deniliyor.
İşyerini kapatan ve ne kadar kapalı kalacağını da bilmeyen esnafın, servisçinin, lokantada çalışan garsonun durumu ne olacak?
Tedbir alınsın ama ucu bize dokunmasın derdindeyiz…
Alınacak tek tedbir maskenizi takın demek mi?
Maskemi takar işime bakarım, diyerek mi salgının üstesinden geleceğiz…
*****
Saltanat kuş gibidir
Bir derviş çöl kenarında oturmuş tefekkür ederken, yanından hükümdar geçti. Bu dünyanın endişe ve dertlerinden kurtulmuş olan derviş, ne kafasını kaldırdı, ne de ilgi gösterdi.
İktidarından müthiş gurur duyan hükümdar dervişin bu ilgisizliği karşısında öfkeden deliye döndü ve “Yamalı cübbeleriyle bu dervişler hayvanlardan farksız” dedi.
Hükümdarın veziri dervişin yanına gidip onu sorguya çekmeye başladı:
- Dünyanın büyük sultanı yanından geçti ve sen ne ayağa kalktın ne de önünde eğildin. Bu küstahlığın sebebi nedir?
Derviş cevap verdi:
- Sultanınıza söyleyin, ondan mükâfat bekleyenlerin önünde eğilmesini beklesin. Ona söyleyin, idareciler halklarını korumak için vardır. İnsanlar idarecilere itaat etsin diye yaratılmamıştır. İdareci, fakir-fukaranın bekçisidir. Koyunlar çoban için var edilmemiştir, bilakis çoban koyunlara hizmet etmek için vardır. Çevrenize bir bakın. Bir kişi dertsiz-tasasız safa sürerken, diğerleri sıkıntıyla geçinmeye çalışıyor. Bir gün gelecek, aptalca düşüncelerle dolu beyinler toprakta çürüyüp gidecek. Kaderin karşı koyulmaz hükmü beyan edildiğinde, ortada ne efendi kalacak, ne de köle. Kabirleri açın da un ufak olmuş kemiklere bakın bakalım. Sonra da bana hangisinin zengine, hangisinin fakire ait olduğunu söyleyin.
Hükümdar, dervişin bu sözlerini duyunca derinden etkilendi, utandı. Dervişe sordu:
- Ey derviş, dile benden ne dilersen!
- Beni bir daha rahatsız etmemeni istiyorum.
- Peki, ama ne olur bana bir nasihatte bulun.
- Servet senin elindeyken dikkat et. Çok geç olmadan şu hakikati anla: Servet ve saltanat kimsede kalmaz, elden ele dolaşır, bir kuş gibi daldan dala konar.
*****
TEBESSÜM
Dışarı
Temel ile Dursun’un evleri karşı karşıyadır.
Dursun, Temel’in pencereden eve girip çıktığını fark eder. Temel’e sorar:
- Niçin eve kapıdan değil de pencereden girip çıkıyorsun?
Temel cevap verir:
- Doktor, korona geçinceye kadar kapıdan dışarı çıkma dedi.
*****
GÜNÜN SÖZÜ
İyilik yapar gibi görünmeyin; iyilik yapın, görünmeyin.
La Edri
