Festival Zamanı GİRİT ADASI

Akdeniz (Mediterranean-Ortadeniz) ve Ede Denizi Adaları gezimizin üçüncü günü, Girit Adası, Heraklion (Kandiye) Limanı’nda mola verdik. Limandan şehre yürüyerek çıktığımızda, bizi selamlayan şirin ve büyük bir çanı olan ve yeşil kubbeli kilise, eski bir fabrika bacası, tünelli ve kemerli şehir girişi, limanda lüks yatlar, balıkçı tekneleri, sanat sokağı, cafe barlar, lokanta, eğlence ve dinlence yerleri, hediyelik eşya-giysi satış mağazaları, tarihi yapılar ve eski bir manastırı ziyaret ederek, adayı tanımaya çalıştık. Çoğu çocukların ve yaşlıların geldiği parkta bulunan Yunanlı bir yazarın büstünü selamladık. Manastır avlusunda bulunan cafede, Türk Kahvesi içerek ve çilekli dondurma yalayarak, yorgunluğumuzu çıkardık… Girit köyleri kara turunda ise, Girit Adası’na özgü yiyecek ve içeceklerden yapılan tadımlar, konuksever ada halkının Türk konuklara (bizlere) olan ilgisi ve yarım Türkçe sözlerle, bizleri ayrıcalıklı selamlamaları ve sunumları, çok hoş ve çok komikti…

Türk dostu bir komşu ile yaşanan duygusal anlar…

Girit Adası gezimiz sırasında, bir parkta rastlantı sonucu tanıştığımız yaşlı bir Rum Gerilla’nın oğlunun söyledikleri ve Türk olduğumuz için, bize olan duygusal ve candan bakışı-yakınlığı çok anlamlıydı. Ve eski tüfek-yaşlı bir solcu olan Giritli Yorgi Amca’nın oğlu Dimitry bey (75); 1920 Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarında, Trakya Savunması’nı yönetenlerden Mahmut Hayrettin Bey’in oğlu olan Mihri Belli (1916, Silivri - 2011, İstanbul), (siyasetçi, araştırmacı yazar, dergi genel yayın müdürü) ile olan babasının ve ailesinin yakınlığını-dostluğunu şu sözlerle özetledi: Kalimero, Merhaba ya da Günaydın! diyerek sizi selamlıyorum… Yunan Krallığa ve faşizme karşı verdiğimiz ‘İkinci Dünya-Paylaşım Savaşı’ ardından, Mihri Belli ve Kabak Osman: Yunan İç Savaşı’nda, dost iki Türk olarak, bizim unutamadığımız ve belleğimize kazınan kahraman kişilerdir. 2. Dünya Savaşı ardından başlayan Yunan İç Savaşı, 1949 yılına kadar sürmüştür. İç savaşta 158 bin kişi hayatını kaybetmiştir, toplam nüfusu 7,5 milyon bile olmayan bir ülke için, çok ciddi bir rakamdır bu. O dönemdeki Faşist Yunan Cuntası’yla savaşan Andartlar, sosyalist kimlik taşısalar da; savaşa enternasyonel bir katılım söz konusu değildi.

Yunan olmayıp da Andartların yanında savaşan yiğit bir Türktü: Mihri Belli ya da Andartlar arasındaki şu kod adıyla sevilen, saygı duyulan: Kapetan Kemal. Yunanistan’ın Girit Adası dağlık yerlerine hakim olan Andartlar, burada yaşayan ve ulusal kurtuluş savaşı veren mazlum halkların umudu ve esin kaynağı olan Kemal Atatürk izinde; Girit’te yaşayan Türk ve Müslüman gençleri silah altına almaya ve faşizme karşı direnmeye çalışmıştır. İstanbul’dan Girit’e gelen bir Türk solcu aydın ile Rodop Dağları’nda yaşayan Giritli Türk köylüsünün kurtuluş yolu böylece kesişmiş oldu. Şimdi ise, siz değerli dost ve kıymetli hemşerilerimle birlikte olmak çok anlamlı ve oldukça duygulu bir andır. Sayenizde babamı ve onun yoldaşı bizim dosttumuz, büyüğümüz olan Mihri Amacayı saygıyla anıyoruz. Bizler, Akdeniz’in barış gölü olması için savaşan, barışın ve dayanışmanın sigortası kardeşleriz. Tüm emperyalist oyunları bozan; iyi komşuluk ve dayanışma ilişkimiz, bizim hep dost kalmamızı sağlayacaktır. Türk ve Rum halklar, hep barış içinde huzurla yaşayacaktır. Bu dilek, bizim ve çocuklarımızın elinde kalıcı olacaktır. Tekrar Girit Adası’na hoş geldiniz kardeşlerim…” dedi ve bir duygusal boşluk yaşandı o an… Ardından da Türk kahvesi içip; “Şerefe-Yamas” diyerek, yeniden görüşmek dileğiyle, dostça adadan ayrıldık… Giritli Yorgi Amca ve Silivrili Kapetan (Kaptan) Kemal’e selam olsun!.. 

Devamı haftaya…