Şimdi biraz da tasavvuf konusuna gireceğiz. Âşık Veysel, bütünüyle bir tasavvuf ozanı değil.  Ancak, dikkatle incelendiğinde din ve Allah konularının Aşık Veysel'in zihnini kurcaladığı görülür.  Ondaki Tanrı sevgisi, zaman zaman şiirlerinde tasavvufi bir hava teneffüs etmemizi sağlar:

Saklarım gözümde güzelliğini
Her nereye baksam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda.

Aşkımın temeli sen bir âlemsin
Sevgi muhabbetsin dilde kelâmsın
Merhabasın dosttan gelen selâmsın
Duyarak alırım sen varsın orda

Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakşını saklar
Karanlık geceler aydın şafaklar
Uyanır cümle âlem sen varsın orda.

Mevcudatta olan kudreti kuvvet
Senden hâsıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
İnanıp kanmışım sen varsın orda.

Hu çeker iniler çalınan sazlar
Kükremiş dalgalar çoşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar ser varsın orda.

Veysel'i söyleten sen oldun mutlak
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyve çekirdeksin sen varsın orda.
Aşık Veysel'in şathiyeye örnek verebileceğimiz şu şiiri belki de gençlik yıllarındaki bocalamalarının bir aynasıydı.
Bu alemi gören sensin
Yok gözünde perde senin
Haksıza yol veren sensin
Yok mu suçun burda senin

Kainatı sen yarattın
Herşeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar'attın
Cömertliğin nerde senin

Evli misin ergen misin
Eşin yoktur bir sen misin
Çarkı sema nur sen misin
Bu balkıyan nur da senin

Kilisede despot keşiş
İsa Allah'ın oğlu demiş
Meryem Ana neyin imiş
Bu işin var bir de senin.

Kimden korktun da gizlendin
Çok arandın, çok izlendin.
Göster yüzünü çok nazlandın
Yüzün mahrem ferde senin

Binbir ismin bir cismin var
Oğlun, kızın ne hısmın var
Her bir irenkte resmin var
Nerde baksam orda senin

Türlü türlü dillerin var
Ne acaip hallerin var
Ne karanlık yolların var
Sırat köprün nerde senin

Ademi sürdün bakmadın
Cennette de bırakmadın
Şeytanı niçin yakmadın
Cehennemin var da senin

Veysel neden aklın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acaip sır da senin
Bu bocalama ve şüpheler, onu olgunluğa eriştirecektir:

Kırk yaşımdan sonra kalbime ilham
Erişti Mevladan bir ihsan oldu
Hakk'ı bilenlere hazırdır her an
İnkar edenlere sır nihan oldu

Varlık noktasını açık gösterdi
İrade-i cuz'un eline verdi
Hakk'ı bilen her eşyayı Hak gördü
Vücudun şehrine o sultan oldu

Sağda solda arşta kürste her yerde
Hazırdır münkirin gözünde perde
Diyen bilmez bilen demez bir ferde
Akıl ermez sırrı bir süphan oldu

Zahir batın her irenkten görünür
Gani doğar amma gahi dulunur
Nerde baksan orda hazır bulunur
Kim demiş hakkında lâmekan oldu

Nuru ile bu âlemi kapladı
Azimdir kerimdir gafurdur adı
Sefil Veysel Hak'tan ister muradı
Muradlar verecek cömertkân oldu.

Veysel'deki bu gelişme dikkate değer. Şüpheden inanca varmak ve Allah'ı bulmak imanın en güçlüsüdür. Aşık Veysel'in şiirlerindeki temalarla ilgili gezintimizde görülmektedir ki, Büyük Ozan Aşık Veysel, Yunus gibi birlikçi, Pir Sultan gibi toplumcu, Dadaloğlu gibi vurucu ve Karacaoğlan gibi güzellikçi eserler vermiştir.