Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla Güney sınırlarının "Kürt kuşağı" haline getirilmesini engellemeye çalışıyor. Operasyonun 77. gününde tek tük IŞİD'li militan öldürülüyor, bombalı tuzaklar imha ediliyor ve adım adım Özgür Suriye Ordusu'nun bölgedeki hakimiyeti sağlanıyor. ABD'nin daha önce Türkiye'ye söz verdiği Fırat'ın batısındaki PYD varlığı da devam ediyor. Suriye PKK'sının Türkiye sınır hattı boyunca başlattığı harekât gündeme geldiğinde vermişti ABD bu sözü. Tutulmadı... PYD, Münbiç'e geçti ve Fırat'ın batısında önemli bir noktayı tuttu. Fırat Kalkanı başladıktan sonra ABD bir kez daha "PYD Fırat'ın doğusuna çekilecek" dedi, ama yine çekilen olmadı.
TSK destekli Özgür Suriye Ordusu grupları Cerablus'tan El Bab'a doğru ilerlerken, Suriye PKK'sı Türkiye sınırında ABD bayrağıyla birlikte kendi bayrağını dalgalandırmaya başladı.
Suriye PKK'sının en büyük destekçisi ABD ve müttefikleri. Tanklar, uçaksavar, tanksavar gibi ağır silahlar ABD tarafından veriliyor bu örgüte. ABD'nin yarattığı bir canavar olan IŞİD'in çekildiği her yere bu örgüt giriyor ve ilk işi de demografik yapıyı değiştirmek oluyor. Ezidi, Arap, Türkmen fark etmiyor PYD için, Kürt olmayan tüm unsurlar bu örgütün girdiği topraklardan bir şekilde sürgün ediliyor.
Türkiye, Münbiç'ten çekilmeyen PKK'ya birkaç mermi atınca, sadece ABD'den değil Rusya dan ve Suriye'den de ses geldi. Suriye üzerinde hesap yapan tüm uluslararası güçlerin tek önceliği, Türkiye'yi bu bölgeden uzak tutmak. ABD ile Rusya arasında Sykes Picot benzeri bir mutabakat olduğunu da görmüş olduk böylelikle.
* * *
Türkiye'yi Musul'dan uzak tutan ABD ve müttefiki emperyalistler, Rakka için de benzer bir yola girdi. Suriye PKK'sının Rakka operasyonunu başlattığı duyuruldu. Türkiye'nin, Münbiç'ten çekilmesi için vurduğu PYD, dünyanın başına bela edilen IŞİD'i Suriye'nin petrol yatağından çıkarmak için büyük bir harekât başlatmış. Bağdat-Peşmerge-Şii Haşdi Şabi örgütünün Musul operasyonu, burayı bir Kürt şehri yapmak için düzenlendi. Bağdat, Musul'un yönetimini Barzani'ye bırakmaya ikna edilmiş durumda. Harekatı yapan kuvvetlerin önceliği de, Musul'daki Türkmen ve Sünni nüfusun "yönetilen" olması...
Farkındaysanız, Ortadoğu'yu konuşurken sürekli olarak etnik ve mezhebi kimliklerle tanımlama yapmak zorunda kalıyoruz. Çünkü, ABD ve müttefikleri, yıllardır bunun için çalışıyordu ve başardılar. Şiiler ile Sünniler, Kürtler ile Türkmenler arasında derin bir fay hattı oluşturuldu çünkü. Türkiye'nin bölgeden uzak tutulmak istenmesinin altında da, hem Türkmen hem de Sünni nüfusun "karar alma" mekanizmalarının dışında tutulması için...
* * *
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'un Ankara ziyaretinde elbette Rakka operasyonu dahil bölgedeki gelişmeler ele alındı. Dunfold'un Ankara'dan ayrılmasının hemen ardından ABD'nin Suriye PKK'sına havadan yaptığı silah desteğinin görüntüleri çıktı ortaya. Helikopterler ve uçaklar Suriye PKK'sına Haseke'de uçaksavar ve ağır silahlar atıyor. ABD'ye ait uçaklar 12-14.5 milimetrelik uçaksavarlar, el bombaları ve çok sayıda mühimmatı örgüt mevzilerine indirilmiş. Fırat Kalkanı'na paralel hatta ilerleyen PYD'nin ABD desteğiyle El Bab'a girme planları yaptığı da ortaya çıktı.
Tıpkı, Ayn-el Arap yani Kobani tiyatrosu gibi bir tiyatro izliyoruz. Bahane ne: Suriye PKK'sının Rakka'yı IŞİD'ten kurtaracak olması...
Türkiye'nin koordine ettiği Özgür Suriye Ordusu güçlerinin El Bab'a ulaşmaması için elinden geleni yapan ABD, TSK'nın hava desteğini Rusya aracılığıyla engelleyiş, Suriye PKK'sını bu bölgeye sürmeyi planlıyor.
Bölgede Türkiye'nin olmadığı formülleri gerçekleştirmek için her türlü "çakallığı" yapan ABD, Ankara'ya havuç uzatmaktan da geri durmuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Rakka'nın IŞİD'ten özgürleştirilmesinin ardından kurulacak yerel yönetimle ilgili olarak Türkiye ve Demokratik Suriye Güçleri ile yakın çalışma içinde olduklarını açıkladı.
* * *
İşin püf noktasını bu açıklama net bir şekilde ortaya koyuyor. Belki de bugün sonuçlanacak seçimlerin ardından ettiği tüm sözler geçersiz kalacak olan ABD Dışişleri Bakanlığı, Rakka'nın yönetiminin nasıl olacağını planlıyor.
Türkiye'ye de "Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile birlikte yönetin" deniliyor.
Kimdir bu Demokratik Suriye Güçleri peki?
Yüzde 70'ini Suriye PKK'sı oluşturuyor. Kobani ve Rojava operasyonları sırasında Peşmerge kıyafeti giyerek Türkiye üzerinden bölgeye geçen PKK militanları çoğunluğunu oluşturuyar Demokratik Suriye Güçleri'nin... Süryani Askeri Konseyi, Burkan El Fırat, Suwar El Reqa, Şems El Şemal, Lîwa El Selçuki, El Cezire Tugayları gibi gruplar da var içinde. Bu gruplar, Suriye PKK'sına DSG maskesi kullanma şansı tanımaktan öte bir anlam ifade etmiyor. Çünkü, ABD, İngiliz ve Fransız özel birlikleri tarafından eğitilen Suriye PKK'sı, komuta kademesinde tek söz sahibi...
Kısaca; ABD bize "Suriye PKK'sıyla omuz omuza vermeden, size Suriye'de hareket sahası bırakmayacağız" diyor. Musul'a operasyonu "bağımsızlık" yolundaki Barzani'nin peşmergeleriyle birlikte yapmaya razı olan Bağdat'a dayattığını bize de dayatıyor ABD...