1970’li yılların ilk yarısı. Rahmetli Tahir Kutsi Makal’ın yönlendirmesi ile zamanın âşıklarıyla yakından ilgileniyorum. Sağda solda âşıklar programları yapıyoruz. Ekibimizde Şanlıurfa yöresinden gelmiş, meramını zor anlatabilen, anlatamadığı için sinirlenen bir âşık var. Adı Kadir Gedikhanlıoğlu, Sonradan Kadir Gedikoğlu olarak bildik.
Sahneye çıkarırken “ Bunun anası mezarda doğurmuş,” diye anlatıyorduk. Hikayeye göre kadıncağız doğum yapacağı sırada vefat etmiş. Defnedecekleri sırada mezardan çocuğun sesini duymuşlar. Tabi hikâye dramatik geliyor aynı zamanda Kadir’in saf, sinirli kekeme oluşunun nedenini de ortaya koyuyordu.
Rahmetli İsmail Cengiz Azeri ile takışmaları, bizi gülmekten kırardı. Atışma yapmaya kalkışırlar, kadir söz bulamadığı zaman küfrü basardı. Bir türkü söylerdi. Bayılırdım. Türkü ile kendim arasında empatik bağ kurardım:
“Ruhumda bir sıkıntı var
Gitsin diyom gitmiyor ki
Yoksulluk başıma bela
Bitsin diyom bitmiyor ki
Düşünüyom nasıl etmek
Bilmiyom nereye gitmek
Beş nüfusa bir tek ekmek
Yetsin diyom yetmiyor ki
Yoksulluk bağrımı dağlar
Elimi kolumu bağlar
Yavrum ekmek diye ağlar
Yatsın diyom yatmıyor ki
Uyutur dede hocası
Şeherin köyün ağası
İşçi köylünün bacası
Tütsün diyom tütmüyor ki
Gedikoğlu sönmez aşkım
Avara geziyom şaşkın
Bugün sazım bana küskün
Ötsün diyom ötmüyor ki…
Kadir Gedikoğlu kaset okumuş, dediler. Kasetteki türküler içinde “Ruhumda bir sıkıntı var” türküsü de vardı. Ben de saf ve acemiydim. Âşıklardan ne duysam, kim ne diyorsa inanıyor ve dergiye yazıyordum. Çoğunun dolduruluşuna geldiğimi başkalarının şiirleri üzerine tapşırdıklarını çok sonra öğrendim. Bir süre sonra, Kadir kayboldu. Beraber gezdikleri İsmail Cengiz, Hüdai, Fikret Ünal, Sefili, Serdari, Feymani gibi âşıkların arasında onu göremiyordum.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum. İbrahim Tatlıses’in kasetinde bu türküyü görünce hemen künyesine baktım. Kaçıran diye bir mahlas gördüm. Arkasından aynı türküyü okuyan onlarca sanatçının plak ve kasetlerinde bu türkünün Hüseyin Kaçıran’a ait olduğunu gördüm.
Acaba Kadir kaybolunca bir başkası mı sahip çıkıp adına geçirmişti. Ne zaman sevgili arkadaşım, meslektaşım önceki dönemlerden DSP Milletvekili Süleyman Yağız’ın yazılarını okuyunca, eserin garip ve yoksulluk içinde ömrünü tüketmiş olan Hüseyin Kaçıran’a ait olduğuna inandım.
Kimdi Hüseyin Kaçıran? Kimine göre Gürün’ün Yuva köyünde doğmuş, kimine göre de buradan göçüp Adana'nın Misis nahiyesine bağlı Nacarlı köyüne yerleşen ailenin çocuğu olarak 2 Kasım 1929’da bu köyde doğmuştu. İlkokulu köyde okumuş, askerlik dönemine kadar pamuk tarlalarında çalışmıştı. Askerlik sonrası bir süre gardiyanlık yapmıştı. Gülistan Hanım’la evlenmiş, sekiz çocuğu olmuştu. Şiirlerinde adını mahlas olarak kullanmış ve Bir süre sonra İstanbul'a gidince Nesimi Çimen, Musa Eroğlu Feyzullah Çınar, İhsanî gibi âşıkların çevresine katılmıştı. 10 yıl sonra Osmaniye'ye yerleşmişti. 25 Kasım 1989'da vefat etti. Güçlü bir âşık olmasına rağmen hak ettiği ilgiyi göremedi. Sürekli yoksulluk ve toplum sorunlarını işledi.
Evde otururdum kendi hâlimde
Bir akşam kapıyı vurdu yoksulluk
Gelen kimdir diye açıp bakarken
Süzülüp içeri girdi yoksulluk
Misafir zannettik biz de sevindik
Merhaba sultanım, hoş geldin dedik
Rahat otur diye bir minder verdik
Köşede mekânı kurdu yoksulluk
O gece gitmedi, beraber yattık
Alta hasır, üstümüze çul örttük
Gelmişten, geçmişten muhabbet ettik
Yedi sülâlemi sordu yoksulluk
Bir kuru ekmeği doğradık suya
İştah ile yedik, hem doya doya
Ölünceye kadar böyle kal diye
Elime fermanı verdi yoksulluk
Dedi ki, Kaçıran muradın alma
Senden ayrılamam kusura kalma
Dedim, defol burdan, bir daha gelme
Vurunca belimi kırdı yoksulluk
Hüseyin Kaçıran sıklıkla yoksulluktan şikâyet ve din istismarı konularını işledi. “Merhaba Dostlar” ve “Anadolu’nun Çilesi” adlı iki şiir kitabı yayımlandı. Bir şiirini daha paylaşmak istedim:
Doldur meyhaneci bir daha doldur
Beş lira borç aldım paralıyım ben
Dolusunu getir boşunu kaldır
Bugün sabahçıyım buralıyım ben
Âlem zevkten içer ben de kederden
Bu yoksulluk miras kaldı pederden
Dosttan ayrılmak da varmış kaderden
Ne kadar talihi karalıyım ben
İçip içip sarhoş olmak istiyom
Sızıp bir köşede kalmak istiyom
Yaşamayı değil ölmek istiyom
Şu düzen elinden yaralıyım ben
Aman meyhaneci doldur ver bana
Bugün içeceğim ben kana kana
İsmim Kaçıran’dır söyleyim sana
Bütün dertlilerin kralıyım ben.