Yolunuz, Arapgir topraklarına düşerse, bu yerde çokça bulunan tarihi kaya mezarları ve 800 yıllık en eski Cemevi ile ünlü, Arapgir’in aydınlık yüzü, Antik Çağdan Selçukluya, Danışmend Oğullarından Osmanlıya, Cumhuriyetten bu güne uzanan, pek çok tarihi olayların izleri bulunan bir inanç ve kültür turizm merkezi olmasına karşın; açık ilkokulu bile olmayan Onar Köyü için yazılmış sanki bu şiir.

Şair Ahmet Kutsi Tecer; “Orda bir köy var uzakta; gitmesekte, görmesekte, o köy bizim köyümüzdür…” dizelerini anımsayarak; inadına, unutulmuş Onar Köyü’nü gezip gördük; sizde ziyaret ediniz, yeniden…

Seçimden seçime politikacıların anımsadığı, bir avuç yoksul ama gönlü varsıl konuksever, insan sever, doğa sever, vatansever, candan ve dost olan, sevgisini sebil eyeleyen bu köylü halkın, kendi elleriyle üretip, hazırladığı doğal yiyeceklerden ve hediyelik eşyalardan satın almayı unutmayınız… Onar Köyü’nde yeni yapılan ama hep kapalı olan Cemevi aşhanesi, cem ve semah salonu, mescidi, etnografya müzesi, kütüphanesi, adak-kurban yeri, temiz ve bakımlı kadın-erkek konukevi, tuvaletler ve yemekhanesi ile her mevsim, yeni konuklarını bekliyor…

Tarih, kültür, inanç, gastronomi, doğa ve alternatif turizm potansiyeli olan bu bereketli topraklar; ilgili tüm yetkililerin desteğini bekliyor… Bu köyden yetişip, yurtdışında ve başka kentlerde yaşayan varsıl olan herkesin katkısı ve dayanışması beklenmektedir… Bu çağrı, Arapgir merkez ve tüm köyleri içinde geçerlidir… Bu bereketli kültür harmanı, turizm açısından bir cazibe merkezine dönüşebilir…

Yaklaşık 50 yıldır, dünyanın 99 haline tanıklık eden ve Anadolu coğrafyasını arşınlayan bir gezi yazarı, belgeselci, gazeteci ve şair olarak; merakla hayatı keşfetmek, ilgilileri uyarmak, tanıtmak, belgelemek, korumak ve işin takipçisi olmak; bu ülkenin bir aydını ve bir basın mensubu olarak, yurttaşlık görevi ve sorumluluğunu taşımaktayım… Bu bilinçle koşturuyorum…

Devamı yarın…