Ülkemizde siyasi gündem akşamdan sabaha değişebiliyor. Ancak son zamanlarda yayınlanan videoların uzun süre gündemde kalacağı anlaşılıyor.

Videoların içeriği, konuşulan iddialar ve bu iddialar karşısında sergilenen tavır toplumun ikiyüzlülüğünü bir kez daha ortaya koydu.

Toplumun bozulduğu, ahlâkı yapının çöktüğü, değerlerimizin yerle bir olduğu konusunda aklı başında herkesin yakınmaları vardı.

Son yaşanan olaylar, toplumun içinde bulunduğu durumu ayna gibi net bir şekilde önümüze serdi. Görmek istemeyen körler dışında herkes durumun farkında…

Artık iyi kötü diye bir derdimiz yok! Hak hukuk adalet arayışında olmadığımız gibi maalesef adaletsizliği ve zulmü alkışlayacak hale gelenler bile var.

Toplumun büyük bir çoğunluğu kendine bir taraf seçmiş, kendi tarafında olduğu zaman her türlü yolsuzluğu, hırsızlığı, hukuksuzluğu ve zulmü doğru buluyor, destek veriyor, alkışlıyor.

Karşı tarafta olanlar selam verse bile suçlu görülüyor, hukuk içindeki her hareket eleştiriliyor, imkân olursa ve güçleri yeterse cezalandırma yoluna gidiliyor.

Kendi tarafındakilere hakaret şöyle dursun, en küçük eleştiride bile kıyameti koparanlar, zor kullananlar, hukuku çiğneyerek kolluk kuvvetlerini harekete geçirenler…

Kendilerinden olmayan karşı cephedekilere, “Öldürün, konuşturmayın, bunlar iyi günler, daha neler olacak neler” diyerek tehditten de öte zulmediyorlar.

Bir dönemler intihara teşebbüs eden birine “Atla” dediği için yargılanan ve hapis cezası alanlar vardı. Şimdi “Öldürün” nidaları atanlar bırakın yargılanmayı el üstünde tutuluyor.

Herkes savcıların harekete geçmemesinden, hukukun işlememesinden haklı olarak dert yanıyor.

Asıl sorun sadece hukukun işlememesi değil, maalesef toplumun büyük çoğunluğunun hukuk ve adalet istememesidir.

İşimize gelince ve karşı cepheye zarar verecekse hukukun işlemesinden yanayız. Kendi adamlarımıza sıra gelince hukukun işlemesi şöyle dursun, her türlü hukuksuzluğu, ahlâksızlığı, hırsızlığı, yolsuzluğu, usulsüzlüğü cansiperane savunuyoruz.

Sadece canımız yanınca hukuku ve adaleti arıyoruz, sevmediğimiz kişilerin canı yanacaksa hukuk ve adaleti savunuyoruz.

İki gün önce İstanbul’un fetih yıldönümünü kutladık. Fatih Sultan Mehmet’i adeta kutsadık, en güzel cümlelerle methiyeler düzdük.

Döneminde ilim, teknoloji ve adalette zirve olan Fatih’in hangi inanç ve anlayışla gemileri karadan yürüttüğünü anlamak yerine hamaset nutukları atmayı tercih ettik.

Fatih’in “Aklı öldürürsen ahlak da ölür. Akıl ve ahlâk öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün, adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür” sözünü uygulasak bugün yaşadığımız sorunların büyük çoğunluğundan kurtulmuş olacağız.

Fatih bugün için bile bize yol gösterdi ama hâlâ anlamamakta diretiyoruz.

*****

Süte su katmak!

Bir ülkede halk hükümdara karşı ayaklanır. Haklıdırlar da… Ülkede ne adalet, ne de düzen kalmıştır.

Hükümdar ayaklanan halkı meydandaki büyük bir havuzun etrafında toplar ve bir konuşma yapar:

- Eğer isterseniz benden çok kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz. İsyan etmenize hiç gerek yok. Şimdi ben bu havuzu boşalttıracağım, üzerini de kapattıracağım. Sizden tek isteğim, bu havuzu süt ile doldurmanız. Herkes gece yarısından sonra bu havuza tek başına bir kova süt dökecek. Ama herkes… Kimse kimseyi görmeyecek. Güneş doğarken hepiniz burada olun. Havuz süt ile dolduğunda ben tahtı bırakıp gideceğim.

Gün aydınlanır, sabah olur. Herkes sevinçle havuzun başına toplanır. Öyle ya artık bu düzenbaz hükümdardan kurtulacaklardır. Hükümdar da gelir ve üzeri kapalı havuz açılır.

Bir de ne görsünler?

Havuz dolmuştur. Ama sütten çok su doludur.

Çünkü, herkes aynı şeyi düşünmüştür:

- Onca sütün içinde benim döktüğüm bir kova suyu kim fark edecek?

Hükümdar konuşur:

- Gördünüz mü? Siz ne iseniz, ben de oyum. Siz düzenbaz olduğunuz için, içinizden kimi seçerseniz seçin, sonuç hiçbir zaman değişmeyecek. O yüzden ben tahtımda kalıyorum. Siz de layık olduğunuz sistemin içinde…

*****             

TEBESSÜM

Şahit

Temel yalancı şahitlik yapmak için büro açar. İlk müşterisi gelir ve Temel’e der ki:

- Bana bir alacak verecek davası için yalancı şahit lazım?

Bunun üzerine Temel hemen söylenir:

- Ne zaman verecek bu üçkağıtçı adam borcunu?

Adam, Temel’e “Biz alacaklı değil, borçlu tarafız” deyince Temel kızar:

- Kaç kere ödeyeceğiz bu borcu be adam!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Siz nasılsanız, öyle yönetilirsiniz.

Hz. Muhammed (SAV)