Türk olmak yakında suç sayılırsa şaşırmayacağım.

Andımızı okumak yasaklandı. Artık okullarda Andımız okunmuyor.

HES kodun yoksa Türkler, belediye otobüsüne bile binemiyor. Ancak kim olduğunu ve nereden geldiğini bilmediğimiz elin kırk yabancısı hiçbir kural tanımadan istediği yere girip çıkıyor.

Daha da acısı turistler memnun olsun diye Türk milletini aşağılar gibi “Turistin göreceği herkesi aşılayacağız” diye reklam yapıldı.

Sokağa çıkma yasağından Türkler hariç herkes muaf… Turistler ellerini kollarını sallayarak geziyor, hatta ülkemizde kaçak bulunan Suriyeliler bile yasağa takılmıyor. Türkler evde hapis…

Suriyelilerin ülkemizde imtiyazlı haklara sahip olduğu, hastanelerde sıra beklemedikleri, vergi ödemeden işyeri işlettikleri, koşulsuz şartsız her türlü destek aldıkları kısmına alıştık.

Ülkemizde doğan her Suriyeli Türk vatandaşı yazılıyor. İmtiyazlı vatandaşlık verilenlerin sayısını kimse bilmiyor.

Suriyeli çocukların, gençlerin ülkemizde eğitim görmesi için her türlü kolaylık sağlanıyor, Suriyeli gençler hiç sınava girmeden üniversiteye kaydoluyor. Suriyelilere özel iş imkanları veriliyor…

Artık yeter diyeceksiniz ama bitmedi…

Son haber pes dedirtti…

Katarlılar, hiç sınava girmeden ülkemizdeki Tıp, Dış Hekimliği ve Eczacılık Fakültesinde okuyabilecek. Türkiye’de çalışabilecekler, hastane de kurabilecek ve işletebilecekler…

Bir Türk genci parası olsa bile YKS’de en az ilk 50 bine giremezse Tıp Fakültesini kazanmayı bırakın, tercih bile edemiyor.

Türk gençleri en az ilk 45 bine giremeseler paraları olsa da özel üniversitelerin Tıp Fakültesine yerleşemiyor.

Elin Katarlısı gelecek, Türk gencinin giremediği Tıp, Eczacılık ve Dış Hekimliği Fakültesinde ellini kolunu sallayarak okuyacak.

Cumartesi ve Pazar günü YKS yapıldı. Binler değil, milyonlarca Türk genci ecel teri döktü…

Türk gençleri ecel teri dökerken, aileleri evlatları için bütün varını yoğunu ortaya koyarken, elin Katarlısı katar katar üniversiteye girecek, okuyacak.

Türk gençleri iyi bir üniversiteye girebilmek için kan ter dökerken bu saçmalıklara sessiz kalanlara da bir sözüm yok.

Kimse cevap vermeyecek, kimse de umursamayacak.

Yine de sorayım…

Türklere bu düşmanlığınız neden?

*****

Son vagon

Anne ve babası, her yıl oğullarını, yazın büyükannesinin yanına gönderirken trende ona eşlik edip bir sonraki gün aynı trenle eve dönerlerdi. Biraz büyüdüğünde çocuk, anne ve babasına dedi ki:

- Artık büyüdüm, bu yıl büyükannemin yanına tek başıma gitmeyi denesem, ne dersiniz?

Kısa bir tartışmadan sonra anne ve babası bu konuda fikir birliğine vardılar. Tren istasyonunda, ona el sallayıp uğurlarken ve vagonun penceresinden son tembihlerini yaparken çocuk aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti:

- Evet, biliyorum, biliyorum, yüzlerce kez söylediniz!

Tren kalkmak üzereydi ki babası:

- Oğlum olur ya; kendini rahatsız ve yalnız hissedersen ya da korkarsan bu senin için, dedi ve oğlunun cebine bir şey koydu.

Çocuk artık tek başınaydı, Etrafında yabancı insanlar birbirleriyle itişip kakışıyor, gülüyor, kompartımana girip çıkıyorlardı.

Kondüktör çocuğun biletine bakarken, yalnız yolculuk yaptığına dair bir yorum yaptı, birisi ona acır gibi baktı. Onu işaret edip fısıldayanlar oldu.  Çocuk birden, kendini çok huzursuz hissetti ve rahatsızlığı her bakışla daha da arttı.

Başını önüne eğdi, koltuğun köşesinde adeta büzüştü ve gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı. İşte o anda babasının cebine bir şey koyduğunu hatırladı. Titreyen elleriyle, el yordamıyla o küçük kâğıt parçasını buldu ve açtı. Kâğıtta şunlar yazılıydı:

- Oğlum, biz son vagondayız.

*****             

TEBESSÜM

Sınava

Temel’in matematik sınavı vardır ama çalışmamıştır. Arkadaşına gidip dert yanarken öğretmeni gelip ne olduğunu sorar.

Arkadaşı da Temel’in sınava çalışmadığını, bunun için çok üzgün olduğunu anlatır.

Bunun üzerine öğretmen:

- Aman Temel üzüldüğün şeye bak, benim adım kadar kolay bir sınav olacak.

- Adınız neydi öğretmenim?

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Kafanı aslanın ağzına sokarsan, bir gün onu ısırırsa şikâyet edemezsin.

Agatha Christie