Irak'taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı yazarı Ali Kerküklü, son yazısında Kerkük'ün bir Türk kenti olduğunu ve bunun belgeleri bulunduğunu söyledi. Kerküklü" Kürtler, toprakları paylaşım süreci içerisinde o topraklara dahil olmayan Türkmen şehri Kerkük gibi başka bölgeleri de topraklarına katmak istiyor. Bu durum bölgede yeni askeri-siyasi çatışmaları tetikleyebilir. Ancak Kürtlerin, başta İsrail olmak üzere destek almadan ayrılmaya yönelik adım atmaları zor. Kürtler, referandum sonrasında Kerkük'ü de topraklarına katmak istiyor. Öte yandan Bağdat, büyük petrol rezervlerinin bulunduğu Kerkük'ü kaybetmek istemiyor. Bu durum, ileride Arap-Kürt çatışmasına yol açabilir"diyor.

Ali Kerküklü'nün konu le ilgili yazısını sizlerle paylaşıyoruz:

"Kerkük resmi olarak Bağdat yönetimine bağlı bir kenttir. Ancak peşmerge, 2014 yılında IŞİD'le mücadele bahanesi ile, Kerkük'te yönetime "fiilen" el koydu. Kürt grupları, uzun bir dönem boyunca petrol zengini Kerkük'te varlığını göstermek için nüfus ve tapu dairesine saldırarak, yakıp yıkıp yağmaladılar. Bir anlamda, bunu yaparak, kentin tarihini/hafızasını yok etmek istediler. Daha sonra hızla bölgeye/Kerkük´e göç etmeye başladılar (Kerkük'e 700 bin Kürt ithal edildi). Aslında, bu göçler bir anlamda Kürt partileri ve dış güçler tarafından teşvik edildi ve desteklendi. Kürt grupları, Türkmenlere ve devlete ait arazilere ev yaptılar ve yerleştiler. Kerkük'ün demografik yapısı bu gruplar tarafından hızlı bir şekilde değiştirilmeye çalışıldı. Hedefleri petrol zengini Kerkük'ü de Kürt bölgesine dahil etmekti.

Kerkük´ün Bir Türk Şehri Olduğunu Teyit Eden Gerçekler ve Belgeler

Kürtler, Kerkük konusunda siyasi çalışmalarının yanı sıra, siyasetçiler ve yazar çizerleri ile de bölgenin yani Türkmeneli topraklarının Kürt bölgesi olduğu, nüfusunun da Kürt olduğu iddiasını yazarlar ve dünyayı yanıltmaya ve kandırmaya çalışırlar. Onlarca yazarın eserlerinde ve resmi devlet kayıtlarındaki mevcut bilgilerle Kerkük'ün Türk, nüfusunun çoğunluğunun Türk, konuşulan dilin de Türkçe olduğu belgelenmektedir. Birçok Arap, Türk, Kürt ve yabancı araştırmacı ve yazarın bu konuyu yani Kerkük´ün bir Türkmen şehri olduğu teyit eden birçok eseri mevcuttur. 

Gertrude Bell, 1. Dünya Savaşı sonrasının Irak'ını kurmuş, sınırlarını cetvelle kendisi çizmiş ve yarattığı Irak'ın kralını bile bizzat kendisi tayin etmiş bir İngiliz ajanıdır. 14 Ağustos 1921 tarihinde babasına yazdığı mektubunda "Referandum yapıldı ve Kral Faysal oy birliği ile seçildi, ama Ker-kük, Kralın lehine oy kullanmadı. Kerkük'ün içi ve ilçeleri Türkmenlerden oluştuğu, bazı köylerin ise Kürtlerden sakin olduğunu yazmaktadır. Irak'ın kurucusu Gertrude Bell'in mektuplarında Kerkük'ün Türkmen şehri olduğu açık bir şekilde yazılmaktadır. 

Kerkük'te İki buçuk sene il danışmanlığını, idari müfettişliğini ve Irak'ın kuzeyinde Kürtlerin yoğun yaşadığı Süleymaniye de de yıllarca görev yapan C. J. Edmonds Kürtler, Türkler ve Araplar adlı eserinde: "Kerkük'te Belediye gibi şehri ilgilendiren konularla uğraşan Miller (İngiliz subayı), daha önce de söylediğim gibi Türkçeyi düzgün ve akıcı bir biçimde konuşmaktaydı ve özellikle Belediye Başkanı Abdulmecid Yakubi ile dostane bir ilişki kurmuş, sık sık kentten ayrılmam gereken dönemlerde iyi bir iş çıkararak mükemmel bir zemin çalışması gerçekleştirmişti. Livanın resmi dilinin Türkçe olarak kalması ve memurların da yerel ahaliden olmasını güvence altına alacak bir bildirimde, bulunmasıydı. Bu formül, Kerkük için kaydedilen büyük bir aşamaydı.

Görüldüğü gibi Kerkük'ün Türk olduğunu ispatlayan bu belge açıkça gösteriyor ki Kerkük'ün resmi dilinin Türkçe kalmasının nedeni, şehrin ahalisinin Türk, dilinin Türk olmasıdır. Kürtlerin dostu, işgalci İngiltere tarafından bile kabul edilmiştir. 

İngiliz işgali sırasında, Kürtlerin Lawrence´i diye tanınan İngiliz istihbarat subayı Binbaşı Edward William Charles Noel, Şeyh Mahmut Berzenci'yi Kürtlerin yoğun yaşadığı Süleymaniye temsilcisi olarak atama yetkisini almıştı. Noel bu yetkiyi hemen kullanmış, ancak "Kerkük bölgesi Türkmen olup, Türkçe konuştukları için, Şeyh Mahmut'un nüfuz alanında olmayı reddetmişler, bunun üzerine işgal kuvvetleri de bu bölgeyi, Kerkük Bölge-si ismiyle özel bir bölge olarak ilan etmişti.