Bir önceki yazıda yer alan örnek olayda son derece doğru bir tespit, detaylı bir çalışma, kapsamlı bir anlaşma, akıllıca bir kurgu ve işbirliği mevcuttur. Doğru tespit edilmiş bir soruna ideal çözüm getirilerek sistem işler hale getirilmiştir ve dört yıl boyunca sorunsuz çalışarak birçok fayda sağlamıştır.

Üretimin fabrika sahası içerisinde yapılması sağlanarak, fason üreticinin tesis kirası, makine amortismanı gibi birçok farklı gider kalemi kapsam dışı bırakılmıştır. Servis, iş sağlığı ve güvenliği benzeri giderler fabrikadaki mevcut hizmetlere ufak kapasite artırımları yaparak çözümlenmiş ve maliyet avantajı sağlanmıştır. Fabrikadaki yüksek kaliteli makinelerin kullanılması ve fabrika içerisindeki iş akışının denetim kolaylığı nedeniyle kalite artırılmıştır. İnsan Kaynaklarının sürekli personel alması ve çıkarması engellenmiş, bu görev alt işverene devir edilerek sürdürülebilir istihdam sağlanmıştır. İlk dört yıl göz önünde bulundurulduğunda gayet başarılı bir hamledir ancak neticede 900 brüt ücretin üzerinde maliyete, bozulan iş akışına ve farklı kayıplara neden olarak en kötü tercihe dönüşmüştür.

Öneri

Alt işverenlik ilişkisinde muvazaa konusunun önemi ve uyuyan dev benzetmesinin nedeni bu örnekteki gibi bir tablonun kaçınılmazlığıdır. Tetikleyicisi veya zamanlaması ne olursa olsun, muvazaalı alt işverenlik ilişkisini sürdüren firmalar bu veya benzeri senaryoları yaşayacaklardır. Çözüm sağlıklı bir alt işverenlik ilişkisi kurmaktan geçer. Bunun ilk adımı ise konusunda tecrübeli danışmanlardan istifade etmek ve rüştünü ispatlamış alt işverenlerle çalışarak onları detaylı bir denetim mekanizması altında çalıştırabilme yeteneklerine sahip olabilmektir. Danışmanlığın ve denetim mekanizmasının bir diğer önemi, alt işverenlik ilişkisinde asıl iş ve yardımcı iş ayrımının ne şekilde yapılacağının sektör, iş akışı, kurum yapısı gibi birçok etkene göre değişkenlik göstermesidir. Elde bir yapılması gerekenler listesi vardır ancak yapılacakların mevzuata uyumluluğu, iş akışına uyumlanması, kurum kültürüne adapte edilmesi gibi onlarca farklı başlık nedeniyle, doğru yapılandırma diye isimlendirilen tanım tesise özel olacaktır.

Alt işverenlik ilişkileri genellikle son derece girift ilişkilerdir ve alt işverenlik ilişkisine sahip her asıl işverenin, mevcut alt işverenlik ilişkisini etraflıca gözden geçirerek gerekli düzenlemeleri yapması gerekir. Bunu yapabilmek ise ciddi bir uzmanlık gerektirir ve kurum bünyesindeki bir kişinin tek başına bu yeteneklere sahip olması neredeyse olanaksızdır. Bu nedenle konu kişiler değil ekipler şeklinde ele alınmalı, mevzuat, insan kaynakları, iş akışı, satın alma, alt işverenle çalışma tecrübesi gibi tüm gereksinimleri karşılayan kişilerin işbirliğinden istifade edilmelidir.

Yeni bir alt işverenlik ilişkisi kurmadan önce de aynı adımlar dikkate alınmalı ve rüştünü ispatlamış alt işverenlerle çalışmaya özellikle önem verilmelidir. Tam da bu noktada üzücü bir açmazla karşılaşırız. Ülkemizdeki alt işveren firmaların kısa ömürleri, yetersiz tecrübeleri, düşük yönetim kaliteleri, ilkesiz iş yapış biçimleri, olmayan otokontrol yöntemleri, denetimlerin yetersizliği gibi onlarca olumsuz faktör nedeniyle, rüştünü ispatlamış alt işveren tanımı istisnalar dışında havada kalmakta ve uygulama sahasında karşılık bulamamaktadır. Ülkemizde az sayıda da olsa ne yapılması gerektiğini asıl işverenden daha iyi bilen profesyonel alt işverenler mevcuttur. Fakat onlar da kapasiteleri ile sınırlıdır ve çoğunlukla inşaat, havalimanı işletmeciliği, güvenlik gibi belirli uzmanlıklar üzerine eğilmişlerdir. Bu nedenle de çoğu asıl işveren için ulaşılması güç konumlardadırlar. Bu durum ise firma seçimi risklerini asıl işverene yükleyerek danışmanlık ve denetim hususunun önemini bir kez daha vurgulamaktadır.