Sevgililer gününe  ilişkin türlü söylenceler var. Bunlardan yalnız birini aktarayım:
İmparator 2. Claudius, Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmakta zorlanmaları üzerine, tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Aziz Valentine Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeyi sürdürdü. Bunu öğrenen imparator, onu öldürttü. Valentine, Milattan sonra 270 yılının 14 Şubatında Hristiyan şehitliğine gömüldü. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius, bu günü,  "Aziz Valentine Günü" olarak belirleyerek onu onurlandırdı. 
Amerika'da Esther Howland'ın 1800'lü yıllarda, ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana, günümüzde, toplumsal bir olay haline geldi.
O gün bugündür her yılın 14 Şubat'ı Sevgililer Günü olarak kutlanmakta.
Rahip Valentino, bir çiftin kavga ettiklerini görmüş. Bahçesinden bir gül koparıp gençlerin yanına gitmiş, onlara gülü uzatıp barışmalarını istemiş... Gençler kavgayı kesmişler ve gülü ellerinde sıkı sıkı tutarken aşklarının sürekli olması için yakarmışlar. Kısa bir süre sonra da nikâhlarını kıydırmak için Valentino'ya gitmişler.

Ümit Yaşar Oğuzcan beyaz güllerin şiirini yazmış: 

Seni arıyorum kalabalık caddelerde,
Tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun...
Perişan hayallerimin başladığı yerde,
Sana sesleniyorum, duyuyor musun?

Beyaz güller açtı bahçelerde, sevdiğin...
Ya o karanfil, baygın kokulu çiçek.
Gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin,
Anladım ki bu ömür sensiz geçmeyecek.

Odamı süsleyen ellerini uzat,
Hazzından dile gelsin bastığın halı..
Açılsın sevincinden perdeler kat kat..
Işık ve ateş senin için yanmalı...

Sonra çevir düğmesini, radyonun
Sevdiğin musiki dolsun odama,
Dinle şarkısını büyük koronun,
Beni düşün! beni düşün ağlama...

İçimden bir ses diyor ki sabret..
Sonu gelecek bu yalnızlığın,
Bütün aynalar gülecek elbet,
Açılacak kapılar ansızın..

Yalnız sen varsın beyaz gülüm,
Evde bahçede ve sokakta,
Bir eylül akşamı gördüğüm ,
O beyaz hayalsin uzakta..

Yakınsın yalnızlık kadar,
Uzaksın yakınmış gibi,
Sensiz yaşadığım yıllar
Bu kadar güzel değildi.

Yeter.. gel artık yeter..
Karanfiller açtı gel
Kış bahçesinde , güller
Beyaz güller açtı gel !!

Yunus: "Sevelim, sevilelim  /  Bu dünya kimseye kalmaz," diyor. Mevlana;
"Anamız sevgidir, babamız sevgi, sevgi çocuklarıyız biz. Tanrı ışığıyız. Tanrı sırçası.  Kendimizle bunca kavgamız ne?" diye soruyor. 

Ben âşığım aşka; aşk da sevdalı bana. 
Âşık tene can, ten ise sevdalı cana
Bazen dolarım boynuna ben kollarımı,
Bazen de sürükler beni canan yanına.

Evet, bu rubai Mevlana'nındı. Mevlana'ya göre: "Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir..."