Ah keşke hiç bir cepheden şehit, yaralı haberleri gelmese, ülkemiz barış ve huzur içinde olsa siyasilerin kavgalarının stresi bizi vurup ezim ezim ezmese.  Biraz tebessüm yaratabilmek için 1 ve 2 Nisanda yaptığımız gibi şakalardan söz etmeye korkmasak. 

Kabak tadı vermeden bugün de 1 Nisan'dan söz edeceğim ama, biraz değişik. Elin adamı kalkmış 1 Nisan şakaları için katalog hazırlamış. Bakıyorsunuz, beğeniyorsunuz, karışınızdakine uyguluyorsunuz. Eh içinde "Eşek şakası" olabilecekler de var. 

Onlardan bir kaçını alıntılayacağım. Ancak kalp krizi riskine karşı,  sinirli ve duyarlı kişilere şaka yaparken dikkatli olunuz. Herhangi bir durumda aniden bir kalp krizi başlayabilir çünkü bu hastalarda. Heyecanlandırmadan üzmeden şaka yapmak gerekiyor. Kötü şakalar heyecana strese sebep olabilir. 

Elbette, 70'lik Ahmet Özdemir'e bakın, nelerle uğraşıyor diyenleriniz olacaktır. Merak etmeyiniz yarından sonra yine ciddi konulara döneceğiz: 

1 Nisan'da bazı şakalar güldürürken, bazıları da sabrın sınırlarını zorluyor. İşte şakalar kataloğundan bir kaç masum  şaka: 

Bir paket kremalı bisküvi alınız. Bir kaç bisküviyi ortadan bölün. Kremaları alıp yerine diş macunu sıkınız.  Sırası ile pakete bir diş macunlu bir normal bisküvi üst üste dizilir. Saka yapılacak arkadaşın yanına gelindiğinizde birini ağzımıza atın. Sonra arkadaşa ikram edin. Doğal olarak bööööoo bu ne bicim bisküvi diyecektir. Siz durumu çaktırmadan ne olmuş gayet güzel deyip sıradaki normal bisküviyi de ağzınıza atın. Bir daha dene deyip sıradaki öbür bisküviyi de tekrar ikram edin.....

***

Kalabalıkta yapılan sakalar vardır. Bunlar klasikleşmiş sakalar olsa da bir bahsedelim. Üç dört kişi bir araya gelinir, kalabalık bir sokakta yürümeye başlanır tam birileriyle karşılaşıldığı zaman sanki önünde ip varmış da sanki üzerinden geçiliyormuş gibi bacaklar kal dirilir. Çok kişi olması inandırıcılığı arttırır. Ya da ip yerine sanki bir şey varmış gibi bir yerde bir noktaya odaklanarak ayni anda bakılır. Bu arada saka yapılan kişilerin tepkisini gözlemlemek için bir kişi görevlendirilir. Hep birlikte yukarı bir yere bakmak da olabilir ancak çok bilinen bir sakadır

***

Bu şakayı bilmeyen birini bulursanız uygulayabilirsiniz. Bir borunun ağız kısmi siyaha boyanır. Uygulama alanında kendiniz gözünüze değdirmeden bakarsınız. AA! Ne enteresan bir de sen baksana şundan dersiniz. O kişi alır bakar "ebe ne olmuş bir şey yok ki" der fakat gözünün etrafındaki halkadan habersizdir. Bu sakayı birde reçel sürerek deneyin isterseniz o da çok hoş olur.

***

Kibrit kutusunun içerisine siyah tüylü küçük bir iplik yumağı koyacaksınız. Buna ince görünmez bir sicim bağlayıp alttan çevirerek kibrit kutusunun en uzak kösesine bantla yapıştıracaksınız. Kibrit kutusunu açarken ip siyah yumağı çekecektir. Ve böylece yumak kutudan fırlayan acayip bir böcek hissi verecektir. Uygulaması size kalmış. Not: yumak içerden kutuya takılmasın diye köşeye üçgen bir rampa kurulması faydalı olur. 

****

Mandalina altından para büyüklüğünde küçük bir kapak açılır. Kapak daha sonra yerine yerleştirileceği için dikkatli kesilmelidir. Bu delikten içerideki etli meyve kısmi çay kasığı yâda başka bir şey yardımıyla itinayla çıkarılır. İçerideki boşluğa mayonez, reçel ya da un gibi şeyler doldurulur. Kapak uygun bir şekilde yapıştırılır.(Belli olmayacak şekilde turuncu bir iplikle bir kaç yerden dikilebilir). Kurban mandalinayı soymak için eliyle bir basınç uygular bu basınç meyveyi pörtletip içini dışına çıkarır.

***

Patatesi lokum boyutunda küp küp kesiniz.  Sonra onu una bulayıp lokuma benzetebilirsiniz. Sonra hedefinizde kim var? Anneniz mi, babanız mı, arkadaşınız mı? Bilmem. 

Gelelim vermek istediğim mesaja: Şakanın karşısındaki kimseyi kırmadan, incitmeden, eğlendirmek, güldürmek için söylenen söz ya da yapılan hareket olduğunu bilmek gerekir. Böylesi şakalar ise insanlar arasında muhabbeti arttırır. Ancak her işte olduğu gibi şakada da aşırı gitmemelidir.

Dini açıdan şakaya cevaz var mıdır? Bunu konuda da bir alıntı yapayım: "Kocanın eşi ile şakalaşması ve oynaşması, aralarındaki sevgiyi arttıracağı için tasvip, hatta teşvik edilmiştir (Ebû Davud, Edeb, 84,85,149,7; İbn Mâce, Cihad, 40; Ahmed b. Hanbel, II, 352, 364, 3/67, 5/32).