Kütahya’da her türkünün bir öyküsü var. Yüz yıl öncesinin Kütahya’sında Asalıoğlu ailesinin yakışıklı oğlu fakir bir ailenin kızına âşık olur. Uzun bir uğraştan sonra evlenirler. Ancak genç kadında gözü olan bazı kişiler rahat vermezler. Bir gün pınar başında dağa kaçırmak isterler. Eşinin feryadını duyan Asalıoğlu kurtarmak için koşar. Kavga sonunda Asalıoğlu ölür. Oğullarını kanlar içinde yattığını gören gencin ana ve babası saçlarını başını yolarlar. Bu olay üzerine yakılan ağıtı Yücel Paşmakçı Hisarlı Ahmet’ten derlemiş.                     “Kütahya’nın pınarları akışır

Devriyeler kol kol olmuş bakışır.

Mustafa Hisarlı’nın babasından derledği türkülerden biri “A İstanbul sen bir han mısın, / Varan yiğitleri yudan sen misin?” sözleriyle başlıyordu.

İstanbul'a vakıflara ilişkin bir görev için giden Ethem paşa, orada güzellere takılmış yedi yıl Kütahya'ya dönmemiş. Bunun üzerine zamanın kültürlü hanımlarından biri olan güzel eşi Esma Hanım bir şiir yazmış. Bu şiir zamanla bu türkü haline gelmiş.

Önceki yıl Kütahya'da, 'Hisarlı Ahmet ve Kütahya Türküleri Sempozyumu',  yapıldı. Onlarca bilim adamı araştırmacı Hisarlı Ahmet ve Kütahya türkülerine ilişkin bildirilerini sundular. Sempozyumu Kütahya Valiliği, Belediye Başkanlığı, Dumlupınar Üniversitesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlükleri, Ticaret ve Sanayi Odası, Kütahya Güzel Sanatlar Derneği ve Kütahya Anadolu Güzel Sanatlar Derneği ortaklaşa düzenlemişlerdi. Kütahya yöresi müziği ve Hisarlı Ahmet’e ilişkin pek çok konuya değinildi. Mustafa Hisarlı da  “Hisarlı Ahmet Kimdir?” başlıklı bir bildiri sunmuştu.

Kütahyalı Hisarlı Ahmet’in eserleri birçok şaire yazara esin kaynağı da olmuş. Usta eleştirmen, yazar Fethi Naci, onun bir türküsünden esinlenerek kitabına ‘Dünya Bir Gölgeliktir’ adını vermiş.

Geride bıraktığımız yıllar içinde Güray Poslen tarafından “Hisarlı Ahmet yorumu ile Kütahya Türküleri” adında bir kitap bastırıldı ve ücretsiz dağıtıldı. Bu kitapla ilgili Mustafa Hisarlı şu bilgiyi veriyor.

“Babam ustalarından duyduğu birçok destanı ezbere bilirdi. Kütahya türkülerinin kaybolması ve yozlaşması endişesiyle onları bir kitapta toplamayı arzu ederdi. Sağlığında yerine getiremediği arzusunu ben ve torunu İsmail Pektaş gerçekleştirebildik. Türkülerin öykülerini, notalarını ve oyunların tariflerini içeren "Hisarlı Ahmet yorumu ile Kütahya Türküleri" adlı bu kitap yayımlandı. İlgililere ve ilgili yerlere ücretsiz olarak onun anısına dağıtıldı. Ayrıca Kalan Müzik tarafından maddi çıkar düşünülmeden Hisarlı Ahmet’in elde bulunan çoğu amatörce alınmış kayıtlarını CD haline getirdi. Böylece Hisarlı Ahmet’in genç kuşaklara ulaşması sağlandı.

Kız görme, kız isteme, kız hamamı, oğlan hamamı, çeyiz altı, kına yakma, kuşak kuşatma, güvey salma, el öpme gibi evrelerle devam eden Kütahya düğünlerinde konuya ilişkin türküler söylenir. Bunlardan birine “Gidin bulutlar gidin. /         Yârime selâm edin / Yârim uykuda ise / Uykusun haram edin” türküsünü örnek gösterebiliriz.

Hisarlı Ahmet, kendinden derlenen türkülerin Radyo Sanatçıları tarafından söylenmesine sevinirmiş. Alçak gönüllük gösterir  "benden iyi söylüyorlar" diye mutluluğunu belirtirmiş.  Zengin-fakir, köylü-kentli demeden herkesle sohbet eder, ancak türkü isteklerine kızarmış; "davul zurna da peşrev olmaz ne çıkarsa bahtına" der sazı bırakırmış.

Kütahya’da erkekler ve, kadınlar ayrı ayrı sıra toplantıları yapıyorlar. Erkeklerin “GEZEK” toplantılarında gelenek ve görenekler yaşatılıyor,  görgü kuralları ve birlikte yaşama bilinci pekiştiriliyor. Genç kızların toplantısına ”KIZLAR İÇİ” deniyor.  Gençler ablalarından hayat hakkında bilgiler alıyor, oynayıp eğleniyorlar. Bu tür toplantılar bir anlamda hayat okulu işlevi görüyor.

Kütahya’da cuma günleri  "Kızlar içi" eğlentilerde, süslü takılarla bezeli giysileri içinde kızlar oyunlar oynarmış. Bir yandan da genç kızlara oyunlar öğretilirmiş. Oynamayı bilmeyen, endamlı yürüyemeyen kızlara "Hiç mi Cuma debleği görmedin" denirmiş. İşte bu günlerde oynanan bir oyunun türküsü “şimdallı” olarak biliniyor.

" İğnem düştü yerlere / Karıştı gazellere  / Tabiatım kurusun / Bakarım güzellere”

YARIN HİSARLI AHMET TÜRKÜLERİNİN MAKAMSAL ÖZELLİKLERİNDEN SÖZ EDECEĞİM