Bir atasözümüz, bir öğüttü değil, toplumsal eleştiriyi içeriğinde barındırır. "Komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı kız görünür." Bu atasözünden şu sonucu çıkarabiliriz: İnsanlar sahip oldukları değerleri iyi bilmelidir. Kendisinde bulunan şeyleri başkasında görüp kıskanmak, onu daha değerli bulmak; bizi hem huzursuz, hem mutsuz eder. Komşular bir arada yaşamaya zorunludur. Birbirlerini sever, sayarlarsa, yaşantıları güzellik kazanır. Kıskançlık sevgi ve saygıyı kaldırır, yerine kin tohumlarını eker. Çekememezlik kıvılcımlarını körükler. Şeytan'ın da istediği bu değil mi?

İnsanlar doğumdan ölüme kadar birbirine gereksinim duyarlar. Doğarken nasıl başkasının elli gerekiyorsa, ölünce de defnedilmesi için başkalarının eli gerekir. Düğün de, ölüm de konu komşu ile kaldırılır. Ne güzel sözdür şu atalar sözümüz: "Komşunun kötüsü insanı mal sahibi yapar." Komşular birbirine yardım etmeli, bu hem dinimizin hem geleneğimizin kuralı. Ama diyelim ki buna uymayan oldu. Çok önemli bir anda, komşusuna gerekli olan aracı vermeyip onu zor durumda bıraktı. Bu kez, zor duruma düşen kimse, bir daha aynı duruma düşmemek için o aracı satın alır ve bir mala kavuşmuş olur. İşte atasözümüzün anlatmak istediği bu...

 "Komşu kapısı" diye dilimizde bir deyim var. Yakın yer, uzak olmayan yer, sürekli girilip çıkılan yer anlamına gelir. Bu da geleneklerimizde, komşuluğun yakınlığını gösteren bir kanıt olsa gerek. Komşuların içten duygularla karşılıklı gidip gelmeleri insani görev olarak da bilinmekte... 

Daha yakın ilgi kurmak, sorunlarını dinlemek, noksanını görmek, çözümler aramak ancak böyle mümkün olabilir. Böylece birbirlerini koruyabilirler. Birbirlerinin malı, namusu, birbirlerine emanettir. 

Komşuya hıyanet, emanete hıyanettir ki, emanete hıyanet, Türk gelenek ve görenekleri içerisinde en büyük suçtur.

Geleneklerimizdeki bir özelliğin daha altını çizmek istiyorum. Komşu hak ve ilişkilerinde, din, mezhep ve ırk ayrılığı gözetilmemiş, inancı ne olursa olsun, komşular birbirleriyle yakından ilgilene gelmişler. Bu sosyal ilişkide, saygı her dem temel olmuş. 

Komşuyu rahatsız etmemek, onların hoş karşılamayacağı davranışlardan uzak durmaya çaba harcanmış. 

Sivas yöresinden söylenen ölçülü sözlerden biri şöyle:

"Leylek benim neden komşum
Yazın gelir, güzün gider
Karga benim her dem komşum
Yaz da burada kış da burada."

Sivas'ta bir bayan, çoğu zaman, başka yere giden ve evinde oturmayan komşusuna böyle söyleyerek, vefanın kargada bile olsa güzelliğini dile getirmiş. 

Toplumumuzda komşuluk ilişkisine çok önem verildiği için bu tür sözler, ilgisizlik ve vefasızlıkta söz temsili olarak söylenir olmuş.

Kuşkusuz güzel yurdumuzun her yerinde birbirinden güzel özlü sözler söylenmekte komşuluk üzerine. Ama söz Sivas'tan açılmışken, oradan derlenmiş bazı söz ve deyimleri buraya aktarayım da, varın siz istediğiniz yorumu yapın:

Komşu boncuğunu çalan, gece takınır.
Komşu canı ile gezmek
Komşu içinde olmak
Komşu kapısına çevirmek
Komşu kızını almak, kalaylı tastan su içmek gibidir.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Komşu komşuya bakar, canını oda (ateşe) yakar.
Komşu sakalı düz gerek,
Komşu tütünü ile pişer.
Komşuda pişer, bize de düşer.
Komşudaki kolayda.
Komşudan bulgur döşürüyor, oynaşa pilâv pişiriyor.
Komşum şen, ben şen.
Komşum var diye öğünme, başına bir iş gelmeyince.
Komşunu iki inekli iste ki sen de bir inekli olasın.
Komşunun ekmeği komşuya borçtur.
....................

Bu sözlerin arkası gelmez. Biz yine başa dönerek konuyu toparlamaya çalışalım. İnsanlar birbirleriyle; aynı işyerinde aynı odada olsun, çarşı pazarda olsun, oturum yerlerinde olsun komşuluk ederek yaşamlarını sürdürmekteler. Çağlar ötesinde çadır komşuluğu ile başlayan ilişkiler, daha sonra köy ve kasabalarda bahçe, tarla komşuluğu ile sürmüş. Geleneğimizde komşusu siftah etmeden alışveriş etmemiş dükkân sahipleri. 

Aslında bugün komşu, akrabadan daha yakın birbirimize. Çoğu, yirmi dört saat, ortak kullandığımız bir duvarın ötesinde yaşıyor komşularımız. Komşu hakkını Tanrı hakkı gibi kutsal sayıp, onların rahatları için elimizden geleni yapmak görevimiz, aynı olumlu davranışları komşularımızdan beklemek de hakkınız. Atasözlerimize çok sığındığımı hoş görürseniz, "Ev alma komşu al" sözümüz, ne güzel anlatmakta komşuluğun değerini. Çünkü aileler arasındaki huzur, iyi komşuluk ilişkileri ile sağlanabilecektir.