Adnan Oktar ve ekibi gözaltına alınınca, gündem bir anda değişti.
Adnan Oktar'ın kedicikleri, kızları nasıl rehin aldığı, yaptığı tehdit, şantaj, sahtekârlık ve nasıl çete kurduğu bir bir anlatılıyor.
Öyle bir hava oluşturuldu ki, Adnan Oktar'ın yeni zuhur ettiği sanılıyor.
Adnan Oktar, 30 yılı aşkın bir süredir Türkiye'nin gündeminde...
Özellikle son birkaç yıldır, kendi televizyon kanalında, günde birkaç saat boy gösteriyordu.
Televizyon kanalı kurmadan önce de para vererek, üstüne üstlük bazı şartlarını da dikte ettirerek televizyonlara çıkıyor, hatta bazı televizyonlar ortak yayın yapıyordu.
Televizyona çıkacağı ve hangi kanalların ortak yayın yapacağı da gündüz gazete ilanları ile duyuruluyordu.
Adnan Oktar, bazı televizyon ve bazı gazetelere bir bakıma para akıtıyordu.
Milyonlar har vurulup harman savruluyordu. Bu paranın kaynağı nedir diye sormak nedense kimsenin aklına gelmedi... 
Kedicik olarak bilinen yarı çıplak, süslü püslü kızlar da sosyal medyada çok rağbet görüyor, neredeyse her hareketleri haber oluyordu.
Bir anda her şey tersine döndü.
Bir dönem Adnan Oktar'ı göklere çıkaranlar şimdi onun suçlarını sayıyor, ver yansın ediyor...
Dikkat edin, FETÖ'de de aynısı olmamış mıydı?
Adnan Oktar, güya İslâm adına hareket ederek bin bir türlü rezilliği televizyonda yaptı. Kimse ses çıkarmadı. Ses çıkarmak isteyenler de susturuldu.
Eğer Adnan Oktar'a zamanında müdahale edilseydi, kural dışına çıktığı anda dur denilseydi, insanlara zulmederken haddi bildirilseydi, bugün bunları konuşmak zorunda kalmazdık.
Rahmetli Prof. Dr. Cevat Babuna, oğlunu ve kızlarını, Adnan Oktar'ın elinden kurtarmak için az mı çırpındı? Kaç kişi Prof. Dr. Babuna'ya destek verdi.
Ateşi kıvılcımken söndürmeli, ateş bacayı sarınca yangın kaçınılmaz olur.
Sanmayın ki Adnan Oktar bu alanda tektir. Bir sürü Adnan Oktarlar var... 
En azından onlara zamanında dur denilmeli...

*****

Bilgisayarsız hayat

Uzun süre işsizlikten sonra, genç adam Microsoft şirketinde temizlikçi olarak işe kabul edilmişti. Personel müdürü, işe giriş için birkaç belge getirmesi gerektiğini söyleyip ekledi: "Bana e-posta adresinizi verirseniz, size getirmeniz gereken belgelerin listesini gönderirim."
Temizlikçi adayı, boynunu bükerek, "Benim e-posta adresim yok, efendim. Çünkü henüz bir bilgisayarım bile yok" dedi.
Microsoft yetkilisi bu cevaptan hiç memnun kalmadı; "Bir e-posta adresiniz olmadığına göre, Microsoft gibi bir şirkette çalışmaya hak kazanamayacağınızı söylemek zorundayım. Sizi işe almamız mümkün değil" dedi.
İş bulma sevincini bir anda kaybeden adam, tüm serveti olan on dolarıyla ne yapacağını kara kara düşünerek Microsoft binasından ayrıldı.
Bütün parasıyla domates satın aldı, sonra da kapı kapı dolaşarak satmaya başladı.
Akşam olduğunda serveti bir kat artmış, cebindeki on dolar, yirmi dolara çıkmıştı. Adam bu işi üç gün üst üste yaptıktan sonra servetinin 160 dolara yükseldiğini görünce, bundan böyle geçimini domates satarak sağlamaya karar verdi.
Her sabah, evden erkenden çıkıyor, biraz geç dönüyor, parasını ise her gün bir kat daha artırıyordu. Kısa bir süre sonra işini daha da büyüttü. Önce bir el arabası, daha sonra bir kamyon satın aldı.
Aradan beş yıl geçtiğinde, genç işadamı şehrin en büyük gıda dağıtım şirketlerinden birini kurmuştu. Bir gün hem şirketini, hem de ailesini sigortalamaya karar verdi.
Sigorta poliçesini hazırlayan acente görevlisi, gerekli kâğıtların doldurulmasından sonra adamdan e-posta adresini istedi:
- Bize e-posta adresinizi verirseniz, hazırlayacağımız ödeme planını size gönderirim.
Adam omuzlarını silkerek cevap verdi:
- Benim e-posta adresim yok ki!
Duyduğuna inanamayan sigortacı, adama hayran hayran bakarak:
- Çok ilginç, e-posta adresiniz olmadığı halde bu kadar büyük bir şirketin sahibisiniz. Ya bir de e-posta adresiniz olsaydı? Kim bilir o zaman ne olurdunuz? 
Adam, buruk bir gülümsemeyle:
- Ben ne olacağımı çok iyi biliyorum. Microsoft şirketinde temizlikçi!

 ***
TEBESSÜM

Ben yeni duydum

Temel, kılığından Yahudi olduğunu anladığı birini yakasından tutup dövmeye başlar.
Yahudi, "Manyak mısın be adam, bana neden vurursun" diye bağırır.
Temel:
- Siz Hazreti İsa'yı çarmıha germişsiniz.
Yahudi:
- İyi de o 2 bin yıl önceydi.
Temel:
- Olsun ben yeni duydum.
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Cevizi kırıp özüne inemeyen, hepsini kabuk zanneder.
İmam Gazali