İBB Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü, Kağızmanlı Âşık Hıfzı'yı bir panel ve konserle andı. "Şehâdetinin 99. Yılında Kağızmanlı Hıfzı" adlı program, Fatih'te İBB Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde yapıldı. Program sunuculuğunu Bilal Şaner üstlendi. Panele; benimle birlikte Türk Halk Müziği sanatçısı Recep Ergül ile şair-yazar Bican Veysel Yıldız konuşmacı olarak katıldı. Kağızmanlı Hıfzı'nın hayatı, eserleri ve anıları hakkında bilgiler verdik. Daha sonra halk âşıkları; Mahmut Işık, Mahmut Kağızmanlı ve Mustafa Aladağlı Hıfzı'nın eserlerinden örnekler sundular. Organizasyonun mimarlarından ve halk müziğinin sevilen sanatçısı Recep Ergül verdiği konserde şehitlerimizin anısına Sarıkamış'tan Çanakkale'ye kadar milletimizin yürek coşkusunu dile getirdi.

1893 Rumi yılının Recep ayıydı. Kağızman'ın Toprakkale Mahallesinde Suna Hanım'la Yakup oğlu Ağadede'nin bir oğulları oldu. Recep ayında doğduğu için çocuğun adını Recep koydular.

Recep dört yaşında medrese eğitimiyle tanıştı. Dokuz yaşına gelince Kuranı hatmetmiş, şiire ilgi duymaya başlamıştı.

On beş yaşında hem hafız, hem âşık, hem çocuklara kuran öğreten bir hocaydı. Hafız olduğu için de âşıklık mahlası Hıfzı olmuştu.

Hıfzı, dönemin bilinen âşıklarından Kağızmanlı Yusuf Sezai'den bağlama çalmayı öğrendi. Önceleri ezberleyip söylediği eski usta malı şiirlerin yanında kendi şiirlerini de yazmaya başladı.

Hıfzı 1911 yılında Sona adında bir kızla evlendi.

1918 yılında yedi yıllık karısı Sona öldü. Geride Telli, Haşim ve sekiz aylık Hüsniye adlı üç çocuğu yetim kaldı.

Hıfzı'nın Amcası Kerem'in kızı Ziyade, henüz onbeş yaşındaydı. Hıfzı'yı seviyordu. İnce hastalığa yakalanmıştı. Öldü. Onun ölümü, Hıfzı'yı çok üzmüştü. On beş kıtadan oluşan önlü ağıtını yazdı. On beş kıta da Ziyade'nin ağzından cevap verdi.

Biz Sona'nın ölümünden sonra üç çocuğu ile kalan Hıfzı'yı bir an için bırakıp, o günlerde ki memleket ahvaline dönelim. Kağızman işgal altındaydı. Ermeni çeteleri ve Rus çeteleri halka zulmediyordu.

Kağızman'da beş toplu katliam yapılmıştı. İlk toplu katliamı 1915 tarihli Hıfzı'nın ağıtından öğreniyoruz:

"Bin üçyüz otuzbir tarih rivayet

Derdi halim eşidiben kanasın

Esir oldu nice karyeyi İslam

Derdin koyup bu firkate yanaşın.. ....."

Şubat 1918 de Erzincan'ı kurtaran ordumuzun önünden çekilen Mart 1918 de Erzurum'u bırakıp Kars'a kaçan Taşnak Ermeni kuvvetleri eski çarlık ordusu mensuplarıyla da birleşerek katliama devam etmişlerdi.

3 Mart 1918'de imzalanan Brest-Litowsk Anlaşmasını tanımayan Ermeniler Kars'ta Kağızman'da yerli halkı katliama uğratmışlardır. Mart ve Nisan aylarında Ermeniler'in Kağızman'da giriştikler mezalime silahsız Kağızmanlılar ve güçleriyle direnirlerse sonuç itibariyle 400'ün üzerinde şehit vermişlerdi.

Kazım Karabekir komutasındaki Osmanlı kuvvetlerinin Kars'ı kurtarmaya geleceği müjdesi yayıldı. Hıfzı bu müjdeyi şöyle saza ve söze aktarıyordu:

İslam'a bir müjde dünyalar kadar

Reisimiz Ali Osman'dır gelen

Hazreti Ali'dir binmiş Düldül'e

Şah Merdan Şir-i Yezdan'dır gelen

3 Mart 1918 deki Brest-Litovsk Anlaşmasına uymayan Taşnak Ermenileri "Barış yaptık, kardeş olduk" diyerek kandırıp Toprakkale'de ki halkın, silahlarını toplatmış, hepsini esir alarak Çarşı Merkezi'ndeki "Gamir" denilen dama doldurmuştu.

Ordumuzun Sarıkamış'tan hareketle Kağızman'a gelmekte olduğunu duyunca, 105 kişiyi süngüleyerek katletmişlerdi. 15'e yakın kişi de yaralı olarak kurtulmuştu. Ağır yaralılar arasında Hıfzı da vardı. Haneye gitmeden şehit oldu. Henüz 25 yaşındaydı.