Bugüne kadar Suriye batağında Türkiye'nin hiç isteği yerine getirilmedi. Dikkat edilecek olursa Amerika, Suriye'de PYD/ PKK terör örgütlerini Türkiye'ye karşı tercih ettiğini attığı her adımda ortaya koydu. Güvenilmez bir müttefik olduğunu da gösterdi.

ABD'nin Suriye'de terör örgütü YPG/PKK'ya verdiği destek sürüyor. Terör örgütüne lojistik destek sağlayan ABD'nin, bu kapsamda Suriye-Irak sınırındaki Simelka kapısından yeni sevkiyat yaptığı ortaya çıktı.

YPG/PKK işgalindeki bölgelere gönderilen yaklaşık 200 tırda inşaat malzemesi, kapalı kasalar, prefabrik evler ve yakıt tankerleri bulunuyor. Sınırımızdaki terörist sayısında da artışlar gözleniyor.

Terör örgütlerin halen yardım ve destek sürüyor.

İşin aslına bakılacak olursa Amerika'nın artık terör örgütlerine silah desteği vermeyeceği, hatta ağır silahların da toplanacağı açıklanmıştı. Şimdi ise tam tersi yapılıyor. Bunun için "İşin tadı kaçtı" diyoruz.

Müttefiklik ve dostlukla bağdaşmayacak her hareketin altında ne var ki hep Amerika çıkıyor.

Demek ki çok sinsi hesaplar yapılıyor. Türkiye'nin alı oyuluyor. Buna artık seyirci kalmamamız gerektiğinin de altını çizelim.

Bu arada Amerika Türkiye'yi de elinden kaçırmak istemiyor. Silahların SDG güçlerine verildiğini söylüyor. SDG güçleri tamamen bir aldatmacadır. YPG/ PKK' lıların kamuflaj edilmiş şeklidir.

Yine oyun oynanıyor, yine kandırmaca yoluna gidiliyor.

ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği en son bilgiye göre, Suriye'nin kuzeyini işgal eden YPG/PKK'ya bugüne kadar yaklaşık 50 bin tırlık askeri ve lojistik malzeme gönderdi. Bu malzemeler içinde füzeler, tanksavarlar, uçaksavarlar, İHA'lar da yer alıyor.

Örgütün işgalindeki Ayn İsa ve Şeddadi bölgelerine 9 Eylül'de 55 tırla kapalı kasalar, dört çeker araçlar ve iş makineleri sevk eden ABD, 4 Eylül'de de örgüt işgalindeki bölgelere içinde geniş araçlar, iş makineleri, yakıt tankerleri ve jeneratörler bulunan 60 tır sokmuştu.

DEAŞ ile mücadeleyi gerekçe göstererek 2015'ten bu yana YPG/PKK'ya askeri destek veren ABD'nin Suriye'de halen 18 üs ve askeri noktada 2 bin civarı personeli bulunuyor. ABD askerleri zaman zaman YPG/PKK ile Suriye'nin kuzeyinde devriye gerçekleştiriyor.

ABD DEAŞ ile Mücadele Görev Gücü Direktörü Chris Maier de 18 Eylül'de yaptığı açıklamada, ABD'nin halen SDG adı altında terör örgütü YPG/PKK'ya silah verip vermediğine ilişkin bir soruya, "SDG'ye faaliyetlere uygun silah ve ekipman sağlamaya devam ediyoruz, ancak bunlar spesifik olarak DEAŞ ile mücadeleye yöneliktir" cevabını vermişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, defalarca yaptığı açıklamada, ABD'nin YPG/PKK'ya silah göndermesinin Türkiye'ye rahatsız ettiğini dile getirmişti. Aynı zamanda üst düzey yetkililerle görüşmelerde de bu konu hep masaya yatırılmıştı.

Son olarak 10 Eylül'de ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross'u Beştepe'de kabul eden Erdoğan, "Terörist gruplara araç, mühimmat gönderilmesi bizleri ciddi manadan rahatsız etmektedir. Bunlar Türkiye'ye karşı kullanılıyor, bunu kabul etmemiz mümkün değildir" ifadelerini kullanmıştı.

Bütün bu gelişmelere bakıp değerlendirme yaptığımızda karşımızdaki tablonun hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz.

Gözlerimizin önünde resmen YPG/ PKK terör örgütü güçlendiriliyor. Ağır silahlarla donatılıyor. Amerikalılar tarafında eğitiliyor. Kuzey Suriye'deki terörist sayısının da 110 bine çıktığına dikkat çekiliyor.

Bütün bunlar kime karşı kullanılacak?

İlk bakışta karşısında Türkiye var. İkinci kademede İran bulunuyor. Eğer bizim beka sorunumuz varsa, bu sorun da bu örgütlerden kaynaklanıyorsa o zaman yapılacak tek şey fazla zaman kaybetmeden bu örgütlerin başına çökmek ve yok etmek olmalıdır.

İşin tadı kaçtı ise ve beklentilerime artık yanıt alamıyorsak, yapacak başka bir şey kalmamış demektir.

Oyalandığımız ve karşı tarafın zaman kazanmaya oynadığı açık biçimde görülüyor. Bu daha ne zamana kadar devam edecek?