Alın size kırk iki yıl öncesinden bir şiir. İhsan Topçu, “Yarınsız Sayfalı Yırtıyorum” da “Ülkemin Çocuklarına” seslenmişti: 

“baktıkça gözlerinize 
nasıl da görürüm 
susuz testilerden 
ürkerek sızdığını denizlerin 
ya okyanus düşlerinizde gezinirken 
bilseniz / nasıl da inanırım 
küçüklüğüne(!) evrenin ...

Günümüz çocuklarının evreni daha da küçüldü. Ellerinde minnacık iletişim aygıtları çat kapı uzaylar ötesindeler. Yaratılanı hoş gör Yaratan’dan ötürü, diyor Yunus. Yunus sevginin adı, hoş görünün simgesi. Sevginin ilerisi aşk... Aşkta yenilmek olur mu? İhsan Topçu yenildim, diyorsa; hele bir bakın ki altında ne var? 

Şiirin adı: Aşk ve Talan

”ulaşılmaz yollarında yenildim aşkın 
zaferler kazanmış komutanlar gibi 
hayata katıldım yine de 
yenilgimi sevdim sendendir diye 
sözcükler dışında dünyam yoktu 
eşyadan arınmadan önce 
vücudundan çıkarıp kutsadıktan sonra seni 
sözcüksüz dünyalar kurdum uçurumlardan 
yenildim diyorum ya demesine 
gel sen beni yanılt en iyisi 
ellerin tutunurken gezgin bulutlara 
gözlerin fısıldıyor gülün aşkını 
teninin bestesini dinliyorum bir ayinde sanki 
yoklar adasını terk ediyor düşlerim 
uzaklık eriyorken zamana inat 
çılgınca bütünleşiyor bedenlerimiz 
şehrimi sensizliğime kurdum 
işte bu / gerçek aşkın büyüsü 
talanlarına uğramaktan korkmadım hiç 
sahip olan kaybeder çünkü 
yenildim diyorum ya demesine 
gel sen beni yanılt en iyisi 
ellerin tutunurken gezgin bulutlara 
gözlerin fısıldıyor gülün aşkını... 

Şöyle bir girizgâh yaptıktan sonra bugün İhsan Topçu’dan söz edeyim. İhsan Topçu ile yaşıtım. Tevellüdümüz 1948. Ama ben ondan bir kaç ay daha kıdemleyim. Üniversitede o benden kıdemli çünkü Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünde aynı sınıftayken, o Hukuk fakültesini bırakıp gelmişti. Topçu’nun ilk şiir kitabı “Üçüncü Mevki Duygular” bu yıllarda yayınlanmıştı.  İçimizde ilk kitap sahibi o olmuştu. 

İhsan Topçu Sürmene doğumlu. Sürmene bende güzel duyguların çağrıştıran ilçemiz. Meslek hayatımda ilk tanıştığım ve moral hocam rahmetli Turan Bayraktar Sürmeneliydi. Gazetecilikte devrem Özkan, kardeşim gibi sevgi saygı beslediğim komşum Ahmet Ziya Altuntaş ve Firuzan Altuntaş Sürmeneliler... 

İhsan Topçu, İlk ve ortaokulu Trabzon’da, liseyi Kilis’te 1965 yılında bitirdi. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü 1971’de bitirdi. İlk görev yeri Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi oldu. Edebiyat öğretmenliğini değişik liselerde sürdürdü.  1994’de Kocaeli Üniversitesi’ne geçti. Türk Dili Bölüm Başkanlığına atandı. Bir yıl sonra Şiir Okulu’nu kurdu. 1998’de Kocaeli Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğüne getirildi. Emekli olana kadar şiir etkinlikleriyle iç içe oldu. 
Yarınsız Sayfaları Yırtıyorum, Arayış Yol Arıyor,  Gökyüzünü Yitiren Kuş,  O Yitik Kıpırtı,  Yaşam Avuçlarımızda Sonsuzveren Gül,  Hiçliğin Diliyle  İhsan Topçu’nun şiir kitaplarından bazıları...  Onlarca dergide şiirleri ve yazıları yayınlandı. Ulusal ve uluslararası sanat etkinliklerinde, projelerinde ödüller aldı. 

İhsan Topçu’nun şiir üzerine düşüncelerinden söz edeyim.  Şiiri, “Yaşamın sonsuzveren gülüne” benzetmekte ve “içimizde bitimsiz gökyüzü,” olarak sınırlarını çizmekte. Topçu’nun şiir hakkında düşüncelerini birkaç satıra sığdırmak olası değil. Ancak şu cümlesini istediğiniz kadar açabilirsiniz:

“Herhangi bir yer ve zamanda anlamın donduğunu sanırız bazen. İşte o zaman kimileri, nesnenin içinde saklı olan müziği duyumsar. O kişiler ozan, duyumsananlar şiirdir.” 

İhsan Topçu’ya göre, şiirin yazılışı bilimi gerekli kılmayabilir, ancak incelenmesi bilim gerektirir. Şiir çözümlemeye çalışan bir yazar; dil, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, felsefe, estetik, tarih gibi bilim dallarında kendini yetiştirmiş olmalı. İhsan Topcu, dil konusunda duyarlı. Gereksiz tutuculuğa karşı... Dilimizin yetersiz olduğu iddiasında bulunanlara pırıl pırıl Türkçeyle yazılmış Halk şiirimizi ve Cumhuriyet sonrası şiirimizi örnek gösterir. Onun şiir öğretisine göre, şairin her şeyden önce dil bilincinin olması gerekir. “Bağımsızlığımızın simgelerinden biri olan dilimizi bayrak gibi dalgalandıramayız.”  diyor.