Seçim biteli neredeyse üç hafta oldu ancak partilerin ilçe teşkilatlarındaki kulisler devam ediyor. AKP'de ne yaşandığına dair fazla bir bilgimiz yok. Erdoğan'ın sık sık milletvekilleriyle bir araya gelip seçim kritiği yapmasının dışında. Bir de seçimden önce CHP'li belediyelerin parasızlıktan nasıl hareket edeceklerini bekleyip göreceklerine ilişkin yaptığı açıklama dışında... Yani Erdoğan mealen şunu diyor, "AKP'liler belediyelerin içini boşalttı, bakalım parayla ilgili sorunları nasıl aşacaklar." Açıkçası biz de bekliyoruz. Daha doğru İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ziyaretleri ve iade-i ziyaretleri, tebrik kabulleri vs. bittiğinde göreceğiz. Bakalım ilk önce hangi vaadini gerçekleştirecek hep birlikte izleyeceğiz. Hazır konu CHP'den açılmışken -ki AKP'de birşeyler oluyor ama ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz- biraz CHP ilçe teşkilatlarına kulak kabarttık. CHP'liler de en az bizim kadar ilk seçim ile ikinci seçim arasındaki büyük puan farkının neden kaynaklandığını araştırmışlar ve ortaya gerçekten ilginç bir sonuç çıkmış.

260 bin kişi sandığa gitti

Teşkilatlar 31 Mart'ta oy kullanmayanlarla, 23 Haziran'da oy kullananları karşılaştırmış ve daha önce sandığa gitmeyen 260 bin kişinin ikinci seçimde oy kullandığını görmüş. Bu rakamın büyük bir kısmını kararsızlar, küçük bir bölümünü AKP'liler ve diğer kısmını ise küskün CHP'liler oluşturuyor. Tüm bu başarılı çalışmanın altında elbette hiç çalışmıyor gibi görünen CHP teşkilatlarını ayağa kaldıran İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun imzası var. Seçimden önce istifasıyla başta CHP'liler olmak üzere herkesi şok eden Kaftancıoğlu, öyle bir hırs yaptı ki inandığını ve güvendiğini düşündüğümüz Ekrem İmamoğlu'yla sırt sırta verip çalıştı ve ortaya herkesi şok eden büyük bir seçim zaferi çıkardı. Ancak şu sıralar Kaftancıoğlu'nun başı AKP'lilerle dertte. Zira kendisine Cumhurbaşkanına hakaretten dava açıldı ve istenen ceza yenilir yutulur cinsten değil. Dolayısıyla Canan Hanım, şu sıralar siyasi tartışmaların dışına çıkarak harıl harıl önümüzdeki duruşmaya hazırlanıyor. Bu nedenle de pek ortalarda yok.

Gözler iki büyükşehirde

CHP'den gelen kulisler bununla da sınırlı değil elbette. Hem ilçelerde mevcut başkanlarını koruyan hem de yeni ilçelerin koltuğunu kazanan CHP, İstanbul ve Ankara'yı da kazanınca gözler bu iki büyükşehire çevrildi. İlçe belediyelerinde seçimin üzerinden bu kadar süre geçmiş olmasına rağmen bir türlü atamalar yapılamıyor. Zira daha önce belediyelerde görevli olan ya da yeni seçilenlerin gözleri büyükşehirlerde. İBB'de AKP'den kalan kadroların boşalmasının ardından ilçe belediyelerindeki bazı isimlerde beklenti oluştu. Bu nedenle başkan yardımcıları, birim müdürleri veya şeflerinin kimler olacağı hala belli değil. Kısacası İBB'de çalışmak isteyen CHP'liler şu sıralar ya araya birilerini koyarak ya da bizzat Ekrem İmamoğlu'nun kapısına giderek kendisini beğendirmeye ve büyükşehirde görev almaya hazır olduğunu beyan ediyor. Tabii bu nedenle ne tebrik ziyaretlerinin sonu geliyor ne de "özel görüşmelerin." Durum Ankara'da da farklı değil. Hem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "partizanlık" yapmak istemediklerini beyan etse de durumları hiç de kolaymış gibi görünmüyor. Genel Merkez'den gelecek talimatlar aynı AKP'de olduğu gibi CHP'de de geçerli olacaktır. Zira siyasetin fıtratında bu vardır.