“Cümlemizi var eyledi varından, Hak ile Hak olan sırdan gelirim” diyen Âşık Nesimi ve benzer bir çok Alevi ozanının eserlerinde “can” ile ilgili bu inanışı bulmak mümkün. 

1300’lü yıllarda Anadolu’yu aydınlatan erenlerden birisi de Yunus Emre’ydi.

“Adımız miskindir bizim Düşmanımız kindir bizim Biz kimseye kin tutmayız Kamu alem birdir bize...”

“Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil / Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil.”

“Ben gelmedim dava için  / Benim işim sevi için  / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldim.”

Olası ki, Mevlânâ, Yunus’un hocasıdır. Şöyle diyor:

“Anamız sevgidir, babamız sevgi, sevgi çocuklarıyız biz. Tanrı ışığıyız. Tanrı sırçası.. Kendimizle  bunca kavgamız ne? Aydınlık aydınlıktan neden kaçar böyle.” Kuşkusuz ki, insan en yüce değerdir. O halde insanın insanı sevmeli, birbirine hoşgörüyle yaklaşmalıdır.

Başkalarını mutlu kılmaya çalışanlar, severler, sevilirler. Gerçek mutluluk budur. Bütün dinlerin ana öğretisi sevgidir.

İnsanlığa aydınlık saçan Türk büyüğü Ahmet Yesevi’nin “Sevgi tohumları ekelim ki, sevgi çınarları yetişsin öğüdünü unutmamak gerekir.

Hazreti Muhammed: “Mü’min, geçinen ve kendisiyle iyi geçinilen kimsedir. Sevmeyen ve sevilmeyen kimsede hayır yoktur. Birbirini seven iki kimseden Allah katında en sevgili olanı, arkadaşını daha fazla sevendir.” diye buyurmuş.

Ahmet Yesevi bir şiirinde “Peygamber buyruğudur, kafir de olsa incitme insanı. / Sevmez Tanrı gönül inciten katı kalplileri” diyor.

Ahmet Yesevi’den aktarılan bu ışık Yunus Emre de:

“Gönül Çalab’ın tahtı / Çalap gönüle baktı  / İki cihan bedbahtı / Kim gönül yıktı ise // Sen sana ne sanırsan  / Ayruga da onu san / Dört kitabın manası / Budur eğer var ise” şeklinde gelecek kuşaklara yansıtılıyor.

Mevlânâ’ya göre hakiki dindarlık, insana, vicdan muhasebesi yapmayı öğretir; eksiği ve ayıbı başkalarında değil, önce kendinde aratır:

“Ne mutlu o kişiye ki kendi ayıbını görür; kim birinin ayıbını söylese alınır, o ayıbı kendinde bulur.

Hakiki kulluk, insanı hoşgörüye götürür. Hoşgörü, başka inanç ve kanaatlere saygılı olmaktır.   Mevlana’nın şu yedi öğüdü de, hoşgörü konusunda en güzel mesaj olarak karşımıza çıkmakta…

 

Cömertlik ve yardım etmekte akarsu gibi ol

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol

Hoşgörürlükte deniz gibi ol

Hacı Bektaş Veli şöyle söylüyor: olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

İnsanlığın değişim yaşadığı, şekillendiği çağımızda, Yunus Emre’nin, Mevlâna’nın, Hacı Bektaş Veli’nin “insanı en kutlu değer sayan” anlayışlarına gereksinim duyuyoruz.

       Hacı Bektaş Veli:

“Sevgi varken nefret niye,

Barış varken savaş niye

Kardeşlik varken didişmek niye

Dostluk varken düşmanlık niye

Hoşgörü varken bağnazlık niye,

Özgürlük varken tutsaklık niye,

Adalet varken, haksızlık niye?"

Can Yücel “Dostlar Irmak Gibidir” adlı şiirinde insanların türlü hallerini anlatıyor:

Dostlar ırmak gibidir

Kiminin suyu az, kiminin çok

Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca

Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya

İnsanlar vardır;

Üstü nilüferlerle kaplı,

Bulanık bir göl gibi...

Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.

Uzaktan görünüşü çekici aldatıcı

İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı...

Ne zaman ne geleceğini bilmezsiniz;

Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz

İnsanlar vardır;

Derin bir okyanus...

İlk anda ürkütür, korkutur sizi.

Derinliklerinde saklıdır gizi,

Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;

Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.

İnsanlar vardır,

Coşkun bir akarsu...

Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.

Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!

Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;

Bu tip insanla bir ömür dolmaz.

İnsanlar vardır;

Sakin akan bir dere...

İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.

Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.

Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.

İnsanlar vardır;

Çeşit çeşit, tip tip,

Her biri başka bir karaktere sahip.

Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.

Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...

İnsanlar vardır;

Berrak, pırıl pırıl bir deniz.

Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.

Dibini görürsünüz her şey meydanda.

Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.

İçi dışı birdir çekinme ondan.

Her sözü içtendir, her davranışı candan...