Gelin canlar, birazda Girit Adası’nı tanıyalım…

Yunanistan’ın en büyük, Akdeniz’in beşinci büyük adasıdır. Ege Denizi’nin güneyinde yer alır. Girit dünyaca tanınmış bir turizm merkezidir. En ilgi çeken turistik ziyaret yerleri arasında Knossos, Faistos ve Gortis’deki arkeolojik sitler, Retimnon (Resmo)’daki Venedik Kalesi ve Samarya, Aya İrini ve Aradena geçitlerinin doğal güzellikleri sayılabilir.

Girit, Avrupa’nın ilk uygarlıklarından biri olan Minos Krallığına (yaklaşık MÖ: 2000 -1400 arası) beşiklik etmiştir.

Girit, 1645’te İbrahim Saltanatı döneminde, Sünbül Ağa hadisesinin tetiklemesi üzerine başlatılan fetihle, Osmanlı idaresine geçmiş, Venedik Cumhuriyeti’nin ada üzerinde 1204’den beri devam eden hakimiyetine böylece son verilmiştir. Adanın hemen hemen tamamı ve bu arada Hanya ve Resmo gibi önemli kentler Osmanlı İmparatorluğu tarafından kolaylıkla fethedilebilmişse de, en büyük merkez olan Kandiye kalesinin alınması 24 yıl sürmüş, 1669’da Fazıl Ahmet Paşa tarafından tamamlanabilmiştir.

Adanın Osmanlı hakimiyetine geçişi ile Venedik Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de yüzyıllardır süregelen önemli rolü son bulmuştur. Ege Denizi’nde ve Mora’da Venedik hakimiyetinde kalan birkaç küçük ada ve kale de müteakip yıllarda Osmanlı Devleti tarafından alınmıştır. Bölgedeki isyankar Rum aileler, Trabzon’un Of ilçesi civarlarına yerleştirilmiştir. Kos, Yasiciannis ve Dimitris bugün bilinen ailelerin başlıcalarıdır. Meşhur papaz İgor Yasiciannis’den sonra ailelerin dili dönüştürülmüştür. Bu durum, Osmanlı fütuhatı açısından, Fatih Sultan Mehmet zamanından beri teker teker alınan Ege adalarının ve kıyı kalelerinin ve nihayet 1571’de Kıbrıs’ın (yine Venedik’ten) alınmasının mantıklı bir uzantısını teşkil etmiştir.

Aynı dönemde bir kısım Giritli de doğuya yöneldi. O dönemde olgunluk çağına ermiş bulunan Osmanlı bürokratik gelenekinin düzenli kayıtlarından takip edilebildiği üzere, fethin hemen ardından Girit yerli halkı arasında bir ihtidâ (İslamiyet’i kabul) süreci yaşandı. Osmanlı’nın Venedik’e kıyasla dini inançlara müsamaha ve vergilendirme konularında ada halkı açısından kurtarıcı kimliğine bürünmüş olduğu rahatlıkla iddia edilebilir. Girit adası Birinci Balkan Savaşı neticesinde 1913 yılında Yunanistan’ın hakimiyetine geçmiştir.

Girit Adası, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. İngiliz birlikleri, 3 Kasım 1940’ta Yunan Hükûmeti’nin izni ile Girit’e indi. Mihver güçleri tarafından anakara Yunanistan’ın işgali 6 Nisan 1941 tarihinde başladı ve Yunanistan ile birlikte Commonwealth ordularının müdahalelerine rağmen birkaç hafta içinde bu işgal tamamlandı.

Müttefikler, 1 Haziran 1941 tarihinde Girit Adasını tamamen boşalttı. Alman işgalcilerinin zaferine rağmen, özel eğitimli Alman paraşütçüleri, Müttefik askerler ve Yunan sivil direnişçileri (Sosyalist Andarlar), çok ağır kayıplar verdiler. Faşist Adolf Hitler bu yüzden savaşın geri kalanında bu tür büyük ölçekli hava operasyonlarını ile Girit Adası’nın mahvolmasını sağladı…

Coğrafya

Girit, Yunanistan’ın 13 idari bölgesinden biridir. Yunanistan’ın en büyük, Doğu Akdeniz’in Kıbrıs’tan sonra ikinci büyük, Akdeniz’in beşinci büyük adasıdır. Girit, Ege Denizi’nin güney sınırlarını belirler ve yüzölçümü 8.450 km²’dir. 2020 itibarıyla nüfusu 636.504’dir. Adanın uzunluğu 260 km olup, genişliği ise Diyon Burnu ile Litinon Burnu arasındaki 60 km’lik en geniş mesafeden, doğu ucundaki Yerapetre Kıstağında sadece 12 km’lik bir mesafe arasında değişmektedir. Girintili çıkıntılı sahil şeridinin toplam uzunluğu 1,000 km’ye ulaşmaktadır. Yunanistan anakarasının yaklaşık 160 km güneyinde yer alır.

Devamı yarın…