“Ege Denizi kararmadan, Dağlar uykuya dalmadan önce” yollardayız yine… “Kalimero”, “Merhaba” ya da “Günaydın” diyerek, gezimizin ilk günü-ilk adımını atıyoruz… 

Gezi yazarı olarak gittiğim 99 ülke yanı sıra; Selanik, Kozani, İyonya, Kavala, Nea Epivates, Nea Kalvari, Simi Adası, Midilli Adası ve Ayan Oros (Atos Dağı) Yarımadası gezim ardından; uzun bir aradan sonra; Ortadeniz (Akdeniz) ve Ege Denizi’nde bulunan 5 Yunan Adasına, ilk kez bir gemi gezi turu ile başka Yunan coğrafyasını görme olanakı yakaladım. Benim için çok güzel bir yolculuk deneyimi idi bu…

Ege-Anadolu kıyıları ile Asya, Kuzey Doğu Akdeniz ve Atina ile Avrupa, Güney Akdeniz ve Girit ile Afrika’yı; yani üç kıtayı birleştiren gemi gezi yolculuğu ile ünlü İngiliz Celestyal Cruises Olympia gemisiyle; Kuşadası, Patmos (Batnaz), Rhodes (Rodos), Heraklion (Kandiye)-Girit, Santorini (Santoron), Lavrion ( Lavreotiki) Atina’ya bağlı Doğu Attika Bölgesinde bir liman şehri), Athens (Atina), Mykonos (Mukene) ve Kuşadası güzergahında; Karavan Turizm güvencesinde ve ETS bileti ile yaptığımız “5 günde-5 ada gezi turu” Türk rehberler dışında, oldukça iyi idi. Gittiğimiz adaların manzarası, doğal güzelliği, kültürü ve alternatif turizm zenginliğini, insan-doğa manzarası ve bu adalarda var olan; Osmanlı-Türk Kültürü miraslarını görmeye değer. 12 Adadan oluşan bu turizm rotasında, gittiğimiz 5 ada haricinde, öteki 7 adayı görme, keşfetme, belgeleme ve resimleyip, yazma merakım ve hevesimi yatıştırmaya çalışıyorum…

Özellikle, 1924 Mübadele (Nüfus değişimi) sonunda, Anadolu’dan giden ve hala Türkçe-Karamanlıca konuşan adalı komşularımızın candanlığı, ada halkı ve esnafı oldukça konukseverlar ve turizm işini iyi biliyorlar.

Bir not düşelim: (Lozan Antlaşması kapsamında, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Mübadele Anlaşması’nın yapıldığı1923’de, Ege ve Akdeniz’de bulunan 12 Ada, İtalyanların olduğu için, buralarda karşılıklı nüfus değişimi olmadı, kapsam dışı tutuldu. Bu nedenle; Rodos ve Girit başta olmak üzere, bu adalarda yaşayan Müslüman-Türk halkı, bir yere gidemedi. Zor ve zorunlu da olsa, bu adalarda sayıları az da olsa, yaşamaya devam ettiler, ediyorlar.)

İngiltere orjinli Celestyal Cruises gezi personeli; oldukça deneyimli, güler yüzlü ve dostlar. Gemideki personelin konukseverliği ve yemekler-içecekler ise, harikaydı… Gezi süresince yapılan sanatsal gösteriler, etkinlikler, sportif aktiviteler, modern-klasik konserler, çocuk oyunları, mitolojik canlandırma gösterileri, cazino, güzellik bakım, sağllık merkezi, agora shop, fotoğraf dükkanı, Türkiye-Küba-İspanya-Helenik show gösterileri ve müzik dinletileri, başka etkinlikler yanı sıra; canlı müzik ziyafetleri, zamanın nasıl geçtiğini unutturuyor… Kaptanından komisine dek, emeği geçen herkese teşekkürler…

“Doğa tarafından, bize sunulan tek nefeslik ömür diliminde; dünyada bir dizi sorunlar yumağı ve stres içinde, felekten gün çalmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadım” desem, asla yalan olmaz… Neyse, sonunda söyleyeceğimi baştan dillendirdim galiba… Modern Seyyah ya da Yoleri Gezgin Derviş’in fikri neyse, zikri de aynıdır… Göçmen kuşlar gibi; Kuşadası’ndan başlayan 5 Yunan Adaları turu yolculuğumuz, 5 gün sonra yine Kuşadası’nda bitti. Bu gemi gezisi ardından, İstanbul’a dönmeden önce; Kuşadası’na bağlı şirin bir sahil yeri olan Güzel Çamlı Beldesi’nde bulunan ve zaman zaman “derin” konuklarında (acemice) uğradığı, Akgül Pansiyon’da 5 gün mola verdik… İşletmeci ve  konuksever Akgül Ailesi de harikaydı elbette…Teşekkürler dostlar…

Devamı yarın…