Kahinliğe soyunarak gelecekten haber verme iddiasında değilim. Sadece, gündemimizi tayin edenlerin gözümüzden, kulağımızdan uzak tuttuklarını da takip ederek "yeni dönemin" Türkiye'ye neler getireceği üzerine kafa yormak derdindeyim. Gelecekten haber vermek, kahinlerin işi. Tıpkı, Bulgaristan'ın dağ köylerinde yıllar önce yaşamış iki gözü de görmeyen Vanga gibi... O, ABD'nin başına Obama'nın geleceğini bilmişti. Ama "son ABD başkanı" olacağını da söylemişti. Bugün Vanga'nın kehanetlerini hatırlayanlar bir başka korkuya kapılıyor. ABD'nin büyük sarsıntılar yaşamasının, dünyadan bağımsız olmayacağı bir muhakkak. ABD nezle olsa, tüm sistemini oraya göre kuranlar bronşit oluyor çünkü.

Trump'un ABD başkanı seçilmesinden bugüne olayın hep "magazin" yönüyle ilgilendi Türkiye. İşin eğlenceli, matrak yönleriyle oyalanıyoruz nedense. ABD'nin Ortadoğu politikasında değişiklikler olacağı kesin. Ama ne tür değişiklikler olacak? Neo Con'ların George W. Bush'la uygulamaya koyduğu, Obama ile sürdürdüğü Büyük Ortadoğu Projesi'nin akıbeti ne olacak? Irak'ın işgali ve Arap Baharı denilen "büyük aldatmacanın" taş üstünde taş koymadığı dönemlerde ABD'nin Dışişleri Bakanlığı'nı yapan Condoleezza Rice'nin itiraf ettiği haliyle mi yürüyecek BOP, yoksa İsrail'in güvenliği için sınırlı adımlar atılmasıyla mı yetinilecek? Condoleezza Rice 2003 yılında Washington Post'ta yayınlanan yazısında  "Fas'tan Basra Körfezi'ne kadar Ortadoğu'da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye'nin de bunların içinde olduğunu" vurgulamıştı.

* * *

Trump'un, seçimlerden önce dikkat çeken ırkçı ve İslâm karşıtı açıklamaları tüm dünyayı endişelendirmişti. İsrail ve ırkçı Amerikalılar hariç...

Danışmanlarının açıklamalarına bakılırsa, İslâm dünyası için hiç de hayırlı olmayacak Trump'un başkanlığı. Trump'un danışmanlarından Walid Phares, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından "Sonraki başkan Müslüman Kardeşler'i terörist grup ilan edecek" paylaşımını yaptı. ABD Temsilciler Meclisi'ne danışmanlık yapan Walid Phares, Ortadoğu-Kafkaslar ve terörle mücadele uzmanı olarak biliniyor.

Eğer Walid Phares'in bu öngörüsü gerçekleşirse Türkiye de zorlu bir döneme girmiş olacak.

Trump, belki Fethullah Gülen'i iade ederek Türkiye'ye "büyük jest yapmış" gibi gözükecek. Bunu, Gülenist kalemler de dillendirmeye başladı ciddi ciddi. Gülen'i Türkiye'ye verirken aynı zamanda Müslüman Kardeşler'i "terörist grup" ilan eder, bunu da Birleşmiş Milletler'de onaylatmayı başarırsa Trump, başımızın çok ağrıyacağını hepimiz biliyoruz.

Başkanlık seçimleri döneminde ABD televizyonlarında Müslüman Kardeşler'in kuruluşunda bile CIA'nın rolü olduğu konuşulmuştu. İslâm coğrafyasında "İhvan" adıyla bilinen ve en yaygın Sünni "siyasal İslam" teşkilatı olan Müslüman Kardeşler'in "terörist grup" ilan edilmesi, Mısır'ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi'yi ve Trump'a "yeni bir dönem başlatabiliriz" mesajını gönderen Beşar Esad'ı sevindirir.

* * *

Trump döneminde "cihadist" tüm grupların "terörist" ilan edilmesi, Ortadoğu'da birçok taşı yerinden oynatır. Var olan iç savaşı da şiddetlendirir. ABD'nin yeni dönemende İran ve Mısır'ı "güçlü partner" olarak seçmesi halinde Türkiye'ye karşı sürdürülen "terörist cihatçı grupları destekleme" propagandası hızlanacaktır. ABD'nin Demokratlar döneminde Ortadoğu'daki grupları silahlandırmak için köprü olarak kullandığı tüm ülkeler de aynı riski taşıyor.

Rusya'nın da böyle bir süreci hoş karşılayacağı muhakkak. Çünkü, Rusya'nın uzun süredir en büyük sorunlarından biri Çeçenler başta olmak üzere Orta Asya cumhuriyetlerindeki mücahitler. Hatta geçtiğimiz günlerde, Putin'in Türkiye'de bulunan, bazıları tutuklu bazı isimlerin kendilerine verilmesini istediği de gündeme geldi. Rusya'nın, ilişkilerimizin düzelmesi için Türkiye'den "taviz" sayılabilecek bazı adımlar beklediği, bunların içinde Orta Asyalı mücahitlerle ilgili bazı talepler olduğu sır değil zaten.

ABD'de başlayan yeni dönemin, Barzani, PKK ve Suriye PKK'sı için nasıl bir yol haritası çizeceği de ayrı bir bilmece. Başkentlerinde patlayan bombalar ve IŞİD'in kanlı eylemleri sayesinde İngiltere ve Fransa'yı yanına çeken ABD'nin, Trump döneminde Rusya'yla da derin işbirliği içerisine girerek Ortadoğu'da farklı bir dönemi başlatacağını hesaplayarak şimdiden hazırlığımızı yapmak zorundayız.

Türkiye ve "radikal İslâmi gruplar" kelimelerinin yanyana geçtiği bir "kara propaganda" döneminin ötesinde "yaptırımlar" da gündeme gelebilir. Hiç kimse avuçlarını ovuşturarak böyle bir gelişmenin doğuracağı siyasi rantın iştahıyla hareket etmesin. "Ya hep, ya hiç" noktasına geldiğimizde, önce basit günübirlik hesaplar yapanlar "hiç" olur çünkü...