Tarla sahibi ekin biçme işinin bitmesine bir gün kala hazırlıklarını yapmıştır. Ev halkını da yanına alarak tarlaya gelir. Beraberinde et haşlaması, bulgur pilavı, katıklı(ayranlı/yoğurtlu) çorba, helva...gibi yemekleri de getirir.
Irgatlar sevinç içinde, biçmeyip öylece bıraktıkları bir yorgan genişliğindeki ekinin yanına giderler. Ekini ortada bırakacak şekilde halka olurlar. Diz çökerek otururlar ve honcu başının işareti ile ekinleri acele acele yolmaya başlarlar.
-Tarla titriyor, çabuk bitirin, acele edin, derler. Tarlanın titrediğine inanırlar.
Ekin tarlası bitmeye bir hon kala, elci başı avucunun dolusu kadar ekin dererek havaya kaldırır ve "Selavatlama" yapılır. Tarla bitince eldeki son deste "kurdun-kuşun payı" denilerek bereket amacıyla tarlaya serpilir.
Irgatlar yoldukları ekin saplarını başları üzerinde dolaştırırlar. Bu sırada honcu başı yüksek sesle salavat dörtlüklerini söylemeye başlar. Her salavat dörtlüğünden sonra orada bulunanlar hep bir ağızdan “Allah Allah!...” diyerek bağırırlar. Son dörtlükten sonra ellerindeki desteleri/purnatları başlarında gezdirip “Allah Allah!...” diyerek havaya atarlar. Bir kısmını da yığınların üzerine -bereket olsun diye- saçarlar.
Rahmetli Kutlu Özen’in Divriği köylerinde tespit ettiği salavat dörtlükleri şunlardı:
Adem Baba ekti ekini
Cebrail kesti kökünü
Peygamberler bunun vekili
Verelim Muhammet’e salavat
Güzün ekerler ekini,
Yazın sökerler kökünü
Peygamberler bunun vekili
Verelim Muhammet’e salavat...
Sallalahu Muhammet.....
Kimler ekti, kimler biçti?!...
Habil ekti, Kabil biçti
Cennetin kapısın comartlar(cömertler) açtı
Comartlar urufuna(ruhuna) verelim salavat
Sallalahu Muhammet.....
Pirime rahmet
Reçbere kuvvet
Tarlaya bereket
Sallalahu Muhammet
Allah...Allah..Hüüü!....
Salavat vermek tarlanın ve ürünün bereketini artırır. Bu sözlerle Allah’a şükredilmiş olunur.
Honcu başı bu merasimden sonra kısa bir dua yapar:
-Yarabbi bizi bu eziyetten kurtardığın için şükürler olsun....(Tarla sahibine dönerek) Allah yenisini nasip etsin, bereketli olsun, ağız tadıyla yiyiniz, der.
Tarla sahibinin hazırlayıp getirmiş olduğu yemekler hep birlikte yenir. Irgatlar yorgunluklarını unutur; yemekten sonra herkes razı ve hoşnutlukla tarladan ayrılır.
Malatya Hekimhan Hacılar köyünden bir ekin türküsü şöyle:
"Elliğim elimde olsa
Orağım belimde olsa
Sevdiğim yanımda olsa
Yıkarım tarla seni
Ha dağlar ha dağlar
Elleri koynunda bir gelin ağlar"
Ellik oraktan yer sofrasına kadar her şey tam anlamı ile bir kültür.
Ellik: Köylerimizde imece ile yapılan buğday veya başka bir tahıl tarımında hasat sırasında orakla beraber parmakları, elleri dikenden ve aşınmadan korumak amacı ile kullanılan nakışlı süslü bir anlamda eldiven.
İmeceye giden insanlar nereye diye soranlara ellik orak biçmeye diye karşılık verirlerdi benim çocukluğumda.
Ellik Tokat yöresinde oynanan ve aynı figürlerin yansıtıldığı bir oyunun adıdır. Manilerle oynanan bu oyunda her figürün ayrı bir anlamı var... Bir maniyi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım. Umarım beğenirsiniz.
Hey ellikten ellikten
Su gelir mezellikten
Kızların benzi solmuş
Besbilli güzellikten
Bizim kırsal kesimimizde, kadın erkek ayrımı yoktur. Kadın ve erkek birlikte çalışır, birlikte üretir, birlikte üretmenin hazzını yaşar. Kuşkusuz, kadınlara özgü işler, erkeklere özgü işler vardır. Bu iki işe örnek vereceğim. Göreceksiniz ki, her ikisinin içinde de kadın ve erkek, kaç göç olmadan birlikte olabilmekteler. Yarın bulgun kazanlarını kuralım.