Dünkü yazımda bugün için “Ahilik öğretisinde temel ilkeleri” yazacağımı belirtmiştim. Aynı zamanda insanlık için de gerekli olan temel ilkeleri şöyle sıralayabiliriz:
-İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak,
- İşinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak,
- Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak,
- Gözü, gönlü ve kalbi tok olmak,
- Şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmak,
- Cömert ve kerem sahibi olmak,
- Küçüklere sevgili, büyüklere karşı edepli ve saygılı olmak,
- Alçakgönüllü olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak,
- Ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek,
- Hataları yüze vurmamak,
- Dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir olmak,
- Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek,
- Herkese iyilik yapmak, iyiliklerini istemek,
- Yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak,
- Hakka, hukuka uymak, hak ölçüsüne riayet etmek,
- İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak,
- Daima iyi komşulukta bulunmak, komşunun eza ve cahilliğine sabretmek,
- Yaratandan dolayı, yaratılanları hoş görmek,
- Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak,
- İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak,
- Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref duymak,
- Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak,
- Allah için sevmek, Allah için nefret etmek,
- Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamak,
- Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek,
- Açıkta ve gizlide Allah'ın emir ve yasaklarına uymak,
- Kötü söz ve hareketlerden sakınmak,
- İçi, dışı, özü, sözü bir olmak,
- Hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek,
- Kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek,
- Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak,
- Müslümanlara lütufkâr ve hoş sözlü olmak,
- Düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek,
- İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak,
- Fani dünyaya ait şeylerle öğünmemek, böbürlenmemek,
- Yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan başka bir şey gözetmemek,
- Âlimlerle dost olup dostlara danışmak,
- Her zaman her yerde yalnız Allah'a güvenmek
- Örf, adet ve törelere uymak,
- Sır tutmak, sırları açığa vurmamak,
- Aza kanaat, çoğa şükrederek dağıtmak
Bu saydığımız ilkelerin özetin özetini yapmak istersek Ahilik, insanlara el, kapı ve sofralarının açık, göz, bel ve dillerinin kapalı olmasını öğütler. Elbette bunları fiziki değil mecazi anlamda düşünmek gerekir. Ahiler, “Hak ile sabır dileyip / Bize gelen bizdendir. / Akıl ve ahlak ile çalışıp / Bizi geçen bizdendir,”derler.
Yukarıda andığımız ilkeler doğrultusunda; kafirler, münafıklar, müneccimler, içki içenler, tellallar, (yalan söyleyen reklâmcılar) Pişekârlar, (sözünde durmayanlar) kasaplar, (zalim) cerrahlar, (gaddar) avcılar, karaborsacılar, kem gözlüler, ayıp arayanlar, cimriler, gıybet edenler, iftiracılar, yalancılar ahiliğe kabul edilmezler.
"Hizmette mükemmellik", Ahiliğin varlık nedeniydi. Ahlâkî davranış bozuklukları Ahîlik kurumunda afet olarak kabul edilir ve bu davranış sahipleri ahilikten düşürülürdü: Bunların bazıları şöyleydi: İçki içmek, Zina etmek, Livata etmek, Gammazlık, Münafıklık, Kibir, Hased, Kin, Yalancılık, Va’dinde (sözünde) durmamak, Hıyanet, Namahreme bakmak, Ayıp aramak, Nekeslik, Gıybette bulunmak, Bühtan, Hırsızlık, Haram yemek...
Ahîlik kurumunun meslek ahlâkı, doğruluk ve bağlılığa dayanırdı. Dayandığı prensipler şunlardı: Müşteriyi aldatmamak, Malı överek yalan söylememek, Hileli ölçüp tartmamak, İhtikâr (karaborsacılık) yapmamak, Müşteriyi kızıştırmamak, Alışverişte iyi muamelede bulunmak, Çalışanın sorumluluğunu bilmesi, Çalışanın işinde dikkatli olması, Çalışan ferdin işi savsaklamaması...