AK Parti, il kongrelerini tamamlayıp, Genel Kongre için kolları sıvadı. İstanbul İl Kongresi'ne, "büyük değişim" damgasını vurdu.

Avcılar İlçe Başkanlığı'nın İl Başkanlığı'na yükselen Bayram Şenocak, beklendiği şekilde görevi yeni bir isme devretti. Şenocak'ın bırakması değil, yeni İl Başkanı'nın Osman Nuri Kabaktepe olması sürpriz oldu.

Şenocak'ın sosyal medya üzerinden veda mesajını yayınlaması ve Kabaktepe'nin yeni il başkanı olacağının duyulmasının ardından siyaset yorumcuları, gazeteciler vb. bu değişimi konuşmaya başladı. İstanbul'un yerel seçimde kaybedilmesinin faturasının Şenocak'a kesildiğinden tutun da, kime yakın olduğuna kadar bir yığın yorum yapıldı. Kabaktepe ile ilgili olarak ise bir tek "Milli Görüş kökenli" tanımı yapıldı ve değişimin Saadet Partisi ile yakınlaşmanın, fiili birlikteliğe dönmesine dönük bir adım olduğu da konuşuldu.

Buradan bir kez daha anladık ki, gerek AK Parti'ye yakın yorumcu ve gazeteciler, gerekse kendisini "muhalif" cepheye konumlandıranlar bu değişimin gerekçelerini ve ruhunu iyi kavrayamamış. Çünkü bunların tamamı siyasetin "yerel" ayağından uzak bir hayat sürüyor. Gözleri, kulakları sokağın siyasetine genel anlamda açık ama yerelini analiz edebilecek durumda değiller.

Ben size dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.

Uzun iktidarlar, yorucu ve yıpratıcı olduğu kadar "teşkilatlar" için de büyük handikaptır. Özellikle iktidar gücü ve nimetleri, siyasetin yerel hamalı olarak yüke omuz verenlerde zamanla "bey"leşmeyi getirir. AK Parti de bundan nasibini aldı. Özellikle İstanbul'da çok ama çok fazlasıyla aldı.

ÇAKARLI PROTOKOL ADAMLARI

2002'de sokakta tokalaşıp hasbihal edebildiği İlçe Başkanı ve yardımcılarına, artık randevu ile bile ulaşamaz oldu vatandaş. İlçe Başkanlığı'nın ya da belediyenin düzenlediği bir organizasyonda "protokol" sırasındaki yerine ulaşmak da kolay olmuyor artık AK Parti seçmeni için partinin ilçe yöneticilerine.

Kısaca, 20 yıla dayanan iktidarın verdiği "doygunluk"la artık parti yanında "devleti" temsil etmeyi ön plana alan ilçe yöneticileri, çakarlı araçlarıyla protokol adamı olup çıktılar.

Son dönemlerini hatırlayanlar sonraki cümlede ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. AK Parti'nin ilçe yöneticileri, 1994 ve 2002 ruhundan giderek uzaklaşıp, ANAP'ın da son zamanlarına benzeyen "lale devri" görüntüsü vermeye başladı.

İş kovalayanları, parti faaliyetleri ile ticari faaliyetlerini iç içe sokanları saymıyorum bile.

Bu "metal yorgunluğu"nun ilk sonucunu 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilgili Anayasa Referandumu'nda gördük. İstanbul, yüzde 50'yi geçemedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye geneli sonuçların moraliyle yaptığı balkon konuşmasında "Atı alan Üsküdar'ı geçti" dediği saatlerde, dönemin İBB Başkanı merhum Kadir Topbaş ile İl Başkanı Selim Temurci ile, İl Başkanlığı'nın önünde toplananlara hitap etmeye hazırlanıyordu.

Üsküdar'dan gelen haber, apar topar otobüsün üzerinden inip Üsküdar'ın yolunu tutmalarını sağlamıştı.

BUĞULANDIRAN BÜYÜ

İstanbul'da teşkilatların sokaktan elini ayağını çekip, seçimden seçime "afiş, pankart, bayrak" asma ve profesyonel organizasyonlar düzenleyerek ortaya çıkmasının sonuçları kestirilemedi. Daha doğrusu bunu "normal" kabul etme gibi bir zaaf başladı.

Bağcılar, Esenler, Sultanbeyli gibi ilçelerden gelen yüksek oy oranları da gerçeğin fark edilmesini zorlaştırdı. Bir anlamda gözlüğün camını buğulandırdı yüzde 60'ları bulan oy oranları. Sonuçlar, teşkilatların ve belediye başkanının başarısı olarak yorumlandı, dosya kapatıldı. Muhalefet partilerinin o ilçelerdeki teşkilat güçsüzlüğü ve adayının performansı hiç hesaba katılmadı.

Son yerel seçime kadar...

Teşkilatı çalışan, adayı da isabetli olan Esenyurt ve Küçükçekmece'de AK Parti "kaybeden" oldu. Teşkilat diğer ilçelerle aynı formattaydı ve seçim çalışmaları da her zamanki gibi yürütülmüştü halbuki.

Şimdi gelelim Kabaktepe değişikliğinin neler getireceğine.

Öncelikle vurgulayalım. Kabaktepe "Milli Görüş kökenli" değil, çünkü o gömleği hiç çıkarmadı. İkincisi, 1994 ruhunun içinde pişmiş, imkânsızlıklar içerisinde gece-gündüz demeden seçim çalışması nasıl yapılır, sokağa nasıl temas edilir çok iyi biliyor.

İlk işi, AK Parti'yi yeniden sokağa indirmek olacaktır Kabaktepe'nin. Sokakla parti arasında kopan bağları yeniden onarmak, uzun zamandır sıkılmamış elleri yeniden sıkmak için kolları sıvayacaktır. İlçelerde yapacağı toplantılarda "Bu tempoya uyamayacak arkadaşımız varsa, şimdiden kenara çekilsin, bize zaman kaybettirmesin" de diyecektir.

Nisan'dan itibaren İstanbul, Kabaktepe'yi ve AK Parti teşkilatlarını daha sık sokakta görecek. Çakarlı araçtan inip, tekrar yürümeye başlamak kimlere zor gelecek, onu da daha net göreceğiz.