Mart ayının önemli bir yeri var yaşantımızda…

Neredeyse başından sonuna kadar özel günlerle dolu…

Sadece bir ay boyunca değil, tüm yıl içinde uyulması gereken değerler…

Örneğin 8 Mart… Dünya Kadınlar Günü…

Hemen her gün kadın cinayetlerinin işlendiği bir ülkede, kadın haklarını senede bir kez anımsamanın ne kıymeti var…

Hele 2020 yılının ilk dokuz ayında 370 kadının canına kıyılmışsa…

Dahası kadınlar gününde bile kadın cinayetleri işleniyorsa…

O ülkede insanlıktan, medeniyetten, çağdaşlıktan bahsetmek laf salatasından başka bir şey değildir.

Ancak bunda, birçok annenin de erkek çocuklarını yetiştirip yönlendirmede büyük suçu olduğunu kabul etmeliyiz…

***

Birkaç gün sonra Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı, İstiklal Marşı’mızın Mecliste kabul edilişini kutlayacağız. Ve Milli şairimizi şükranla, minnetle yad edeceğiz…

Ardından Tıp Bayramı var 14 Mart’ta… Yüzden fazla sağlık görevlimizin yaşamını yitirdiği pandemi döneminde bu bayram nasıl kutlanacak bilemiyorum…

Martın 18’inde ise Türk’ün adını cihana yazdırdığı Çanakkale Zaferi var…

***

Bu ayda Deprem haftası… Böbrek Günü… Öğretmen okullarının kuruluşu… gibi bir çok kutlama var…

Ancak bana göre,  26 Mart’ta ki Orman Haftası ve Dünya Su Günü’nün ne denli önemli olduğunu yazmama gerek yok sanırım…

Yakarak… Keserek yok ettiğimiz can damarlarımızdır ormanlar…

Ve içlerinde yaşayan binlerce canlı türü..

Hoyratça kullanarak zehirlediğimiz akarsularımız… Göllerimiz….

Senede bir kez hatırlamakla ne yenileniyor, ne temizleniyor…

Gerçekte hayati organlarımızı kesiyoruz... Yakıyoruz… Zehirliyoruz…

Sonrada insanlık üzerine… Doğa üzerine… Nutuklar atıyoruz…