Adana Büyükşehir Belediyesi, operatör şoför, ağır vasıta şoförü, büro elemanı ve park bahçelerde görevlendirmek için 200 işçi alımı yapacağını açıkladı.

200 kişilik işçi kadrosuna 45 bini üniversite mezunu toplam 52 bin kişi başvurdu.

Sadece Adana’da mı? Her gün Türkiye’nin değişik yerlerinden buna benzer haberler geliyor.

ÇAYKUR, 300 mevsim işçi alınacağını duyurdu. Sadece Rize’deki fabrikalarda işe alınacak 210 mevsimlik işçi için 22 bin 956 kişi başvurdu.

Çocukları ve yaşlıları saymazsanız Rize’deki her 4 kişiden biri iş için başvurmuş…

Mevsimlik işçiler, bütün bir yıl değil sadece çay sezonunda ve en fazla altı ay çalışabiliyor.

Türkiye’nin temel sorunu işsizliktir… Eve hiç para girmiyorsa, evde çalışabilecek çok insan varken, hiç kimse iş bulamıyorsa o aile için ve de o ülke için daha büyük sorun yoktur.

Niçin işsizlik bu kadar çok diye merak edilmiyor, araştırılmıyor ve maalesef çözüm de getirilmiyor…

Ülkemizin nüfusu ve iş gücü her geçen gün artmasına rağmen, istihdam sayısı artmak şöyle dursun daha da azalıyor.

Yeni fabrikalar açılmadığı gibi olan fabrikalar, işletmeler, hatta küçük atölyeler tek tek kapanıyor…

Örneğin Rize’de en büyük işveren ÇAYKUR… Yaş çayda izdiham yaşanmasına rağmen son 30 yıldır bir tek fabrika açılmadı. Özel sektörün açtığı küçük işletmeler de hem işsizliğe hem yaş çaya derman olamıyor.

Bu sebeple gençler işsiz. Yılda 3-4 ay çalışabilmek bile büyük nimet sayılıyor, mevsimlik çalışabilmek için binlerce kişi başvuruyor.

İşsizlik bu kadar artmışken çoğu insan yaşadığı sorunun farkında bile değil.

Rize’de çay sezonunda yaş çayı toplayabilmek için büyük çoğunluk işçi tutuyor, işçiler de genellikle Gürcüler…

“İşsizlik yok. Bizim çayımızı Gürcüler topluyor, millet ağa oldu” diye konuşuluyor, sosyal medyadan paylaşım yapılıyor.

Çayını toplayamayan insanlar, işçi tutup çay toplatıyorsa bunu eleştirmek ve işsizliğin sorunu olarak görmek gerçekleri saptırmaktır.

Evlenip çoluk çocuğa karıştığı halde doğru dürüst işi olmayan, evine ekmek götüremeyen insanların, sadece siyasi çıkar uğruna gerçekleri saptırması daha da hazindir.

Milyonlarca genç işsizlikten kıvranırken birileri sınavsız kurasız işe alınıyor, hatta birkaç yerden ballı maaş alıyor.

Yetmemiş gibi genç yaşlarında yaşadıkları lüks hayatlar milletin gözünün içine sokuluyor.

Acı olan tarafı ise işsizlikten kıvranan gençlerin bir kısmı bu yapılanları savunuyor…

Allah herkese basiret versin.

*****

Kertenkele

Japon mimarlardan biri evini baştan aşağı yeniliyordu. Tamirat esnasında söktüğü kapılardan birinin duvar kısımda, iki tahta arasında sıkışıp kalmış bir kertenkele gördü. Biraz daha dikkatle bakınca kertenkelenin canlı olduğunu fark etti.

Onu oradan kurtarmaya çalışırken bu kez kertenkelenin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu gördü.

“10 yıl önce yapılan evin kapısı takılırken dışardan çakılan bir çivi, o an kapıyla duvar arasında bulunan kertenkelenin ayağına isabet etmiş olmalı” diye düşündü Japon mimar.

Peki nasıl olmuştu da bu kertenkele, bir santim bile kıpırdayamadığı bu karanlık duvar boşluğunda 10 yıldır canlı kalmayı başarmıştı?

Mimar, tamirat işlerini bir kenara bırakarak kertenkeleyi izlemeye başladı. Sadece havayla beslenmediğine göre, bu kertenkelenin bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu.

Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket oldu. Japon mimar, nereden çıktığını fark etmediği başka bir kertenkelenin geldiğini gördü. Gelen kertenkele, yerinden kıpırdamayacak halde olana ağzıyla yiyecek taşıyordu. Bu kertenkele diğerinin belki annesiydi, belki eşi, belki de arkadaşı… Kim bilir?

Ama bilinen bir şey var ki aralarındaki güçlü sevgi, birinin bıkıp usanmadan diğerini hayatta tutabilmek için ona yiyecek taşımasına neden olmuştu.

Hayat şartlarının bir şekilde sevgiyi ve sevmeyi unutturduğu bu zamanda insanların arasında bile böylesi bir sevgiye rastlamak o kadar zor ki…

*****

TEBESSÜM

Şarj

Adam arabasıyla giderken kırmızı ışıkta durunca birden yan kapı açılmış, bir genç şarjdaki cep telefonunu alıp kaçmaya başlamış. Adam hemen arabadan inip kapkaççının peşinden koşmuş.

İki üç sokak ötede kapkaççı yorulmuş ve kaçamayacağını anlayınca belindeki bıçağı çıkartıp adama doğrultmuş. Adam korkmuş; o da elini cebine atıp konuşur:

- Birader telefonun şarjını unuttun…

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Suya düştüğünüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğulursunuz.

Tom Robbins