İstanbul'un toplu taşıma yükünü taşıyan İETT'de tuhaf şeyler oluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019'a kadar yerel yönetimlerin hizmet kalitesini yükseltme çağrıları yaparken, hatta CİMER, BİMER gibi iletişim hatlarına gelen şikayetler üzerinden belediyelere karne verileceğini açıklarken, İETT'ye bir haller oluyor.

Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dillendirdiği gibi AK Parti kadrolarında, belediyelerinde bir "metal yorgunluğu" var. Bu yorgunluk en fazla İETT'de hissediliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, halka dokunan hizmetlerinin başında geliyor İETT. Su kesintisi olmazsa İSKİ, kışın doğalgaz kesintisi yaşanmazsa İGDAŞ pek anılmıyor. Halk Ekmek, Hamidiye Su gibi "Belediye İktisadi Teşekkülü" statüsündeki yerler sadece kendisine özel müşteriler tarafından takip ediliyor.

Ama İETT öyle değil.

Günümüz şartlarında "çağdışı" kalmış minibüsler yerine, İETT otobüslerini tercih ediyor vatandaşlar. Çünkü, minibüs sürücüleri yolun belli bir yerine kadar (hat üzerinde tek başlarına oldukları bölümde) aracı ikinci viteste ve düşük hızla sürüyor, belli bir noktadan sonra tıka basa doldurduğu minibüsü, ambulansla yarışır hıza getiriyor. Ana arterlerin birçoğunda trafik sıkışıklığının nedenleri arasında gösteriliyor minibüsler...

* * *

Gelelim İETT'deki tuhaflıklara. Daha önce bazı bölümlerini yazdık, en ufak bir iyileşmeye rastlamadık. Demek ki, "Dediğim dedik, çaldığım düdük" tarzı bir yapı oluşmuş, eskilerin "Ali kıran baş kesen" dediği tarzdaki yöneticiler, o koltukları babalarının malı görüyor.

İETT'nin son icraatı, cuma günü İstanbullulara saç baş yoldurttu. Oluşan kaos, gece geç saatlere kadar devam etti. Neler yaşandığını ancak benim gibi sürekli toplu taşıma araçlarını kullanan ve İETT'yi takip edenler anlayabildi. Geri kalanlar, otobüs duraklarında homurdandı, beddua etti.

İETT'de bir "aklıevvel", canı sıkılmış olacak ki, tüm hatlardaki sefer saatlerini değiştirdi. Cuma sabahı da uygulamaya konulmuş (!) yeni sefer çizelgesi. Bırakın basın duyurusunu, İETT'nin sitesinden dahi bir duyuru yapılmadan...

Vatandaş, her zamanki gibi programladığı saatte evinden çıktı, otobüs durağına gitti ama otobüs yok. Ya da otobüs, o durağa doğru yürürken geçip gitti. Neden? Çünkü, sefer saatleri değişti ve vatandaşın haberi yok...

Neden değişti bilen yok. Okullar tatil olduğunda "Yaz Saati Uygulaması"na geçiyor ve sefer sayısını düşürüyor İETT. Okullar da tatil olmadı. Ramazan ayında, birden bire sefer saatleri değişti.

* * *

Esprisi ne değişikliğin? Onu da inceledik. Bazı hatlarda sabah 09.00'dan sonraki seferler seyreltilmiş. 20 dakika sefer aralığı olan hatlarda bu süre 45 dakikaya çıkarılmış. Kayseri'de, Malatya'da belki normal bu süre, köy minibüsleri bile ancak saatte bir sefer yapıyor olabilir. Ama şehir içinde, bu nüfuslu bir megapolde 45 dakika sefer aralığı, her şeyden önce "çağa uygun" değil... Hiç bir duyuru yapmadan hem de, "kafama göre" diyerek, "canım istedi" tarzında... 20 milyon İstanbulluya saygısızlık yaparak...

Amaç ne imiş peki? İETT'nin maliyetini düşürmek... Sefer düzenlemesinden İETT Genel Müdürü adaşım Arif Emecan'ın haberi var mı bilmiyorum ama mutlaka diğer düzenlemeler onun onayından geçerek yapılıyor.

İETT'de maliyeti düşürmek, "araç sefer sayısını azaltmak"la olmuyor sayın genel müdür.

İETT'de sürücü açığı var. Garajlardaki otobüs filosu, şoför açığı yüzünden israf oluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "istihdam seferberliği" başlattığı yerde, siz geçen yıl almanız gereken 3 bin 500 şoförü alamadınız. "Alamadınız" diyorum çünkü, bölüm müdürlerinizle AK Parti ilçe yöneticileri "kontenjan" konusunda anlaşamayınca ancak bin 250 kadar şoför alınabildi. Emekli olanları bile karşılamıyor.

İETT'nin "araç bakım" ünitelerini kapattınız, o işi "özel servis"lere havale ettiniz. Kâr mı etti İETT, zarar mı? İdarenin elindeki Bussing'ten sonra en eski araç olan Mercedes'lerde klima çalışınca araç çekişten düşüyor, biliyor musunuz?

İETT'nin bilgi işlem hizmetlerini özelleştirdini, ALBİL'le başlayan, sonra BELBİM'e uzanan yol şimdi "özel hizmete" dönüştü. MOBİETT'i dahi sağlıklı çalıştıramayan bir "özel hizmet."

Şoförleri KİPTAŞ'tan alıyorsunuz. Şoförün eline geçen paranın iki katından fazlasını ödüyorsunuz KİPTAŞ'a. Sefer gecikmeleri yaşandığında şoföre mesai yazılacak korkusuyla bir sonraki seferini iptal ediyorsunuz. Böyle kâr mı ediyor İETT?

Referandumda yüzde 70'in üzerinde "evet" veren Çavuşbaşı çevresinde "Bize ceza veriliyor" diyen de var, "Minibüs lobisi devreye girdi, otobüsler seyrekleşti" diyen de...

İETT'nin tüm hatlarını ÖHO veya ÖZULAŞ'a vermek için İBB'yi sabote etmeyin derim ben. Önümüzde 2019 seçimleri var ve korkarım sizin yaptıklarınızın faturası "kale" görülen yerlerde bile ağır olacak...