3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, 1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun aldığı bir kararla kabul edildi. Tüm dünyada kutlanıyor. Günün amacı, basının demokrasiyi korumaktaki rolünü vurgulamak, etik gazeteciliği ön plana çıkarmak ve dünyada basının sansür edildiği ülkelere mesaj göndermek.
Ne yazık ki basın özgürlüğü konusunda ülkemizin durumu iç açıcı değil. Basına ve basın özgürlüğüne önem ve değer verdiğimiz söylenemez. Oysa, basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biri. Bu nedenle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün önemi büyük.
Açık ve şeffaf bir toplum için Basın özgürlüğü, hayati önem taşıyor. Bağımsız ve bağlantısız, özgür ve yansız basın, halkın bilgi alma hakkını korur, yetkilileri denetler ve siyasi katılımı teşvik eder. Demokrasinin işleyişi ve gelişmesi için gerekli zemini oluşturur.
1922 yılında Atatürk bu gerçeğin altını çizmişti:
“Bir toplumu yönlendiren ve yöneten insanlar için, toplumun talihi üzerinde karar vermek durumunda bulunan dostlar ve düşmanlar için ölçü, bu topluluğun kamuoyundan anlaşılan yetenek ve değerdir. Bu nedenle milletler, kamuoyunu dünyaya tanıtmak zorunluğundadır. Bütün dünya kamuoyu hakkında bilgi sahibi olma ise, yaşam gereklerinin düzenlenmesi için şüphesiz gereklidir. Bu hususta ise var olan araçların birincisi ve en önemlisi basındır. Basın, milletin genel sesidir. Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete gereksindiği fikrî gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan ortak doğrultuda yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir. “
Gazeteciler, sözünü ettiğim gibi, Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve bilgi edinme hakkı gibi temel insan haklarıyla bağlantılı. Hak ve sorumluluklar bildirgesinde yer aldığı gibi, insan hakları ihlallerini ve adaletsizlikleri ortaya çıkararak, mağdurların sesini duyurmaya ve hesap verebilirliği sağlamaya katkıda bulunur.
Ulu önder Atatürk 1930 yılında şu noktalara dikkat çekmişti.
“Basın, kötüye kullanmalara engel olur ve hükümet araçlarını, görevlerini doğru yapmaya zorlar. Yayın, en etkili kontrol araçlarındandır. Bu noktada, eleştirinin kolay ve fakat yapmanın güç olduğu gerçeği, unutulmamak gerekir. Onun için, halkın iyiliği fikri her türlü eleştirilere ve tartışmalara daima egemen ve esas tutulmalıdır. Gerekli görülen fikirler, halkın iyiliği için ortaya atılmalıdır. Bu fikir hareket noktası olunca, eleştiri ve tartışma devletin de iyiliği için yapılmış ve vatandaşların toplumsal ve siyasal eğitimlerini yükseltmeye hizmet etmiş olur.
Basın, hükümetlerin siyaseti üzerinde geniş ölçüde etki yapan büyük bir kuvvettir.”
Dünün ve günümüzün, basın ve özgürlüğüne ilişkin düşünce tarzını sizlerin takdirine bırakıyorum. Oysa, basın, toplumdaki önemli konulara dair tartışma ve fikir alışverişi platformu sağlamalı. Farklı bakış açılarının sunulması ve eleştirel düşüncenin desteklenmesi toplumsal gelişme için gerekli.
Basın özgürlüğü, kültürler arası diyaloğu ve anlayışı motive eder. Uluslararası ilişkilerde gerilimi azaltmaya ve barışın korunmasına katkıda bulunur.
Basın özgürlüğüne ilişkin güzellik ve gereklilikler manzumesini uzatabiliriz.
Dünyada basın özgürlüğü sıralamasına göre, birinci sırayı Norveç almış. Norveç'i Danimarka ve İsveç izliyor. Türkiye'nin 158. sırada bulunduğu listede 180'inci sırada ise Eritre bulunuyor. Listede Suriye 179, Afganistan 178 ve Kuzey Kore de 177'inci sırada yer aldı. Türkiye endekste Laos, Filistin, Yemen ve Sudan’ın gerisinde kaldı.