İki bin dokuz yüz sene öncesinden…

Hazreti İsa doğmadan 900 yıl önce, yani bundan 2899 yıl evvel de bayramlar vardı..

İnsanlar bir tapınağa aşağıdaki yazıyı asarlar.

Sıraya girip okurlar...

Birbirlerine sarılırlar...

Bayramlarını kutlarlardı.

Yazı, beyin hücrelerimde bin bir sorunun doğmasına yol açtı ve derin düşüncelere daldırdı…

Xsentos imzalı bu yazı bir nasihatler dizisi gibiydi ve sanki asırlar ötesinden günümüz insanlarına ve yöneticilere sesleniyordu.

İki bin dokuz yüz sene önce bu öğütleri okuyup uygulayanlar mı, yoksa kırmızı ışıkta duran şoförü öldüren zamanımızın insanları mı medeni?

Ben lafı uzatmadan sizleri “O” yazı ile baş başa bırakayım… Yorumları kendiniz yapın…

Buyurun okuyun…

ÖNERİNİ YAP AMA ASLA

HÜKMETMEYE KALKMA

“Gürültü patırtının ortasında sessizce, sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde huzur var. Sakın bunu unutma. Herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık: unutmak olsun.”

Bağışla ve unut...

Ama kimseye teslim olma...

İçten ol;

Telaşsız anlat...

Kısa, açık ve net konuş...

Başkalarına da kulak ver...

Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları,

Çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır.

Yalnız...

Yaptığın planların değil...

Başardıklarının da...

Tadını çıkar...

“Ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen.

Hayattaki dayanağın işindir, unutma.

Sevebileceğin bir iş seçersen yaşamında

bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın.

İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın...”

Olduğun gibi görün...

Ve göründüğün gibi ol...

Sevmiyorsan eğer...

Sever gibi yapma...

Çevrene, tanıdıklarına...

Önerilerde bulun...

Fakat asla hükmetmeye kalkma.

“İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın sevgi konusunda yüz yıllardır öğrenebildiği bir kumsaldaki kum taneciği bile değildir.’’

Sevgili okurlar Bayramınız kutlu sağlığınız ve mutluluğunuz daim olsun.