YSK'nın AKP baskısıyla İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerini iptal ettirmesi CHP tarafından ne kadar "kibarlıkla" karşılandı öyle değil mi? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, salı günkü grup toplantısında belki de genel başkanlığı süresince en sert konuşmasını yaptı. Ondan sonra bir "gaz" bir "gaz". Ardından CHP'li tüm belediyelerin "23 Haziran esprileri", tekrarlanacak seçimleri adeta bir "şenlik havası"na bürüdü. Oysa ortada sadece demokrasi adına yapılmış bir hırsızlık, haksızlık yok. Seçim tekrarı aynı zamanda CHP'ye oy veren insanlara yapılan bir hakaret. Ama olsun "Biz sokağa çıkmayacağıııız, bizi kavgaya sürükleyemeyecekleeeer". AKP, sandıklarda "bir şeyler olduğu" yolundaki iddiasını hırsızlık ve usulsüzlükle taçlandırdı. Ne CHP'den ne İYİ Parti'den bir ses çıkmadı. Hadi onlar "kavgayı" sevmiyor. Peki seçmen... YSK da AKP de Millet İttifakı'na oy verenleri resmen hırsızlıkla suçladı, kimse sesini çıkartmadı. Ne millet adına şikayetçi olan, ne de suç duyurusunda bulunan bir parti çıkmadı. Oysa AKP'ye bakın "devlet memuru olmadığı iddia edilen" sandık başkanları vs. için tek tek dava açacağını beyan etti. Bekleyip göreceğiz, kimler ipe gidecek?

FİŞLEMEYE TEPKİ YOK

Açıklamaların sonu gelmiyor... Örneğin, AKP'nin devrik genel başkan yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Konuşursam yanarsız" diye tehdit ettiği ve her fırsatta hırsızlık yaptığını vurguladığı İ. Melih Gökçek'in "İnanın bu kadar yüzsüzlüğe hayret ediyorum, hırsız var hırsız" dediği twitlerine cevap yok. Çünkü "Biz kavga sevmiyoruuuuz". Hani hak verilmez alınırdı. Ya da Bekir Bozdağ'ın "Aynı sakatlık nedeniyle diğer seçimler iptal edilemez" itirafı. Ya da mazbatası alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "herkesi konuşmaya" çağırdığı miting gibi söylemlerinin ardından twitlerle destek olan sanatçılara sahip çıkılmaması. Cumhurbaşkanlığında arşivci olarak çalışan Muhammet Safi isimli zatın "Her şey çok güzel olacak" sloganını paylaşanların isimlerini "elle" yazarak liste yapması ve AKP'nin YSK temsilcisinden ünlü isimlere "Adaletinizin terazisini .........." demesi... Bunların hiç biri ittifak seçmenine hakaret sayılmıyor değil mi? Bu nedenle ittifak ortakları ses çıkarmıyor. Çünkü neden kibarız, kavgayı sevmiyoruz...

TEK DERDİMİZ GEÇİM DEĞİL

Hadi ordan beyler hanımlar. Her şey o kadar zor olacak ki sizi İstanbul seçimini 23 Haziran'a esprili yaklaşan belediyeleriniz kurtaramayacak. İstanbul'da daha önce AKP'liler tarafından defalarca hakarete uğramış ancak bir nebze bile ittifak üyelerinden destek görmemiş halk kurtaracak. Seçimlere bir aydan fazla var. Birkaç gündür devam eden "Her şey çok güzel olacak" şenliğine güvenmeyin. Bu ülkenin balık hafızalı olduğunu ve aynı zamanda seçim yorgunu olduğunu unutmayın. Çalışın, daha hırslı, daha kavgacı olun. Hakkınız olanı alın, o zaman ittifaka oy verenlerin desteğini ve güvenini daha fazla kazanırsınız. Sert söylemler sadece grup toplantılarında kalmasın, size oy verenlere hakaret edenlere siz de aynı ses tonuyla cevap verin. Eğer gerçekten CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın dediği gibi "Millet seçim değil, geçim peşindeyse" o zaman hükmen yenik olduğunuzu düşünüp sahneden çekilin. Eğer "Bu sözler kendisini bağlar" diyorsanız, ona göre ne gerekiyorsa yapın. 23 Haziran'da seçim yorgunu insanların tüm programlarını sadece size destek vermek için ertelediğini, iptal ettiğini hafızanızdan çıkarmayın. Unutmayın, İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder...