Tarihi ve kültürel bağlarımız olan, kardeş Kırım Tatar Türkleri, vatanları işgal altında ve vatanda kalabilme ve vatanlarında hür yaşayabilme ve vatana girişleri yasaklanan insanlar ise, tekrar vatana dönebilme mücadelesi içindeler. 18 Mayıs 1944 gecesi, Sovyetler Birliği'nde, dönemin lideri J. Stalin'in emri ile yaklaşık 5 yüzbin Kırım Tatar Türkü'ün, vatanları Kırım'dan sürgün edilişinin üzerinden yıllar sonra, Sovyetler Birliği'inin dağılması sonrasında, tekrar vatanlarına dönen Kırım Türklerinin vatanları, yendien önce işgal sonrasında da, ilhak edildi.  Kırım Türkleri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu liderliğinde, yeniden özgürlük mücadelesinde, silaha sarılmadan, tamamen demokratik metodlar ile kültür ile sanat ile ve insan hakları kuralları çerçevesinde, mücadelelerini sürdüren Kırım Türkleri, sesleri bu sefer de farklı bir şekilde dünyaya duyuruldu. Kırgızistan'a sürgün edilmiş olan bir ailenin kızı olan Camala'nın (Susanna Camaledinova), 'Ey güzel Kırım' adlı, 1944 sürgününü anlatan şarkısı, Evrovizyon şarkı yarışmasında birinci olması ve  genç sanatçının yaptığı açıklamalar ile, Kırım işgali ve yaşanan dram ve mücadele, dünya kamuoyunda ses getirdi. Kırım Türklerinin mücadelesi, Kırım'da ve bütün Kırım Türkleri ve Türklerin yaşadığı ülkelerde ve Türkiye'de de sürdürülüyor. Ardahan Üniversitesi öğretim üyelerinden Kırım Türkü Doç. Dr. Raneta (Rana) Gafarova'da akademik alanda, bu hizmete gönül ve emek verenler arasında yer alıyor. Doç. Dr. Gafarova ile Kırım'da dünden bugüne yaşanan, gelişmeler ile Türkiye hakkında konuştuk.

IMG_4641

Önce 18 Mayıs 1944 büyük sürgün ve kıyım. Aileniz de sürgün edildi, siz de sürgünde doğdunuz. Aileniz ve sürgün hayatınızı anlatır mısınız?

Benim ailem de, 18 Mayıs 1944 gecesi, vatanları Kırım'dan sürgün edilen ve yıllar sonra tekrar vatanına dönen vatanperver insanlardandır. Babam İsmet Süleyman Bey, 1937 yılında, Kırım'ın Canköy şehrinde büyümüş, annem Gülnar Emurla 1943 yılında, Kerç ilçesinin Yedi Kuyu kasabasında doğmuş. Sürgünde Özbekistan'da Namangan ve Andican bölgesine yerleştirilmişlerdi. Annem fizik öğretmeni idi ve 40 yıl öğretmenlik yaptı. babam ise moda terzisi idi. Biz dördü kız olmak üzere beş kardeş idik. Yıllarca hasretini çektiğimiz Vatanımız Kırım'a 1990 yılında döndük. Biz de vatana dönen her Kırım Türk ailesi gibi, çok zorluklar çektik. Evsiz, işsiz ve maddi sıkıntılar ile yaşadık yıllarca. Ama vatanımızda idik ya, her şeye değerdi. Ailemizin en büyüğü babaannem Şeyhzade İlyas kızı idi. B bize ve ayrıca benim için, Kırım Türk milletinin namus, cesaret ve akıl örneğiydi. Adımı da, Rana Şeyhzade bıtay (babanne) koydu. Sovyet rejiminde isimleri biraz Avrupa şekline çeviriyorlardı, Çünkü Müslüman ve Türk olduğu için, kariyer ve gelecekte, engeller çıkartılması ve yolu açık olsun diye. 1994 yılında Kırım'da Simperopol şehrinde, Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi açıldı ve orada görevim başladı. Bu üniversitede Kırım Türkleri için bir gelişme programında görev yaptım. 2013 ylında, Ardahn Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Söylemesin, işbirliği sözleşmesi imzalamak için Kırım'a gelmişlerdi ve bir teklifte bulundular. Rus Dili ve Edebiyat Bölümünü açmak ve kurucu olarak, altı aylık görevlendirilmek üzere. Fakat bu işgal meselesi her şeyi değiştirdi. Bu işgalden önce gelmiştim ve bu acı günlerde Türk soydaşların beraberlikte oldum.  Bu süreçte maalesef, şimdi Kırım'daki üniversitemizde, benim yönetimde olduğum Türkoloji Fakültemiz, siyasi sebepler nedeni ile kapatıldı.

Şimdi vatanınız yine işgal altında. Bu nasıl bir duygu, Bu yaşanan gelimeler, Kırım Tatar Türkleri için, ne ifade ediyor?

Bizim halkımızın kaderi, daima mücadele yollarında bulunmaktır. Sovyetler Birliği zamanında, diktatör Stalin'in, emri ile 18 Mayıs 1944 bir insanlık dışı bir sürgün yaşandı. Şimdi yine benzer, başka bir şekilde, vatan Kırım ve Tatar Türklerine karşı, Rusya'nın, işgal ve baskı uygulamaları var. Ama yine azatlık, hürriyet ve Vatan Kırım Milli mücadelesi, bizden önceki büyüklerimiz, nasıl sürdürdüler ise biz ve bizden sonra gelecek gençlerimiz de, bu mücadeleyi yılmadan, usanmadan sürdürecekler.  Evet son olaylardan sonra, bu işgal, baskı ve onlara karşı verilen mücadele, daha önceki işgal ve mücadele yıllarından, daha farklı bir şekilde sürüyor. Sovyetler Birliği zamanında, Kırım Türkleri vatanlarından sürgüne gönderilip, uzakta yaşadıkları halde, kendi haklarını ve vatanları Kırım'a dönüşünü savunuyorlardı. Şimdi ise Ana vatan Kırım'dayız, fakat analarımızın, atalarımızın vatanında, yerli halkı olarak sayılmıyoruz ve daima baskı altındayız. Kırım Türklerinin Lideri ve bizim mücadele kahramanımız Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Sovyet Birliği zamanında, vatanımız Kırım'dan çok uzaklarda, yıllarca Sibirya'da hapislerde idi. Şimdi bu son durumda yine, maalesef vatanı Kırım'a girmesi, yasaklandı. Ama bugünkü dünya şartlarında da, başta Liderimiz Kırımoğlu olmak üzere, Kırım Türklerinin meselesini bütün dünyaya seslendirme imkanı var ve her zaman ve her şartta, bu işgal ve sürgün ile Vatanın hür ve azadlık mücadelesi anlatılacak, hep birlikte. Kırım Türklerin kanında Kırım sevgisi, atalarından o kadar sinmiş ki, bugün gençlerimiz çok aktif ve milli duygusu güçlü.

DSC_0223

VATANIM'A HASRET BULDUM EY GÜZEL KIRIM, CAMALA VE EVROVİZYON 2016

Erovizyon'a 2016 yarışmasına damgasını vuran şarkıdaki Türkçe sözler, sürgünü anlatan bir şarkıdan alınma. Bu şarkı ve Erovizyonda birincilik kazanması sizin için ne ifade ediyor?

'Ey, Güzel Kırım' şarkısını bilmeyen bir tek Kırım Türkü yoktur. Çünkü bu hasretlikte ve mücadelede doğan bir hayat şarkısı. Bu bir sanat örneği olarak, her Kırım Türklerinin törenlerinde ve toplantılarda seslendiriyor. Bu halk türküsü değildir, onun yazarı ya da yaratıcıları Ana vatanından uzakta yaşamışlardı... Sözlerini Fatma Halil yazmış, bestesini ise Şükrü Osman yapmış. Aslında sanat dünyasına bir bağlantıları yoktu. 1968 yılında, yaklaşık 50 yıl önce, bu türkü Şükrü Ağa ilk defa 'Acı gecesi' (Sürgün Gecesi)nden sonra, Kırım'a ziyarete gelmiş ve ana toprağında yaşamaya karar vermişti. Akardeonu da, daima yanında idi. O vakitlerde Kırım Türk ailelerinin bir çoğu, Kırım'a dönmeye başlamıştı. Fakat Sovyet Hükümeti yasakladı ve Kırım Türkleri çok zulüm görmüş ve yerli halk olmasına rağmen, onların sürgünden sonra evlerine Rus aileleri  yerleştirmişlerdi. Fakat bütün bu olumsuzluklara bakmadan, Kırım Türkleri, anne, baba, dede, nine demeden çocukları, bebekleri ile birlikte, öz-kendi topraklara geliyorlardı. Bu insanlar arasında, yedi çocuk annesi Fatma Halil hanım da vardı. Akmescıt'e gelen Kırım Türkleri, bir arada toplanıyorlardı ve beraberlikte zor günleri geçiriyorlardı. Bir gün, onların arasından Şükrü Osman bey ve Fatma Halil hanım, Kırım'ın güzel bir şehri olan Aluşta'ya gezmeye gitmişler. Ve bu gezide, tramvay yollunda Karadeniz'e ve güzel Kırım'ın o muhteşem manzarasına bakarken, 'Ey güzel Kırım' türküsü doğdu. İşte, bugün bu türkü halk türküsü olarak olarak, bütün Tatar Türklerinin dilinde ve gönlündedir. Bu sade satırlardan oluşan türküde vatan sevgisi, vatan hasreti, vatan mücadelesi, vatan özlemi yeralmış, sözlerden, kulaklara ve gönüllerde yer etmiş bir türkü idi.  Jamala (Susanna Camaledinova) Kırım Türk sanatçısı, bu yıl (2016) Evrovisiyon Şarkı Yarışmasında, çok duygulu şarkısının cümleleri arasına bu türkünün, anlamlı sözlerini koydu. Bu başarı çok önemli. Çünkü, şimdi Kırım Türklerinin 1944'de ve bu gün yaşadıkları acıları, baskı ve zulümleri bütün dünyaya duyurulmuş oldu.

KIRIM İLE TÜRKİYE BİR YÜREK

Kırım Tatar Türkleri için, Türkiye ne ifade ediyor? Türkiye ve Türkleri'nden talep ve beklentileri nelerdir?

1390677_694705113904081_1657020086_nKırım ve Türkiye bir yürek. Dünyanın neresinde olursa olsun, Kırım Türkleri için, Türkiye bizim tarihten bu güne kadar, her zaman kardeşimiz olmuş, bir milletin evlatlarıyız, kardeşleriyiz. Rusya'nın Kırım'ı işgalinin, birinci günden başlayarak, Türkiye'nin ve Türk kardeşlerimizin desteğini duyuyoruz. Bu milli, vatan ve azaldık mücadelesinde manevi destek olarak çok önemlidir. Maalesef, şimdi siyasi kriz ile Kırım'a, bir Türk vatandaşı giremiyor ve bu çok ciddi bir problem. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti ve onun yönetimi, Kırım Türklerini zor günlerinde, hiç yalnız bırakmadıklarını daima söylüyorlar. Liderimiz Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Milli Kırım Tatar Meclisinin temsilcileri, pek çok zaman Türkiye'de, ortay çalıştaylar oluyorlar. Çeşitli eğittim ve ilim projeler, Kırım Türk dili, tarihi, edebiyatı ve bg. Gerçekleşiyor. Aslında biz biliyoruz ki, Türkiye'de yaşayan aslen Kırım Tatar Türkü olanlar değil, Anadolu'da yaşayan Türk kardeşlerimiz de, geçmiş zamanlarda da, her zaman Kırım Milli davasına sahip çıktılar ve destek verdiler. Şimdi de bu sahip çıkma ve destek sürüyor. Biz bir milletin, Türk milletinin evlatlarıyız. Kırım, Türkiye, Balkanlar, Doğu Türkistan, Ortaasya (Türkistan) Türk Cumhuriyetleri, Suriye-Irak Türkmenleri, Balkanlarda, Kıbrıs'ta, Amerika B. D. Ve Avrupa'da ve geniş bir coğrafyada yaşayan kardeş topluluklarımız var. Bu kardeş topluluklar kültür, sosyal, siyasi ve insani manada elbette birbirleri ile iletişim ve diyalog haline olmalılar, olacaklar da. Bu insani ve kültürel bir ihtiyaçtan da öte, günümüz acımasız politikaları içinde mecburiyettir de.

EY GÜZEL KIRIM

Aluşta'dan esken yeller, yüzüme vurdu
Balalıktan ösken evge köz yaşım düştü
Men bu yerde yaşalmadım  yaşlığıma tuyalmadım
Vatanıma hasret buldum, ey güzel Kırım

Bahçaların meyvaları baldır ve şerbet
Sularını içip içip toyalmadım min
Kartlarımız dua da okıy, tez vatana kaytırık dip
Nasıl güzel vatanımız, ey güzel Kırım
Yerlerini yutirip yutirip, toyalmadım min
Vatanımda yaşamağa pek isterdim min
Yeşil dağlar küldü mana, Tatar halkı keldi sana
Kucağın açsın ana, ey güzel Kırım

KIRIM TATAR TÜRKLERİ MİLLİ MARŞI

Ant etkenmen, milletimin yarasını sarmaga
Nasıl bolsun, eki kardaş birbirini körmesin?
Onlar için ökünmesem, mugaymasam, yaşasam.

Ant etkenmen, şu karangı curtka şavla serpmege,
Nasıl bolsun, zavallı kardaşlarım inlesin?
Bunu körüp, buvsanmasam, mugaymasam, yanmasam
Yüregimde, kızıl kanlar kaynamasın, kurusun

Ant etkenmen, söz bergemen millet içün ölmege,
Bilip örüp, milletimin köz yaşanı silmege.
Bilmıy, körmıy, bin yaşasam, kurultaydı han bolsam
Kene bir kun mezarcılar kelir meni kömmege.

DOÇ. DR. RANETTA (RANA) GAFAROVA KİMDİR?

DSC_0201

Özbekistan'ın Namangan şehrinde 1965 yılında doğdu. Namangan Devlet Eğitim Üniversitesi (Özbekistan) Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.  (1982-1986)  Aynı üniversite ve bölümde, lisan ve yüksek lisans yaptı. Namangan ş. 49 Lise  (Özbekistan) öğretmen olarak görev yaptı. (1986-1994) Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi (Kırım) Personel Müdürü. (1995-2009) Harkov Devlet Eğitim Üniversitesi (Ukrayna) Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünden, "Rus dilinde sonek univerblerin semantik ve kelime yapısının özellikleri" konulu tezi ile doktora aldı. (2008 - 2010) Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi (Kırım) Doç. Dr. Ünvanına sahip oldu. (2009-2014) Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi (Kırım) Kırım Tatar ve Türk Filoloji Fakültesi Dekan (2011-2014) Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi (Türkiye) (2013-2016) "Cengiz Dağcı müze-kütüphanesi", müdürü/ Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şubesi (araştırma projesi), Kırım / Simferopol (2012) ve . "Noman Çelebicihan müze  kütüphanesi'; müdürü / Emel Kırım Vakfı (araştırma projesi), Kırım / Simferopol) (2013) ile İsmail Gaspıralı araştırma merkezi , yöneticisi/ Türk Ocakları İstanbul Şübesi (araştırma projesi, Kırım Simferopol (2014) projelerinde görev aldı. Çağdaş Rus Dili. Kelime yapısı, Dolya, Simferopol, (2012).  Gafarova, R., Aliyeva V., İbragımova V., Kırım Tatar İlk okullarda Rus dili geliştirme programları ilkesi,  Uçpedgiz, Simferopol, (2007).