Gelişen teknolojiyle birlikte katma değeri yüksek, teknoloji ve inovasyona dayalı ürünlerin küresel ticaretteki önemi ortaya çıktı. Türkiye teknoloji seviyesi yüksek ürünleri ithal ettiği için bütçede cari açık veriyor. Yeni dönemde bu ürünlere yönelik ar-ge çalışmaları ve ihracata oranları arttırılmalıdır. Dışa bağımlılığı en aza indirmek küresel ticarette ayakta kalabilmenin en önemli koşuludur. Türkiye'de üretim yaparak dışa bağımlılıktan kurtulabilir. Katma değer ürün, ar-ge, inovasyon, yazılım mühendisliği bu alanlarda yetişmiş insan gücü bizi güçlü ekonomiler arasına sokabilir aksi halde üretmeden tüketen bir ülkenin dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girmesi hayalden öteye gidemez. 

Dünya Ekonomik Forumunun hesaplarına göre, gelecek 10 yılda dijitalleşmenin, dijital dönüşümün ekonomik ve sosyal etkisi yaklaşık 100 trilyon dolar olacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız dünyadaki dijital dönüşüm pazarından 1 trilyon dolar pay almayı hedefliyor. Son 1.5 yıldır Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türk Sanayisinin hedefleri ve ne yapması gerektiği ve dünyanın nerede olduğu hususunda çalışmalar yapılıyor. Bu bağlamda; Türkiye'nin Dijital Dönüşümü yol haritası hazırlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB),  Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Uluslararası Yatırımcılar Derneği  (YASED) Dijital Dönüşüm Platformu kuruldu.

Dijital Dönüşüm için İnsan gücü...

Nisan 2018'de proje bazlı yatırım ve teşvik sistemi kapsamında, teşviklerin yüzde 75 oranında yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürünlere sağlanacağı Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanmıştı. Dijital dönüşüm konusu son 1.5 yıldır ülkemizin gündeminde hatta 24 Haziran seçimleri kampanya sürecinde CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İNCE Endüstri 4.0 söylemini ağzından hiç düşürmedi. Fizik öğretmeni olan İNCE kazanırsam Dijital Dönüşüme yöneleceğim geleceğimiz olan gençlerimize Kuantum diyorum, Endüstri 4.0 diyorum söylemiyle kampanyasını yürütmüştü. Aslında Türkiye olarak iktidarıyla muhalefetiyle durumun farkında olmamız güzel bir gelişme ancak siyasi çekişmeler içerisinde birbirimizi yemekten konuya odaklanamıyoruz ve maalesef söylemden öteye gidemiyoruz.

Dijital dönüşümde en önemli faktör insan gücü diyoruz peki nitelikli insan yetiştirebiliyormuyuz ? Sanayi ve Teknoloji eğitimi üzerine ne yapıyoruz bunları masaya yatırmamız gerekiyor. Sanayi ve Teknoloji alanında nitelikli insan yetiştirebilirsek dijital dönüşümü sağlayabiliriz. Almanya ve İngiltere'de Sanayicilerle yapılan ankette, dijital dönüşümün yani Endüstri 4.0'ın önündeki en büyük engel nedir diye sormuşlar. Nitelikli insan, iş gücü cevabını vermişler. Yani her şey insanla başlıyor, insanla devam ediyor ve insanla başarıya ulaşılıyor. Bilim ve Teknoloji dünyası insanın yaptığı işlere alternatif olarak robotları getirse de robotu yapanda insan olduğu gerçeğini unutmamak lazım.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Dijital Teknoloji Eğitimi verecek 100 tematik okul açılacağı bilgisini paylaşmıştı. Bu bağlamda; 400 teknoloji öğretmeni yetiştirileceği 100 bin dijital teknoloji eğitimi almış teknisyenle dijital teknoloji alanında doktoralı personel yetiştirileceği söylenmişti. Bu proje beni oldukça heyecanlandırdı seçim sonrası projenin ne durumda olduğunu araştırdım çalışmaların devam ettiği bilgisine ulaştım. Şuanda Türkiye Genelinde Bakanlık ruhsatlı 309 OSB ( Organize Sanayi Bölgesi ) var Türkiye Genelinde devlete ait Meslek Yüksek Okulu sayısı 12 Özel Meslek Yüksek Okulu sayısı 35, Meslek Lisesi sayısı 32, Meslek Eğitim Merkezi sayısı ise 18. İkitelli ve Tuzla OSB'lerindeki Meslek Liselerinde Kimya, Mekatronik, Elektronik, Makine ve Otomotiv branşlarında eğitim veriliyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından edindiğim bilgiye göre bakanlık bünyesinde ve  özel sektöre verilecek teşvikle bu okulların sayısı artacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yatırım yapmak isteyen özel girişimcilere arsa tahsisi, öğrencinin öğrenim bedelinin bir kısmını karşılayacağını taahhüt ediyor. Umarım iç ve dış politikada yaşadığımız sıkıntıları biran önce giderip bu konulara odaklanırız. Üreten bir Türkiye için birlik beraberliğe ihtiyacımız var artık ülkenin geleceğini ilgilendiren milli konularda ortak fikir sahibi olmayı öğrenmeliyiz. Dünyanın gözü bu coğrafyada biz sahip çıkmaksak ne yaşanacak vatan nede milli kimliğimiz kalır. Yazımı ünlü Türk fikir insanı rahmetli İsmail Gaspıralı'nın çok sevdiğim ve önemsediğim sözüyle bitirmek istiyorum. " Dilde, fikirde, işte birlik" düsturu ile geleceğimizi yeniden inşa edelim...